How do you do it tradutor Turco
11,607 parallel translation
How do you do it without getting caught?
Yakalanmadan nasıl yalan söylenir ki?
How do you do it?
- Nasil yapiyorsun sen?
How do you do it?
- Bazılarına göre. Nasıl yapıyorsun?
So, as a working woman... the mother of two, not to mention the wife of the governor... how do you do it?
Çalışan bir kadın olarak iki çocuk annesi olarak, vali karısı olmaktan bahsetmiyorum bile bunu nasıl yapıyorsunuz?
How do you do it, Eric?
Bunu nasıl aldın, Eric?
I really don't know how you do it.
Nasıl yapıyorsun gerçekten bilmiyorum.
How do you answer the question right if it isn't listed as one of the four choices?
Sana dört tane şık verilmeden doğru cevabı nasıl bulabiliyorsun ki?
How do you like it?
Nasıl beğeniyor musun?
- How do you know? Because it might have taken me a while to tell you the truth, but from the first second I looked at you, I wanted to tell you everything about me.
Çünkü sana gerçeği söylemem biraz vakit almış olabilir ama seni gördüğüm ilk andan beri kendimle ilgili her şeyi sana anlatmak istedim.
Then how are you gonna do it without magic?
- Peki sihir kullanmadan nasıl yapacaksın?
Do you have any idea how it feels to not be in control of yourself?
Kontrolünün bir başkasında olmasının nasıl hissettiğini biliyor musun?
- How does it feel to know that... I can do whatever I want to you?
Sana ne istersem yapabileceğimi bilmek nasıl hissettiriyor?
Do you know how bad it is for children's endocrine systems?
Çocukların içsalgı dizgesi için ne kadar zararlı olduklarını biliyor musun? Hadi ama!
All right, how high do you want it?
Ne kadar yükseltmemi istersin?
How do you know it was her?
O olduğunu nereden biliyorsun?
Do you have any idea how much it hurts?
Çok canım yanıyor biliyor musunuz?
I don't know how you do it.
Bunu nasıl yapıyorsun bilmiyorum.
You know, I didn't know how, or if it was going to make a living for me or anything like that, but I knew that was what I wanted to do.
Yani bunun bir iş olabileceğinden bununla geçimimi sürdürebileceğimden emin değildim ama yapmak istediğim şeyin bu olduğunu biliyordum.
I think the time when you're most stressed is when you do your most important work, and that's how it's been for me.
Bence en stresli olduğunuz zaman en önemli işinizi yaptığınız andır, benim için bu böyle oldu.
How'd you do it?
Sen nasıl yaptın?
So how do you keep the mag-coils from overheating? - Is it...
Peki manyetik bobinlerin ısınmasını nasıl önlüyorsun?
How do you think a parent would feel if their kid ended up on that train, by himself, with a bomb on it?
Bir çocuk bombalı bir trene bindiğinde ailesi... -... ne hisseder sence?
I just don't know how you do it, Ms. Grant.
Bunlarla nasıl başa çıkıyorsunuz bilmiyorum, Bayan Grant.
How do you juggle it all?
Her şeyle nasıl ilgileniyorsunuz?
Kind of makes you wonder how I do it.
İnsan ben nasıl olurdum diye merak ediyor.
Do you recall how it was resolved?
Nasıl çözüldüğünü hatırlıyor musun?
How long do you think you can keep it from him?
Daha ne kadar saklayacaksın ki?
And how do you suggest we find it?
Nasıl bulmamızı öneriyorsun?
How can you do it without holding hands?
El ele tutuşmadan nasıl öğreneceğim?
I can't tell you exactly how I got it, but I do think you should know what's inside.
Tam olarak nasıl aldığımı söyleyemem ama içinde ne olduğunu bilmelisin bence.
How do you deal with it?
Sen nasıl başa çıkıyorsun?
Then you can't get the medicine or fluids to the patient because you never learned how to do it using anatomical markers.
Böyle bir durumda sen hastaya ilaç veya sıvı enjekte edemezsin çünkü hiçbir zaman anotomik işaretleri kullanmayı öğrenmedin.
It's her first death in a decade, and it's her old boss's kid, to boot. How do you think?
Son on senedir gördüğü ilk cinayet, ve ek olarak birde eski patronunun kızı.
Do you know how many years it took to place those informants?
O muhbirleri yerleştirmek kaç yıl sürdü, biliyor musun?
How do you know it's not so bad?
- Kötü olmadığını nereden biliyorsun?
When your family's been looking down on you for years, how do you get it to stop?
Ailen sana yıllardır tepeden bakıyorsa bunu nasıl durdurursun?
Do you know how to stop it?
Nasıl durduracağını biliyor musun?
If you want to help Keen, this is how you do it.
Keen'e yardım etmek için yöntem bu.
How do you want to play it?
Nasıl yapmak istiyorsun?
How do you like it, fin-face?
Bu hoşuna gitti mi, yüzgeç surat?
Well, how do you know it's working?
- Pekâlâ, çalıştığını nasıl anlıyorsun?
How do you know it's true?
- Doğruluğuna nasıl eminsiniz?
How long do you think it'll take for them to roll over on you?
Sizce peşinize düşmeleri ne kadar sürer?
Do you know how disturbing it was to realize that I couldn't bring myself to kill you?
Seni öldüremeyeceğimi bilmek ne kadar rahatsız edici biliyor musun?
How'd you do it?
Bunu nasıl yaptın?
I can't tell you exactly how I got it. But I do think you should know what's inside.
Tam olarak nasıl elde ettiğimi söyleyemem ama bence içindekileri bilmen gerekiyor.
- Will you teach me how to do it later?
- Bunu daha sonra öğretir misin?
You need to explain to him how to do it.
Ona nasıl yapacağını açıklaman lazım.
How did you do it, son?
Bunu nasıl başardın, oğlum?
How many times do I have to let you tug it?
Daha kaç kere çekiştirmene izin vermem gerekiyor?
How'd you do it?
- Nasıl başardın?