Hurtful tradutor Turco
496 parallel translation
Hurtful...
Kırıcı...
This incomprehensible interrogation is hurtful to both parties.
Bu anlaşılmaz sorgular iki taraf için de çok incitici.
That's not only ridiculous, it's bloody hurtful.
Yalnızca saçma değil, aynı zamanda incitici.
There have been arguments and reconciliations due to misunderstandings or bad temper, but the arguments were never too hurtful.
Bazı tartışmalar ve görüş ayrılıkları oluyordu elbet, ama bunlar hiçbir zaman yıkıcı değildi.
And because the frailty of man, without Thee, cannot but fall, keep us ever, by Thy help, from all things hurtful and lead us to all things profitable to our salvation, through Jesus Christ, our Lord.
Ayartılmamıza izin verme. Kötü olandan bizi koru çünkü egemenlik ve güç daima senindir bizi günah işlemekten ve bütün kötülüklerden koru lûtfun, İsa Mesih yoluyla üzerimize olsun.
Hath hurtful power o`er true virginity. "(" Two Brothers " 1827 by John Milton )
Gerçek bekarete zarar verme gücüne sahip değildir.
Go and read a little the precepts of health, and ask the doctors if there is anything so hurtful to man as excess in eating.
Gidin de biraz sağlık tavsiyelerini okuyun, doktorlara sorun... İnsana aşırı yemekten daha zararlı bir şey var mıymış?
I'd be more inclined to blame him for being hurtful.
Onu kırıcı olmakla suçlamaya daha istekliyim.
I'm afraid you may find it a bit curt, and even hurtful.
Korkarım ki onu biraz kaba hatta kırıcı bulabilirsin.
It's the lying I find so hurtful.
Yalan söylemeni çok incitici buluyorum.
At least study what we were without law. Hurtful, savage, thieving.
En azından kanun olmadan önce ne kadar, ziyankar, vahşi ve hırsızdık, onu inceleyin.
- Are women always so hurtful?
Kadınlar herzaman böyle yaralayıcımıdır? Çoğu zaman.
Not if you leave hurtful messages on my machine.
Bana yaralayıcı mesajlar bırakacaksan hayır.
Well, it's not funny! It's just hurtful!
Hiç komik değil, sadece kırıcı.
No need for a de-hurtful retraction.
Sözlerini geri almana gerek yok.
You can be as mean and hurtful as you want.
İstediğin kadar zalim ve acımasız olabilirsin.
Want me to take back some of those mean and hurtful little things I said?
Söylediğim kaba ve kırıcı sözleri geri almamı mı istiyorsun?
There are hurtful, vengeful spirits laying hands on these children.
Zalim, kinci ruhlar bu çocukları ele geçirmiş.
This is hurtful and cruel fraud.
Acı ve zalim bir dolandırıcılık.
It's just that it's so hurtful.
Sadece bu biraz fazla ağır olacak.
That a woman's death is more hurtful than a man's?
Bir kadının ölümü bir erkeğinkinden daha mı acı?
There are no rules against the insult... you relay with such hurtful indifference I'll speak anyway.
Yine de konuşacağım.
- That was hurtful.
Bu kırıcıydı.
The sun is almost up and it can be so hurtful.
Güneş doğmak üzere. Çok acı verici olabilir.
Well, whatever you do, however terrible, however hurtful, it all makes sense, doesn't it, in your head.
Ne yaparsan yap, ne kadar korkunç, ne kadar can sıkıcı. Mantıklı gelmiyor mu sana?
Before you told me my husband was screwing your wife did it occur to you that that might be hurtful?
Kocamın, karını becerdiğini söylemeden önce beni inciteceği hiç aklına geldi mi?
Maybe... he said something hurtful to the slum children?
Belki de fakir mahalledeki çocukları incitecek bir şey söylemiştir?
You would never do anything so hurtful and plainly wrong.
Acı veren ve açıkça yanlış olan bir şey asla yapmazsın.
- Jo, I would never write anything hurtful about you, ever.
Jo, seni kırıcı bir şey asla yazmam, asla.
I know it's hurtful, that's the point.
Biliyorum, çok yaralayıcı! Konu da bu zaten!
Or perhaps it's short for "hurtful son-in-law."
Belki de "can yakan damat" lafının kısaltmasıdır.
I meant that cute, but it came out hurtful.
Hoş olsun diye söyledim ama can yakıcı oldu.
Look, uh, I don't know how to do this... without seeming unduly hurtful... which I'm not inclined to be... but, uh... I think I oughta tell you bluntly what I think of your new work.
Seni kırmadan bunu nasıl söyleyeceğimi bilmiyorum ki bunu yapmak istemem ama sanırım senin kitabın hakkındaki fikirlerimi dobra dobra söylemeliyim.
- Why would anyone write anything so hurtful?
- Biri niçin böyle incitici bir şey yazsın?
And hurtful, I thought.
- Zarar da veriyordu kanımca.
She... She was so fucking hurtful and spiteful!
O kadar bayağı bir tavır sergiledi ki...
You just sit there and scowl and smoke and make hurtful remarks.
Orada oturur, kaşlarını çatıp sigara içer ve insanların kalbini kıran şeyler söylersin.
You used to love my hurtful remarks!
Bu yanımı severdin!
You thought of something else really hurtful to say and couldn't use the phone because the funniest part is the look on my face...
Kalbimi çok kıracak bir laf buldun ama telefonda söyleyemedin çünkü en komik kısmı, yüzümdeki ifadeyi görmekti...
But to the best of my recollection, I don't remember it ever being pointed... -... and it's never been hurtful.
Ama hatırladığım kadarıyla, bana asla bu kadar kırıcı konuşmazdın.
Don't you think it might be a little confusing, even hurtful to the child of a divorce to see his parents play-acting a happy marriage?
- Annesi babası boşanmış bir çocuk için onların mutlu evlilik rolü yapmalarını izlemek kafa karıştırıcı, hatta acı verici olmaz mı?
( Arthur ) Hurtful, and you're missing Bruce jenner.
Canım yandı! Ayrıca Bruce Jenner'ı kaçırıyorsun!
It's been very painful, very hurtful.
Çok acı çektim, çok üzüldüm.
You really shouldn't say hurtful things to grownups.
Yetişkinlere böyle kırıcı Sözler söylememelisin
She doesn't mean to be hurtful.
- Seni kırmaya çalışmıyordu.
That seems more hurtful than sexy.
Bu seksten çok yaralayıcı görünüyor.
That's insane and hurtful.
Bu delice ve acı verici.
- Sometimes, you can be so hurtful.
- Bazen çok kırıcı olabiliyorsun!
That's a pretty offensive thing to say, not to mention hurtful.
Bu çok cesurca bir söylem. İncitici olduğundan bahsetmiyorum bile.
To suddenly cancel it, it's arbitrary, hurtful and very unfair.
Aniden böyle iptal edilmesi, keyfi, incitici ve büyük haksızlık.
Once again, I know his affair is hurtful.
Tekrar söylüyorum, ilişkisinin seni incittiğini biliyorum.