I'd like that very much tradutor Turco
167 parallel translation
I'd very much like to have a look at that club car.
Şu konforlu vagona bir göz atmayı çok istiyorum.
I doubt very much that you'd like her in The Hairy Ape.
"Kıllı Maymun" da oynamasını isteyeceğinizden şüpheliyim.
I'd like that very much.
Çok isterim.
I'd like that very much.
Çok memnun olurum.
So I put it to you, Benson... that you'd very much like to see me gone.
Bu yüzden senden şüphelendim Benson. Ortadan kaybolmamı çok isterdin. Ölmemi yani.
You look very much like a girl that I know.
Tanıdığım bir kıza çok benziyorsunuz.
Yes, thank you very much. I'd like that.
Evet, çok teşekkür ederim.İsterim.
I'd like that very much.
Çok memnun oldum.
I'd like that very much, Mr Howe.
Memnuniyetle, Bay Howe.
I'd like that very much, Mr Howe.
Çok isterim, Bay Howe.
- I'd like that very much.
- Çok memnun olurum.
Well, I'd just like to say, my lord, that I've got a family a wife and six kids and I hope very much you don't have to take away my freedom because...
Söylemek istediğim, lordum, bir ailem var bir karım ve altı çocuğum var ve özgürlüğümü elimden almayacağınızı umuyorum çünkü...
Why not confess that you'd like very much to know what I'm reading about?
Ne okuduğumu çok merak ettiğinizi neden itiraf etmiyorsunuz?
I'd very much like to be allowed to compare... this key with the keys of your rooms, if that's all right with you.
Senin için uygunsa... bu anahtarları ve senin anahtarları, karşılaştırmak isterdim.
Thank you, I'd like that very much.
Teşekkür ederim, çok isterim.
- I'd like that very much. - Yeah?
- Çok iyi olur.
However, I do know that it lies beyond our star system, in a galaxy very much like our own, on a planet called
Bildiğim sadece, yıldız sistemimizin dışında olduğu. Bizimkine çok benzeyen bir galakside.
And I... I'd like very much to do that.
Ve bunu yapmayı çok istiyorum.
I'd like that very much :
Bunu çok isterim.
No, I'd like that very much.
Hayır, bu çok hoşuma gider.
- Yes, I'd like that very much.
- Evet bunu çok severim.
- I'd like that very much.
- Bunu ben de çok isterim.
Yes! I'd like that very much.
Evet, çok memnun olurum.
I'd like that very much.
Hem de çok isterim.
- I'd like that very much.
- Çok isterim.
I'd like that very much.
Bundan memnun olurum.
I'd like that very much, Mr. Volare.
Memnun olurum Bay Volare.
Yes, I'd like that very much, but right now I'm in a rush to get back to my office.
- Bunu ben de çok isterim. Ama şu anda hemen ofisime dönmek zorundayım.
If you still want to be my best friend, I'd like that very much.
Hâlâ en iyi arkadaşım olmak istiyorsan, bunu ben de çok isterim.
I'd like very much to have you by my side... when I throw the switch that powers up... the Lex Corp. Nuclear Plant.
Nükleer Santralini devreye alan... düğmeye bastığımda senin benim... tarafımda olmanı çok isterim.
- Yes. I'd like that very much.
- Evet, çok hoşuma giderdi.
Yes, I'd like that very much, Andrew.
Evet, çok isterim Andrew.
I'd like to say to our friend here that it's very good that he wants to work his own land, but how much better it would be if we all worked it together.
Buradaki yoldaşımıza şunu söylemek isterim ; kendi toprağında çalışmak istemesi çok güzel ama hep beraber çalışırsak çok daha iyi olurdu.
I'd like that very much, thank you.
Çok memnun olurum, teşekkürler.
I'd like that very much, Miss Honey.
Buna çok sevinirim bayan Honey.
I'd like that very much.
Bunu cok isterim.
I'd like very much for you to be that fatso.
O kişinin siz olmasını çok isterim.
A guy in the retro shop said it represents friendship, and that's something I'd very much like to have with you.
Mağazadaki adam, bunun arkadaşIığı temsil ettiğini söyledi. Seninle arkadaşIığımızın ilerlemesini gerçekten istiyorum.
Thank you very much. I'd just like to remind you that we're going to- - [voice trailing off]
Noel gecesi hepimizin burada olacağını bir kere daha hatırlatmak istiyorum.
I'd like that... very much.
Cok sevinirim.. cok iyi.
I also know what you didn't tell anyone outside of the original seven members of the Justice League. On that other Earth, so very much like our own, a Superman so very much like you killed the president.
Adalet birliğinin asıl yedi üyesi dışındakilere, kimseye söylemediğin şeyleri biliyorum... onların dünyası, bizimkine çok fazla benziyor... ve içlerinden sana çok benzeyen Süpermen... başkanı öldürüyor.
Technically, my heart is in my chest, and I'd like to keep it that way, thank you very much.
Teknik olarak kalbim göğsümde ve sakıncası yoksa orada kalmasını istiyorum.
- Yeah, I'd like that very much.
- Evet, ben çok fazla beğendim.
I'd like that very much.
Hem de çok.
I'd like that very much.
Bu çok hoşuma giderdi.
I like you very much apart from that, you know. Sorry.
Bunun dışında senden oldukça hoşlanırım, bilirsin.
I'd like that very much.
Bu çok hoşuma gider.
I'd like that very much, Peter.
Bunu çok isterdim, Peter.
- I'd like that very much.
- Çok sevinirim.
- Yeah, well, I'd like that very much.
- Benim de.
I'd like that very much.
Buna çok sevinirim.