I'd like to help you tradutor Turco
530 parallel translation
Of course, I'd like to help you but the celebration for the Ziggurat will continue for another week.
Elbette yardım etmek isterim ancak Ziggurat kutlaması bir hafta daha sürecek.
I was wondering if you'd like to come in with me and help me run the numbers game.
Acaba lotoyu idare etmek için bana katılır mısın?
- I'd like to help, if you'll let me.
Eğer izin verirsen bir gün sana yardım etmek isterim.
Father Connolly, I'd like to help you. I really would.
Peder Connelly, size yardım etmeyi isterdim.
Oh, I'd like to help you, but unfortunately that is the law.
Yardım etmek isterdim, ama yasalar böyle.
Well, I'd like to help you, but I'm just dripping with offers.
Yardım etmek isterdim ama ötekileri çok zamanımı alıyor.
I'd like to help you.
Sana yardım etmekten mutluluk duyarım.
Now, I like Sister Bessie about as well as the next one or I wouldn't give her new automobile a thought but I'm here to tell you, Lord you'd better step in and help me out pretty quick or I'm afraid I'll have to take matters in my own hand.
Rahibe Bessie'yi herkes kadar severim yoksa yeni otomobilini hiç düşünmezdim bile ama sana söylüyorum Tanrım çabuk gelip bana yardım etsen iyi olur yoksa çaresine kendim bakmam gerekecek.
And I'd like to help you if I can.
- İstersen yardım edebilirim.
You'd like to get Amthor, I'd like to help you.
Siz Amthor'u yakalamak istiyorsunuz, ben de size yardım etmek.
I'd like to help you, but...
Size yardım etmeyi isterdim, ama...
I'd like to be able to tell you that we were going out to bring back help.
Size yardım getirmek için yola çıktığımızı söylemek isterdim.
I'd like to help you out, but I got orders- - Who played the leading lady in "Tess of the d'Urbervilles" in 1932 at the Academy?
Size yardım etmek isterdim ama emirlerim... 1932'de Tess of the d'Urbervilles'de başroldeki kadının adı neydi?
I'd like to help you, but I don't wanna get in Dutch with Zeena.
Sana yardım etmek isterdim ama Zeena ile sorun yaşamak istemem.
I figured that if anyone was gonna help me, it'd have to be somebody like you.
Eğer biri bana yardım edecekse bu sizin gibi biri olurdu diye düşündüm.
Listen, my dear little Edmund, I'd really like to help you. But you must promise not to tell anyone.
Dinle sevgili Edmund sana sahiden yardım etmek isterim ama kimseye söylemeyeceğine dair söz vermelisin.
I know you are, but I think you'd like to help us.
Öyle olduğunu biliyorum, fakat bize yardım etmek istersiniz sanırım.
Please, you can tell me to mind my own business... and if it would help any, you can hit me... like I did you, right across the mouth... but it'd be good to talk, and I'd like to talk, so there's no - -
Lütfen istersen kendi işime bakmamı söyleyebilirsin. Yardımı dokunacaksa, sana attığım gibi ağzımın ortasına tokat atabilirsin. Konuşmak iyi gelebilir.
I'd like you to help me. Would you mind?
Bana yardımcı olmanızı istiyorum.
I'd like to help you out, Gus, but I got mouths to feed and rent to pay and all that stuff.
Sana yardım etmek isterim, Gus, ama doyurmam gereken karınlar var.. ... Ödenecek kira ve daha bir sürü şey.
I'd like to help you, Duke, but it's gotta stop someplace.
Sana yardım etmek isterim, Duke, ama bunun bir yerde durması gerek.
I'd like to help you, sir, but I'm sorry.
Size yardımcı olmak isterdim, efendim. Ama üzgünüm.
We'd like to help you out but I got a great setup here.
Sana yardım etmek isterdik Steve, ama burda harika bir düzenimiz var.
Steve, I'd like to help you out.
Steve, sana yardım etmek isterim.
I'd like to help you.
Sana yardım etmek istiyorum.
I'd like to help you, but you can't go home yet.
Yardım etmek isterim, ama henüz eve dönemezsin.
There's something I'd like you to help me with first.
Ondan önce bana yardım etmen gereken bir şey var.
I'd like you to be with me. Maybe you could help me.
Belki sen yardım edersin.
I'd like to help you, but I have so much to do.
Sana yardımcı olmak isterdim, ama yapacak çok şeyim var.
I know you're trying to help, and I appreciate it... but if I started praying now I'd feel like a hypocrite.
Yardım etmeye çalıştığını biliyorum ve minnettarım... ama şimdi dua etmeye başlarsam kendimi ikiyüzlü hissedeceğim.
So? So I'd just like to make it a matter of record that I requested help. You refused.
Belirmek isterim ki, takviye istedim ama siz kabul etmediniz.
I'd like you to help me out when my mother speaks more nonsense.
Annem saçma şeylerden bahsederse bana yardımcı olmanı istiyorum.
I'd like to help you.
Size yardım etmek isterdim.
Joking aside, I'd like to help, especially since it's you, but a bank can't lend 200,000 without collateral.
Şaka bir yana yardım etmek isterim, özellikle de sana ama banka teminat olmadan 200,000 yen vermez.
Despite my misgivings, I'd like to help you out of your bind.
Kuruntularıma rağmen, bağından kurtulmana yardım etmek istiyorum.
I like you, I'd like to help you
Sizi severim. Yardım etmek isterdim.
I'd like to help you out, Frank, but two...
Yardım etmek isterdim Frank, ama 200...
I'd like to thank you again for your help the other day.
Hepinize önceki gün yaptığınız yardımlar için çok teşekkür ederim.
Cesare helped me overcome this cowardice. I'd like to help you.
Cesare bu korkaklıkla baş etmemde bana yardım etti.
- Well, I'd like to help you, Miss Pen.
- Yardım etmek istiyorum Bayan Pen.
I'd like to help you out of this spot.
Bu durumdan kurtulmana yardım etmek isterim.
I'd really like to help you out, Mr. Clark.
Size gerçekten yardım etmek isterdim, Bay Clark.
I'd like to help. I could sketch a layout of the place for you.
Yardım etmek istiyorum. Yerin bir plânını çizebilirim.
- I'd like to help you...
- Sana yardım etmek isterdim.
I'd like to help you, son, but you're too young to vote. "'
l'd like to help you, son, but you're too young to vote. "
Well, I'd like to help you, but... It's a question of the lease.
Bakın size yardım etmek isterdim ancak... bu çevreden ben sorumluyum.
Because if there's anything you'd like I'd be only too happy to help.
- İstediğiniz birşey varsa, memnuniyetle size yardımcı olurum.
- I'd like you to help me.
- Yardım etmeni istiyorum.
I'd like to help you because you seem like a nice guy.
Size yardım etmek istiyorum, çünkü iyi bir adama benziyorsunuz.
Yours may be the last love story of the century and I'd like to help you save it.
Bu, yüzyılın son aşk hikayesi olabilir, bu aşkı korumanız için yardım edebilirim.
Well, I'd like to help you but that wouldn't do anything but get us both in trouble.
Sana yardım etmek isterdim ama bu ikimizin başını da derde sokmaktan başka bir şey yapmazdı.