English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Inglês → Turco / [ I ] / I'd like to see it

I'd like to see it tradutor Turco

488 parallel translation
Oh, my folks wanted to see where I work, so I figured I'd send them a couple pictures, give them an idea of what it looks like.
Ailem nerede çalıştığımı görmek istediler, bende bir kaç fotoğraf yollarsam nerede çalıştığıma dair fikir edinebilirler diye düşündüm.
I had a vague idea I'd like to see the Pacific Ocean... ... or perhaps drown in it.
Pasifik Okyanusunu görmek isterdim sanırım ya da içinde boğulmak.
I'd like to see how you fixed it up.
Orayı nasıl düzene soktuğunuzu görmek isterim.
- I'd like to see it again, except my train...
- Trenimi yakalamam gerekmeseydi tekrar izlemek isterdim...
I'd like to see what it looks like on a girl.
Bir bayanın üzerinde nasıl durduğunu görmek istiyorum.
- I'd like to see what you're going to do about it.
- Sıkıyosa engelle.
I'd like to see another try of it. So would I.
- Bir deneme daha görmek istiyorum.
I'd like to see it.
Onu görmek isterim. Üzgünüm eski dostum.
- I'd like to see them try it.
- Elimizden geleni yapacağız.
Well, Tony doesn't have to bribe me just because I do him a little favor. I'd like to see him try and get it back.
Küçük bir iyilik yaptım diye Tony'nin bana rüşvet vermesine gerek yok.
Bank's closed, it's 3 : 15. I'd like to see Mr. Burns.
Banka 3 : 15'de kapandı.Bay Burns'u görmek istiyorum.
I'd like to see it decided between Mr. Wynand and yourself.
Bay Wynand ile aranızda çözmenizi istiyorum.
I'd like to see the most made of it.
Ve ben daha iyi neler yapılabileceğini görmeye çalışıyorum.
I'd like to see it.
Beğenmezsin. Görmek isterim.
I'd like to get inside that ship, see how it works.
Geminin içine girip nasıl çalıştığını görmek isterdim.
I'd like to see it, too.
Ben de görmek istiyorum.
And with her potential, I don't think they'd like to see it all pulled right out from under them.
Ve ondaki potansiyelle, birden bire çekip gitmesinden hoşlanacaklarını sanmıyorum onların.
There's four months'pay there, and I'd like to see it again.
Sabah sana geri veririm.
I'd like to see it.
Onu görmek isterim.
I'd like to have you see it, sir.
Görmenizi isterim efendim.
I'd like to see it.
Görmek istiyorum.
All very glib, Fogg, but I'd like to see you do it in 80 days.
Pek kolayca söyledin Fogg ama 80 günde yaptığını görmek isterdim.
- It's so shady there... and I can see your window, you can watch me from there... and I'd like to be where you can see me.
- Geniş bir gölgesi var ve pencereyi görüyor. Böylece beni pencereden görebilirsin. Gözünün önünden ayrılmak istemem.
So I put it to you, Benson... that you'd very much like to see me gone.
Bu yüzden senden şüphelendim Benson. Ortadan kaybolmamı çok isterdin. Ölmemi yani.
- I'd like to see it again.
- Onu tekrar görmeyi isterim.
I'd like to see them get away with it.
Bundan yakayı sıyırdıklarını görmek isterim.
I'd like to see some of it.
Şunu bir görmek istiyorum.
I'd like you to be there, Mr. Deneen to see that I won't need a casket to go with it.
Orada olmanızı dilerim Bay Deneen Bunları yaparken yaşamımı tehlikeye attığımı Görmeniz için.
The worlïs big and there are many wonderful places in it, and I'd like Emma to see them.
Dünya büyük, görülecek çok güzel yerler var, Emma da görsün, isterim.
Mr. Hirsh, if you have a story, I'd very much like to see it.
Bay Hirsh, bir hikâyeniz varsa görmeyi çok isterim.
Darling, I'd like you to see it too, but I'm worried about Annie.
Tatlım, seni de orada görmek isterim. Fakat Annie için endişeleniyorum.
I'd like to have it part of the record that last night when Janey got old 97... she put Cape Anne on the map for the whole country to see.
Janey dün gece Yaşlı 97'ye sahip olunca tüm dünyanın dikkatini... Cape Anne'e çekti, bunun kayıtlara geçmesini istiyorum.
I'd like to see it now.
- Hemen görmem mümkün mü?
Please tell him I'd like to come up and see him. It's important.
Gelip onu görmek istediğimi Bay Sheldrake'e söyler misiniz?
- I'd like to see it.
- Bakmak isterim.
I'd like to, but you see, it works one way and not the other.
İsterim ama görüyorsun ya, sadece bir tarafı oluyor. Çok sert çekme.
I'd like to see his face when he hears it.
Duyduğu andaki yüz ifadesini görmek isterdim.
I'd like it if she didn't have to see these.
Ben olsam, kızın bunları görmemesini isterdim.
It's something I'd like you to see, sir... if you would.
Görmek isteyeceğiniz birşey, efendim... Eğer müsaitseniz. - Tıbbi bir mesele mi?
I'd like to see how it's done.
Nasıl atıldığını görmeliyim.
- I'd like to see it.
- Onu görmek istiyorum. - Şaka mı bu?
But now that I have, I'd like to see it destroyed... and all it stands for.
Ama şimdi yıkıldığını görmek istiyorum.. tek taşına kadar!
If I could see it, maybe I could... well, I'd just like to see it anyway.
Onu görebilseydim. Her halükarda onu görmek istiyorum.
Then it's Mr. Ballinger I'd like to see.
O zaman Mr. Ballinger'i görmek isterim.
- Would you like to see it? No, I'd rather get home now, darling, before it gets too dark.
Hayır, gece olmadan eve dönmeyi tercih ederim.
- I'd like to see it, Sam.
- Onu görmek isterdim, Sam.
- I'd like to see your ship now. All of it.
Geminizi şimdi görmek istiyorum.
I'd like to see you in it.
Sizi bu elbisenin içinde görmek istiyorum.
Now it's getting interesting. I'd like to see it.
Hoşuma gitmeye başladı, kalıp izlemek istiyorum.
I thought you'd like to see it.
Umarım beğenirsiniz.
I'd like to see it.
Görmeyi çok isterim.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]