I'd like to speak with you tradutor Turco
78 parallel translation
I'd like to speak with you.
Seninle konuşmak isterim.
I'd like to speak with you... because I know you and I understand each other.
Astsubayım, birbirimizi anlayacağımızı düşündüğüm için konuşmak istedim.
Lt. Halloran, I'd like to speak with you for a moment.
Tğm. Halloran, sizinle konuşmak istiyorum.
And instead of emptying mugs with your crony, you'd better scrub the floor! You can't even see the color of the floor tiles anymore! Now I won't allow you to speak like that!
Bombeliyle şarap içmek yerine işe yara da yerleri adam gibi temizle!
Your housekeeper said I should wait here as I'd very much like to speak with you.
Hizmetçiniz, sizinle konuşmak istiyorsam burada beklemem gerektiğini söyledi.
I'd like to speak with your foreman. Everyone, stop! You!
Ustabaşıyla konuşmak istiyorum.
I'd like to speak with you.
Sizinle biraz konuşmak istiyorum.
If you don't mind, I'd like to speak with Mr Webb again.
Bak, sakıncası yoksa tekrar Bay Webb'le konuşmak istiyorum.
I have someone here who'd like to speak with you.
Burada sizinle konuşmak isteyen biri var.
Prime minister, I'd like to speak with you, if I could.
Başbakan, sizinle görüşmek istiyorum.
I'd like to speak with you about your grandson, Miguel.
Torununuz Miguel hakkında konuşmak istiyorum.
Lieutenants Paris and Torres, I'd like to speak with you for a moment.
Binbaşı Paris ve Torres, Sizinle bir dakika konuşmak istiyorum.
If you wait here, I'll tell Mr Berman you'd like to speak with him.
Eğer burada beklerseniz, Mr Berman'a onunla konuşmak istediğinizi söyleyeceğim.
I'd like to speak with you in private.
Seninle özel konuşmak istiyorum.
- I'd like to speak with you in private.
Sizinle özel olarak konuşmak istiyorum.
It's quite personal. I'd like to speak with you in private.
Özel konuşabileceğimiz bir yere gidebilir miyiz?
I can send a nutritionist to come speak with you if you'd like.
İsterseniz gelip sizinle konuşması için..... bir beslenme uzmanı yollayabiliriz.
- I'd like to speak with you.
- Sizinle konuşmak istiyorum.
I'd like to speak with you.
Seninle konuşmak istiyorum.
I'd like to speak with him, if you don't mind.
Sakıncası yoksa onunla konuşmak istiyorum.
Annabelle, I'd like to speak with you.
Annabelle, seninle konuşmak istiyorum.
I'd like to speak with you about Daniel.
Seninle Daniel hakkında konuşmak istiyorum.
They'd really like to speak with you. I must insist.
Israrla sizinle konuşmak isterler.
I'd like to speak with you about some recent activity on your new account.
Hesabınızın son zamanlardaki hareketliliği hakkında konuşacaktım.
DUNCAN, THERE'S SOMEONE I THINK YOU'D LIKE TO SPEAK WITH.
Duncan, konuşmak isteyeceğini düşündüğüm biri var.
So, I'd like for you all to leave now, so that I can speak with my director.
Şimdi hepinizden dışarı çıkmanızı istiyorum, böylece ben de yönetmenimle konuşabilirim.
- I'd like to speak with you.
- Seninle konuşmak istiyorum.
So when you locate Peyton in that gutter, you let her know I'd like to speak with her before this catastrophe goes any further.
Peyton'ın hangi delikte olduğunu öğrendiğinde... bu felaket daha da büyümeden onunla konuşmak istediğimi söyle.
I'd like to speak with you, please.
Lütfen, sizinle konuşmak istiyorum.
- Chuck, I'd like to speak with you.
- Chuck. Seninle konuşmak istiyorum. Şimdi.
I'd like to speak with you, ma'am.
Sizinle konuşmak istiyorum, bayan.
I suspect that the 2 of you are intimately involved so if you happen to see Mr. Houdini, would you please let him know that I'd like very much to speak with him?
Bence Bay Houdini ile ilişkiniz var. Onu görürseniz onunla konuşmak istediğimi iletin.
I'd like to speak with your father if you don't mind hanging out with the team.
Takım üyeleriyle olmak senin için sorun değilse babanla biraz konuşmak istiyorum.
I'd like to speak with you about the way I'm being addressed.
- Söz usul erkândan açıldı madem bana nasıl hitap edileceğini konuşmak isterim.
Dr Marshall, I'd like to speak with you outside.
Dr. Marshall sizinle dışarıda konuşmak istiyorum.
Okay, well in that case, we'd like to speak with - I believe you said her name was Marie
Peki, konu ile ilgili olarak adının Marie olduğunu sandığımız...
I'd like to speak with you for a moment before you see your wife.
Eşinizi ziyaret etmenizden önce sizinle biraz konuşmak istiyorum.
I'd like to speak with you, Bill.
Sizinle bir konuşalım Bill.
Just when you have a minute, I'd like to speak with you.
Bir dakikan var mı? Seninle konuşmak istiyorum.
I'd like to speak with you about your fight today with Grant Johnson.
Grant Johnson ile bugün yapacağınız dövüş hakkında konuşmak isterim.
Yes, I'd like to speak with you.
Evet, ben de sizinle konuşmak istiyorum.
I'd like to speak with you about your scans.
Sizinle filmleriniz hakkında konuşmak istiyorum.
I'd like to speak with you privately.
Seninle yalnız konuşmak istiyorum.
I'd like to speak with you about Sophia.
Sizinle Sophia hakkında konuşmak istiyorum.
If you don't mind, I'd like to speak to your wife by herself, to start with.
Eğer senin için uygunsa kardeşim, ilk olarak eşinle konuşmak istiyorum, yalnız olarak.
I'd like to speak with you.
Sizinle konuşmak istiyorum.
See, you have a certain human being of ours, and, uh, I'd like to speak with him.
Sizde bizden bir insanoğlu var. Onunla konuşmak isterim.
I'd like to speak with you about your essay.
Kompozisyonunla ilgili konuşmak istiyorum.
No, Holly, I'd like to speak with you in private.
Hayır, Holly, ben seninle özel olarak konuşmak istiyorum.
I've been working on a little something else I'd like to speak with you about.
Ben başka bir ufak şey üstünde de çalışıyordum ve senle bunun hakkında konuşmak istiyorum.
I'd very much like to speak with you about your paper supply needs.
Seninle kağıt tedarikçin konusunda konuşmak istiyorum.