I'd like to think so tradutor Turco
152 parallel translation
- I'd like to think so.
- Öyle düşünmek isterim.
- I'd like to be dead so you'd think of me.
- Ölmek istiyorum, böylece aklına gelirim.
I'd like you to think so.
Böyle düşünmen hoşuma gitti.
So, in view of Tolly's switch to guilty, I think I'll be free to take over that teenage killing case, if you'd like me to.
Tolly'nin suçlu olduğunu hesaba katınca, almamı isterseniz bu genç katil davasını devralmakta serbest olacağım.
I'd like to think so too, but the way he said it...
Ben de istiyorum ama... sözleri beni tedirgin etti.
It's so strange to think I'd been writing to a place like this. All these months.
Böyle bir yere, aylardır mektup gönderdiğimi düşünmek çok garip.
- [Scattered Chuckles] So I think I'd like to take it easy for a while.
Siz iki Yankee ile uğraşmak canıma yetiyor zaten, ama beni biliyorsunuz...
T.J. didn't exactly say so in the letter, but I think... I think he'd like me to be there.
T.J. mektubunda tam olarak böyle bir şey dememiş, ama düşünüyorum da düşünüyorum da orada olmama çok sevinecektir.
- I'd like to think so.
- Öyle olmasını isterdim.
I'd like to think so.
- Ben de buna inanmak isterim.
[LAUGHING] So I'd like to bring up a motion that we send him the traditional arrangement of balloons with ears so he'll think of us.
Bizi düşünmesi için ona geleneksel kulaklı balon düzenlememizi göndermeyi teklif ediyorum.
Except when I see him out there... In his makeup, just getting knocked around, and falling into a big tub of water, with all the people laughing, I can only think he must have suffered so to act like that.
Onu dışarıda palyaço makyajı içinde..... içi su dolu küvete atlarken gördüğümde..... bu şekilde oynamanın ona acı verdiğini düşünüyorum.
So tell me, cos I'd like to know, what on earth could make you think... we'd want to share this flat with someone like you?
Peki söyler misiniz, bu gezegende bu daireyi... neden sizinle paylaşmak isteyelim?
I'd like to think so.
Umarım öyledir.
So, as we continue our journey in parts two and three, I'd like to show you how I think they need also to be illusionists, sometimes smugglers... and even at times iconoclasts.
İkinci ve üçüncü bölümlerde yolculuğumuza devam ederken sizlere ; onların niçin ayrıca illüzyonist, bazen kaçakçı hatta bazen de başkaldıran olmaları gerektiğini de göstermek isterim.
I'd like to think so.
Sanırım.
I'd like to think so.
Öyle düşünmek istiyorum.
I'd like to think so.
Bunu düşünmek isterim.
I think if I were going to be with a woman it'd be with someone like Michelle. She was just so petite.
Eğer ben bir kadınla birlikte olacak olsam o kişi, Michelle gibi biri olurdu.
I'd like to think so.
Ben de öyle düşünmeyi istiyorum.
- Much as I'd like to think so,..... the evidence doesn't point that way.
Öyle olduğunu düşünmek istememe rağmen, kanıtlar bunu göstermiyor.
Well, you know, I'd like to think so.
Doğru, beni bilirsin, hep böyle düşünürüm.
I'd like to think so.
Öyle olduğunu düşünmek istiyorum.
I'd like to think so.
Sanırım öyle.
I'd like to think so.
Sanırım evet.
I'd like to think so as well.
- Ben de böyle düşünmeliyim.
Jake, I'd like to think you came all the way out here to see me but I don't think so.
bunca yolu beni görmek için gelmene teşekkür etmek isterim ama bunun için geldiğini sanmıyorum.
I imagine you'd like to think so.
Öyle düşünmeyi istersin.
I'd like to think so.
- Sanırım öyle.
- I'd like to think so.
- Öyle olduğunu düşünmek isterim.
Daughter... like so many other nights, I think of you... of the things I'd like to tell you... and I forget that tomorrow... tomorrow...
Kızım diğer gecelerde olduğu gibi, seni düşünüyorum sana anlatmak istediğim şeyleri düşünüyorum. Yarını unutuyorum. Yarını.
I'd like to hand it over so you won't think I'm trying to conceal anything.
Size onu vereceğim, ama başka bir şey sakladığımı düşünmeyin.
I'd like to think so.
Bence oyle
I quit drinking in front of family so Janet would think I really quit so she'd get back together with me, but I didn't tell the guys because I didn't want them to think it was a sign of weakness or I was having some change like I was losing it.
Ailemin önünde içmeyi bıraktım böylece Janet gerçekten bıraktığımı düşünecek ve böylece tekrar benimle birlikte olacak, ama işteki elemanlara söylemedim çünkü bunu bir zayıflık emaresi olarak görmelerini istemedim yada ben onu kaybediyormuşum gibi ani bir değişiklik yaşıyorum.
I'd like to think so.
Öyle düşünmesini çok isterdim.
I'd like to think so.
Öyle olduğumu umuyorum.
If there's a line going in this film, I'd love to be part of this. I'd just like to say, I think, you know, you doing this is so commendable. Using your profile to keep the message alive about the Holocaust.
Eğer fazladan bir replik varsa ben de katılmak isterim çünkü soykırımı hatırlatmak için oyunculuğunuzu kullanmanız çok güzel bence.
For instance, I'm walking along and I see this beautiful girl and I think I'd like to see her naked and so all her clothes fall off.
Örneğin. Yalnız başıma yürürken çok güzel bir kadını görüyorum. Onu çıplak görmek istiyorum ve kıyafetleri üstünden düşüyor.
So I'd like you and Jake to, you know, talk it over, think about it.
- Pekala, bu konuyu Jake'le konuşup halledebilirsiniz, bi düşün. - Hayır.
I think so. I mean, I'd certainly like to try.
Sanırım öyle.Kesinlikle denemeliyim diyorum.
It could open up other locations, so, I'd like to come. I don't think so.
Bu bizi başka yerlere götürebilir, bu yüzden bende gelmek istiyorum.
At least I'd like to think so, given the stakes of what we're dealing with here.
En azından öyle düşündüğümden, Bununla başa çıkabilmen için sana bu yetkiler verildi.
Some of you are gonna think this is a silly exercise, but I'd like that someone to step forward and stick your hand up in the air so that the group can recognise your great good work.
Bunun aptalca bir oyun olduğunu düşünebilirsiniz, ama bunu yapan kişinin bir adım öne çıkıp, elini yukarı kaldırmasını istiyorum, böylece grup bu işi başaran kişinin kim olduğunu öğrensin.
Well, I like to think so... but, then again, if I was Ted Bundy... do you think I'd tell you?
Öyle düşünmek isterim. Zaten seri katil olsam sana söyler miydim?
I'd like to think so.
Öyle olduğunu sanıyorum.
And I approve. You'd like me to think so, wouldn't you?
Kongredeki tüm o teşvikler, ödüller kulağa harika gelmişti.
We only met a few days ago So, um, yeah, I'd like to think we're friends, yeah.
Sadece birkaç gün önce tanışmıştık, ama arkadaş olduğumuzu düşünmek isterim.
I'd like to think so.
Öyle düşünmek isterim.
I'd like to think so.
Ben de öyle düşünmek isterim.
'OK, so I'd like to think of myself'as a selfless, mature, trusting person.
'Kendimi bencil olmayan, olgun ve güvenilir'biri olarak düşünmek istiyorum.
Like you think I left it here on purpose so that I'd have to come back here and see you?
Örneğin, onu kasten bıraktığımı böylece buraya gelip seni tekrar görmek istediğimi mi?