I'll be back in the morning tradutor Turco
88 parallel translation
We'll be dropping her back again in the morning, and then I'll head back and pick up that little girl with the golden locks, eh?
Yarın sabah tekrar suya indireceğiz sonra da sarı saçlı küçük kızı da alıp geri döneceğim.
- I'll be back in the morning.
- Sabah dönerim.
I'll be back the very fiirst thing in the morning, and I won't even stop to sleep.
Sabah ilk işim geri dönmek olacak ve uyumak için bile durmayacağım.
I'll be back in the morning.
Sabah geri geleceğim.
I'll be back in the morning to call on your father.
Sabah gelip, babanı ziyaret edeceğim.
I'll be back in the morning about 8 : 30.
Sabah 8.30'da burada olacağım.
- I'll be back in the morning.
- Sabah yine gelirim.
Besides, it's awfully late, so if you'll keep quiet about all this, we'll put Harry back in the morning, nice and clean, and no one will be any the wiser.
Çok geç oldu. Eğer bu konuda konuşmazsanız yarın sabah Harry'i tertemiz gömeriz. En akıllıca olanı bu.
I'll be back in the morning, Healy.
Sabah tekrar geleceğim Healy.
I'll be back in the morning.
Sabah ilk iş olarak buraya geleceğim.
and I'll be back in the morning.
Sen uyu, ben sabaha dönerim.
I'll be back at it in the morning.
Sabaha kendimi toplarım.
I'll be back in the morning, with my people.
Sabah kendi adamlarımla birlikte burada olacağım.
I'll be there in the morning to take everything back.
Sabah oradaki her şeyi geri almaya gideceğim.
joel'll be back in the morning to call us cowards and I can live with that.
Joel sabah bizim aramıza dönecektir. Korkaklar diyecek ama ben bununla yaşayabilirim.
I'll be back in the morning.
Sabaha dönerim.
I'll be back in the morning.
Sabaha görüşürüz.
I'll be back for the horse in the morning.
Sabah atları almaya geleceğim.
And then I'll be back for you in the morning.
Sabahleyin seni almaya gelirim.
I'll be back in the morning to pick up Stampy.
- Yarın sabah Silindir'i almak geleceğim
Look, uh... I'll be back in the morning, Jim.
Sabaha dönmüş olurum, Jim.
I'll let you go home for the evening instruct you to be back in the morning at 9 : 30 in the jury room.
Geceleri evinize gideceksiniz sabahları ise 9 : 30'da jüri odasına döneceksiniz.
I'll be back first thing in the morning.
Sabahın ilk ışıklarında dönmüş olacağım.
I'll be back in the morning when he's close to finished with this story.
Sabah hikayesini bitirince burada olurum.
I'll be back, in the morning, for patrol.
Sabah, devriyeye çıktığımda gelirim.
I'll be back in the morning.
Sabahleyin geri geleceğim.
All right. I'll be back in the morning with doughnuts and motherwort.
Ben sabahleyin çörek ve aslankuyruğu otu alıp gelirim.
I'll be back first thing in the morning.
İlk fırsatta geri geleceğim.
I'll be back from the conference by tomorrow morning, make sure that... everything is alright in Gurukul.
Gurukul'da... her şeyin yolunda olduğuna emin ol.
I'll be back first thing in the morning.
Yarın sabah erkenden geri döneceğim.
Listen, sweetheart. I have to leave you here alone tonight but don't you worry, I'll be back first thing in the morning.
Bak bebeğim. Bu gece seni bırakmak zorundayım ama merak etme, sabah ilk iş sana geleceğim.
Konsap, if somebody asks for me, tell I'll be back in the morning.
Konsap, biri bani sorarsa, sabah döneceğimi söyle.
I'll be back tomorrow morning or in the evening.
Yarın sabah ya da akşama dönerim.
I'll be back in the morning.
Sabah dönerim.
I'll be back in the morning, OK?
Sabah dönerim, tamam mı?
I'll be back in the morning, sir.
Sabaha dönmüş olurum efendim.
I'll be back in the morning.
Sabah geri gelirim.
I'll be back in the morning.
Sabah yeniden geleceğim.
I'll be back in the morning.
Sabah burada olacağım.
I'll be back in the morning to pick you up, Mr. Rosenthal.
Sabah sizi almaya geleceğim, bay Rosenthal.
I'll be back in the office monday morning, for a real meeting.
Pazar günü ofisinize geleceğim gerçek bir toplantı için.
I'll be back in the office Monday morning, for a real meeting.
Pazartesi sabahı gerçek bir görüşme için tekrar ofisinizde olacağım. Çok sevinirim.
Yes, I'll be back in the morning.
Sabah döneceğim.
I'll be back in the morning for my child.
Sabah, çocuğumu almak için geri döneceğim.
Baby, for the hundredth time I'll be back in the morning.
Yüzüncü kez söylüyorum yarın sabah döneceğim.
Okay, look. I just borrow it, and it'll be back in the morning, You don't even have to know that it was gone.
Sadece almam lazım, ve sabah erkenden getireceğim, gittiğinin bile farkına varmayacaksın.
I'll be back first thing in the morning.
Yarın ilk iş olarak geri döneceğim.
- I'll be back in the morning.
- Sabah döneceğim.
Then I'll be back with some food in the morning.
Sabah size yemek getiririm o zaman.
Mom, if you can hear me, I'll be back first thing in the morning, okay?
Anne, beni duyuyorsan, sabah hemen eve döneceğim, tamam mı?
I'll be back in the morning.
Yarın sabah geri gelirim.