English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Inglês → Turco / [ I ] / I'll do it

I'll do it tradutor Turco

12,344 parallel translation
I think we'll do it here.
Burada yiyebiliriz bence.
I don't want to die, but if I do, it'll be in the cause of freedom and religious tolerance and for the love of my country.
Ölmek istemiyorum, fakat olursa, Özgürlük yolunda olmalı ve dini hoşgörü ve ülkemiz sevgisi
I won't. I'll do whatever it takes to fix things.
Her şeyi düzeltmek için ne gerekirse yaparım.
We'll do "Harold and Maude." It's a good date movie, I think.
"Harold ve Maude" u izleyelim. Randevular için uygun bir film bence.
I do have another solution, if you'll accept it.
Kabul edersen başka bir çözümüm var.
All right, I'll do it, on two conditions.
Tamam yaparım, iki koşulum var.
I'll do it.
Yapacağım.
No, I'll do it.
- Hayır ben konuşurum.
I'll work through the pain and do it for you.
Bu acıyı senin yerine çekip onu ateşe vereceğim.
All right, I'll do it.
Tamam, yapacağım.
- I'll do it.
- Ben yaparım.
No problem. I'll still do it. Yeah...
Sorun yok hala yarın programa çıkacağım.
All right. I'll do it.
Tamam, yapacağım.
That's what leaders do, and if anyone tries to stand against me, I'll do it again.
Liderler böyle yaparlar... ve eğer biri bana karşı gelmeye çalışırsa... tekrar yaparım.
I-I'll do it, but only if you're absolutely sure that's what you want.
Yapacağım ama istediğinin bu olduğundan kesin eminsen.
I suggest you take the jail time and just get it over with. I'll do it.
Hapis cezasını kabul edip yoluna bakmanı öneriyorum.
All right, I'll do it.
- Pekâlâ, yapacağım.
I'll do what I can, but I don't have the means to fix it proper.
Elimden geleni yapacağım ama tamamen onarmak için yeterli malzeme yok.
Well, duh, but the second I do, it'll trip an alarm.
Peki, ama saniyesinde bir alarm'ı tetikleyecek.
But Emma is still in there somewhere, and I'll do anything it takes to get her back.
Ama Emma hâlâ oralarda bir yerde ve ben, onu geri getirmek için her şeyi yaparım.
I don't really get it, but I'll do whatever you say!
Hiçbir şey anlamadım ama ne dersen yapacağım!
And they'll do it when I'm sitting right there next to him.
Hatta bunu ben yanındayken bile yapıyorlar. Deliriyorum.
When Derek Morgan says "I do", it'll be a national day of mourning for single women everywhere.
Derek Morgan "evet" dediğinde bekar kadınlar için ulusal yas ilan edilecek.
If it means putting an end to the Bourbon threat and keeping you and Charles safe after I'm gone, I'll do anything.
Bourbon tehdidine bir son verecekse ve ben öldükten sonra Charles ile senin güvende olmanı sağlayacaksa her şeyi yaparım.
Well, then I'll do it myself, which I have the right to do under the bylaws.
O zaman, bunu kendim yaparım ve bunu tüzüklerle yapma hakkım var.
I'll do it. I know I can.
Yapabileceğimi biliyorum.
I'll do it.
Ben yaparım.
No, I'll--I'll do it.
Hayır, ben hallederim.
I was just about to try them, but it'll be much more fun if we do this together.
Tam denemek üzereydim, ama beraber yaparsak daha eğlenceli olur.
No, no, it... it... it's fine, I'll just do it when I get home.
Hayır, hayır, sorun yok. Eve gelince kendim yaparım.
I'll do it.
- Yapacağım.
If it means more Danes will die, then I'll do it.
Daha çok Danın öleceği anlamına geliyorsa yaparım.
- I'll do it, I'll do it.
- Yaparım, yapacağım.
Yeah, I've placed a VAC dressing to help keep it clean while you do your thing, and I'll take care of the break after.
Evet, sen işini bitirene kadar temiz kalması için VAC yerleştireceğim. Kırıkla daha sonra ilgilenirim.
Sure. I'll do whatever if it'll help my little girl.
Tamam, küçük kızıma yardım etmek için ne gerekiyorsa yaparım.
All right. I'll do it for my boy.
Tamam, oğlum için yapacağım.
I'll do it.
Yaparım.
No one was supposed to know it was me, and now that they do, I'll... I can never face my little girl again.
Ama artık biliyorlar ve ben kızımın yüzüne bir daha bakamam.
Okay, okay, I'll do it.
Tamam, tamam.Yapacağım.
I'll do it now.
Şimdi yapacağım.
But if I do, it'll be with an army.
Ama gelirsem ordumla birlikte gelirim.
You tell them I'll do whatever it takes.
Onlara ne gerekiyorsa yapacağımı söyle.
- As long as he keeps taking his pills, does everything we tell him to do, just the way we tell him to do it, I think he'll make a full recovery.
- Haplarını almaya ve ona dediğimiz her şeyi aynen yapmaya devam ettiği sürece bence tam sağlığına kavuşacaktır.
As long as he keeps taking his pills... does everything we tell him to do, just the way we tell him to do it, I think he'll make a full recovery.
Haplarını almaya ve ona dediğimiz her şeyi aynen yapmaya devam ettiği sürece bence tam sağlığına kavuşacaktır.
I took this job because they promised that if I do it for a year, I'll get a permanent placement in the CJC as an investigator.
Bu işi kabul ettim çünkü bir sene yapmayı kabul etmem halinde CJC'de dedektif olarak kalıcı bir pozisyon alacağıma dair söz verildi.
Otherwise I'll take steps to ensure that you do it correctly the next time.
Aksi takdirde bir sonraki seferde düzgün uygulamanı riske atmamak için bazı adımlar atarım.
I'll do it.
Bunu yapacağım.
I'll tell you what, I'll do it tonight, okay?
Onu bu akşam yaparız tamam mı?
I'll do anything to make sure that you get it.
Bunu yaptığından emin olmak için herşeyi yaparım.
- I'll do it.
- Yapacağım.
Yes, right here. I'll do it.
Ben yaparım.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]