English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Inglês → Turco / [ I ] / I'll get him for you

I'll get him for you tradutor Turco

93 parallel translation
Oh, I'll get him for you.
Sizin için onu bulurum.
Yes, for you, I'll get him to make peace.
- Merak etme, ikna ederim onu.
We'll come and get you. I'm setting him up for you, Mr D'Angelo.
Ona sizin için tuzak hazırlıyorum D'Angelo.
I'd call and get some help, we'll find him for you
Ben, Devriye Delaney.
I'LL GET HIM FOR YOU.
Sizin için onu yakalayacağım.
Now, I'll just go for a little walk and give you some time to love him up and get real friendly with him.
Şimdi, ben küçük bir yürüyüşe çıkıp, onu iyice sevmen ve onunla gerçek bir dost olman için zaman tanıyayım.
I'll call him for you as soon as we get inside the station.
İstasyonun içine bir girelim de onu senin yerine ararım. Sağol.
- I'll get him for you, sir.
- Onu size getireyim, efendim.
I'll get him for you.
Onu sana getireceğim.
- I'll be glad to go get him for you.
- Gidip onu size getirmekten mutluluk duyarım.
You can get a fugitive warrant for Chaney and $ 2 for bringing him in, plus 10 cents a mile for each of you, and I'll give you $ 50 reward!
Chaney için tutuklama kararı çıkarttırabilirsiniz. Teslim edince 2 dolar, her biriniz için mil başına 10 sent alacaksınız. Ben de 50 dolar vereceğim!
I'll get him for you.
Onun senin için çağırtayım.
Oh, yes. I'll get him for you.
Evet, çağırayım senin için.
I seen a doctor comin'by. I'll see if I can get him to give you somethin'for that. Right?
Doktorla karşılaşacak olursam, bunun için bir şey isterim.
# For you to get to him I'll have to move over
Kendin için ondan uzaklaş, ben kenara çekilmeliyim.
If you know what's good for you, you better get on that phone and tell Mr. Big-shot Farmer that I said he'd better let me on that stage or I'll crucify him in 150 newspapers every day for the rest of his useless life.
Hakkında hayırlı olmasını istiyorsan hemen şu telefonu al ve Sayın Farmer Haşmetlerine de ki, bıraksın şu stüdyoya gireyim, yoksa kalan o beş paralık ömrünün her günü, 150 gazetede ona demediğimi bırakmam!
Well, I'll keep an eye out for him, pass the word on to my deputies, but I wouldn't get any hopes up if I were you.
Pekala, gözüm kulağım onda olacak, aynısını yardımcılarıma da ileteceğim. ama yerinde olsam fazla umutlanmazdım.
- I'll get him for you.
- Çağırayım.
I sure hope we'll be able to say the same for you. - Let's get him behind some cover and start working.
- Skyfire ne durumda, Ratchet?
I'll get him for you.
Onu senin için yakalayacağım.
I'll make him pay for the cigarettes. And why did you have to get off?
Sigaraları almaya gittim de sen niye arabadan çıktın
I'll be at the Ministry in Rome tomorrow, you stay here and register the contracts. Get the old man and take him to see a doctor, for a tonic or some vitamins.
Yarın Roma'da, bakanlıkta olacağım sen burada kal ve kontratı onaylat.
Paikuhan! I'll get him back for you!
Piku-Han, İntikamın alıcam.
We'll get you out. I took him to see The Lion King for the ninth time last night.
Dün gece dokuzuncu kez Aslan Kral'ı görmeye götürdüm onu.
That's good for you, Percepto Girl, but we'll get nothing out of him if he's unconscious.
Aferin sana algılayıcı kız. Ama bayıIırsa ondan hiçbir şey öğrenemeyiz.
I'll go get him for you.
Gidip çağırayım.
- I'll get him for you.
- Gidip, onu getireyim. - Hayır.
Someday he'll surface, and I'll get him for both of you.
Bir gün ortaya çıkacak ve ben ikiniz için onu yakalayacağım.
I'll get him for you
Onu sana getireceğim.
In fact, I'll go get him for you, " I said.
Aslında onu senin için getireceğim. " dedim.
If you ever want to get rid of someone, tell me who it is. I'll kill him for you.
Eğer birisini harcamak istersen onun kim olduğunu bana söyle ve ben de onu senin için öldüreyim.
All right, I'll go get him for you.
Pekala, gidip çağırayım.
You get me into North Korea, I'll take care of him for you.
Kuzey Kore'yi alabilirsen Senin için ona bakacağım.
I'll get him for you
Senin için yakalarım.
Look, if you get me out of here, I'll kill him for you, all right?
Bak, sen beni buradan çıkar, ben de... -... senin için onu öldüreyim, tamam mı?
You know, I'll make sure the people who are looking for him get this.
Bilirsin, bunları Onu arayan kişilere ulaştıracağım.
But unless you help us get to Fayed, that'll be the last time you see him for the rest of your life.
Ama Fayed'i yakalamamıza yardım etmezsen, bu onu son görüşün olacak.
- I'll get him for you.
- Gidip getireyim sana onu.
It means i'll get andrea to tell him for you.
Andrea'ya söyleteceğim anlamına.
I'm a doctor, but I'm not Katie's doctor, so I'll go get him for you.
Yani doktorum ama Katie'nin doktoru değilim. Gidip onu bulayım.
I'll be like one of those old Eskimos, goes out on the ice floe and... just sits there and waits for the polar bear to get him... and that's that and I don't want you to come looking for me and I can't have one of those scenes that we saw in the hospital with that woman and her husband.
Buz kütlesini üstüne çıkan Eskimolar gibi olmak istiyorum. Oraya oturup kutup ayılarının onu yakalamasını bekler. O kadar.
I'll get him for you.
Ben onu getiririm.
Well, seeing as I can't seem to get you back in the sack, I guess I'll just have to settle for him.
Gördüğüm kadarıyla seni cebe geri atmak kolay olmayacağına göre sanırım onunla yetinmek durumunda kalacağım.
I'll just go get him for you.
Hemen, gidip getireyim size.
Ah, Agent Gibbs- - sure, I'll just get him for you now.
Ajan Gibbs. Tabii. Hemen veririm.
I'll go get him for you.
Ben gidip onu getireyim.
- I'll get him for you.
- Ben size onu getiririm.
I will be out for five days, you get me a gun and I'll finish him off.
Bes gün disari çikacagim, bana bir tabanca bul, ben bu herifin hakkini eline vereyim.
My dad's in the back I'll get him for you.
Babam arka tarafta, onu çağırayım.
Let me get him out of the tub, and I'll go score them for you, okay?
Çocuğu küvetten çıkartayım, bulmaya çalışırım, tamam mı?
Well, you tell that son of a bitch to get the hell off of police property, or I'll have him arrested for disturbing the peace.
O orospu çocuğuna polis merkezinden defolup gitmesini söyleyin, yoksa huzuru bozmaktan tutuklatacağım.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]