I'll go ahead tradutor Turco
711 parallel translation
I'll go ahead!
Ben gidiyorum!
Alright, I'll tell ya. Go ahead and eat your beans.
Öyle ise anlatayım sende fasulyeni ye.
If I'm not here on time, just go ahead without me. I'll catch up with ya.
Eğer zamanında burada olamazsam bensiz başlayın, size yetişirim.
I'll go ahead and we can fix things up at once.
Ben önden giderim ve hemen düzenimizi kurabiliriz.
I'll go ahead and point them out to you.
Ben önden gidip size göstereyim.
- While you're knitting your union suit I'll go right ahead with the pressure-cabin job.
- Sen elbiseni dikerken bende basïnç-kabini isiyle ilgilenecegim.
Go straight ahead and then I'll tell you which way to go.
Düz devam edin. İleride nereye dönmeniz gerektiğini söyleyeceğim.
I'll go ahead.
Ben önden gidiyorum.
I'll go ahead and shine my torch for you two.
Önden gidip yolunuzu ışıklandıracağım.
Go ahead I'll follow you.
Yürüyün, geliyorum.
You go ahead I'll follow you.
Siz gidin, ben ardınızdan gelirim.
You go ahead. I'll wait here.
Burada bekleyeceğim.
Go ahead, dear, I'll take care of the baggage and the tickets.
Devam et tatlım, bagajlarla ve biletle ilgileneceğim.
Go ahead, I'll pick these up.
Bunları ben toplarım.
You go ahead, kid, I'll follow you.
Sen önden git evlat, seni takip edeceğim.
Go ahead, you guys, I'll be right with you.
Siz devam edin beyler, hemen geliyorum.
- You go on ahead. I'll tail you.
- Sen önden sür, ben takip ederim.
- Go on ahead, I'll bring them.
- Önden gidin, ben bunları getiririm.
Go ahead, sheriff, I'll hold the fort down.
Sen işine bak Şerif, işleri ben hallederim.
I'll go ahead, you take the car
Ben önden giderim, sen arabayı al.
- I'll get it, Tom. Go ahead.
- Ben veririm, Tom.
And maybe I shouldn't, in front of his family and relatives, but I'll go ahead because I know Watanabe himself would disagree.
Belki de ailesinin ve akrabalarının önünde bunları söylememeliydim. Ama Watanabe'yi tanırdım. O da buna itiraz ederdi.
First I'll buy you a dinner, then we go ahead -
Önce sana yemek ısmarlayayım, sonra da...
You go ahead. I'll look for her on my own.
Siz gidin ben tek başıma arayacağım.
You go right ahead. I'll just sit right here and watch you.
- Ben de oturup izlerim.
I'll tell you what, forget about it. Forget the whole thing. You go right ahead.
Bak ne diyeceğim, unut gitsin.
Go ahead, I'll put the cinnamon on the toast.
Haydi, ben tostun üstüne tarçını koyarım.
I'll go on ahead.
Ben önden gideyim.
I'll go on ahead.
Ben önden gidiyorum.
Just go ahead, I'll tell you.
- Devam et, söylerim.
- Go ahead. I'll be along.
- Birazdan gelirim.
When we close in, I'll go on ahead by myself.
İzlerini buldukları zaman, tek başıma giderim.
I'll go ahead with it.
Ben hallederim.
- I'll go on ahead.
Ben önden gideceğim.
I'll go on ahead.
Ben yola düşeceğim.
How about I go ahead, see if they'll play any tricks?
Ben önden gidip hile yapıyorlar mı diye baksam mı?
Now, if you go on ahead, I'll join you later.
Sen mutfağa git ben birazdan yanına geleceğim.
I'll go ahead with the next bunch.
Bir sonraki grupla ben giderim.
- I'll take care of this, you go ahead.
- Bununla ben ilgilenirim, sen devam et.
You go get the goats, I'll go ahead and make camp.
Keçileri alın, ben gidip kampı hazırlarım.
You all go on ahead, I'll see you in town.
Siz gidin, şehirde görüşürüz.
I'll go on ahead and call an ambulance.
Gidip bir ambulans çağıracağım.
If you two wanna talk about it, you go ahead, and I'll read the contract.
Eğer siz ikiniz konuşmak istiyorsanız, devam edin, ben de kontratı okuyayım.
I'll give you the go-ahead.
Başlama işaretini ben vereceğim.
You go ahead over, and I'll meet you there, huh?
Siz önden gidin. Orada buluşuruz.
Go ahead, I'll be there.
Sen önden git. Ben birazdan gelirim.
I'll go ahead and prepare your welcome.
Ben önden gidip sana karşılama töreni hazırlatacağım.
Yeah, go ahead and I'll be there.
Evet, sen git, ben gelirim.
Yes, I think we'll go ahead with the mock attack as planned.
Evet, sanırım planlandığı gibi saldırıyı gerçekleştireceğiz.
- Go ahead. I'll wait here.
Ben burada bekleyeceğim
I'll go ahead in the copter.
Ben helikopterle önden gideceğim.
i'll go 1832
i'll go first 231
i'll go by myself 33
i'll go with you 602
i'll go check it out 35
i'll go tomorrow 23
i'll go see 33
i'll go now 83
i'll go check 56
i'll go there 26
i'll go first 231
i'll go by myself 33
i'll go with you 602
i'll go check it out 35
i'll go tomorrow 23
i'll go see 33
i'll go now 83
i'll go check 56
i'll go there 26