I'll go tomorrow tradutor Turco
511 parallel translation
I'll go back tomorrow.
Yarın geri dönüyorum.
I'll go back tomorrow!
Yarın dönüyorum.
I'll go with you to help tomorrow.
Bu sabahtan itibaren senin profesöre de yardım edeceğim.
I'll go to her tomorrow.
Yarın ona gideceğim.
I'll be at the stables tomorrow when you go for your ride.
Siz at ile gezintiye çıkarken ben de yarın sabah ahırlarda olacağım.
Tomorrow you can take the trunk out and I'll go in.
Yarın sandığı dışarı çıkarın da ben içeri gireyim.
I'll go up there tomorrow to see how the land lies
Yarın oraya gidip etrafı bir kolaçan edeceğim.
I sentence you to 31 days in the city jail but I'll suspend 30 days of that sentence if you give me your word that as soon as you get out tomorrow you'll go back to your folks in Kansas.
Seni kent hapishanesinde 31 güne mahkum ediyorum... ama yarın sabah buradan çıkar çıkmaz... Kansas'taki ailenin yanına gideceğine söz verirsen... cezanın 30 gününü indiririm.
I'll go into things more thoroughly tomorrow.
Yarın daha ayrıntılı bilgi verebilirim.
Tomorrow I'll go to Philadelphia, to Thatcher Library, to see his diary. They're expecting me.
Yarın Philadelphia'ya gidiyorum, Thatcher Kütüphanesi'ne, günlüğünü okumaya.
Unless he decides by tomorrow that he's so sick he has to go away for a year Monday morning, all papers in the state, except his, will carry the story I'll give.
Pazartesi günü, kendi gazeteleri hariç tüm gazeteler vereceğim hikayeyi basacaklar.
Tomorrow I'll go and speak to the father, and will sort out your... situation and mine too, don't worry.
Yarın babasıyla konuşacağım ve hem senin durumunu, hem de kendi durumumu çözeceğim. Merak etme. Güle güle.
I'll go over it tomorrow.
Yarın bakarım.
Oh, well. If I think about it, maybe I'll go tomorrow.
Sanırım yarın gideceğim.
"I'll have to go to the bank and pay you off tomorrow," he says.
"Yarın sabah bankaya gidip sana borcumu öderim" dedi.
Maybe tomorrow I'll go down to the courthouse and look up the deaths...
Belki yarın adliyeye gidip son 18 yıllık...
Okay, I'll go out to the pen tomorrow and see him.
Pekala, yarın hapishaneye gidip, onu göreceğim.
Listen, Leo, you go down to your business tomorrow, And I'll be there, and I'll see to it
Dinle Leo, yarın işinin başına dön, ben de yanında olacağım.
No, I'll go see the big boss tomorrow and talk to him about it.
Hayır, yarın büyük patronu görmeye gideceğim. Bu konuyu konuşacağım.
Veta, if that's what you want, Harvey and I'll go over there tomorrow and ask them.
Veta, istediğin buysa yarın HaNey'yle gidip sorarız.
Madero is in the capital, and tomorrow I'll go see him.
Madero başkentte, ve yarın gidip onu göreceğim.
Tomorrow I'll go back to the slaughter-house.
Yarın mezbahaya geri döneceğim.
Tomorrow we'll go for a drive. - I'm not going.
Yarın seni arabayla gezmeye çıkarayım.
If you go into the kitchen, tomorrow I'll bring you.
- Şimdi mutfağa gidin, yarın bineriz. – Farı var mı?
I'll go tomorrow.
Yarın giderim.
I'll go tomorrow.
Yarın gideceğim.
I'll go tomorrow
Yarın gideceğim.
Go into town and tell Siringo I'll bring the money tomorrow morning.
Kasabaya gidip Siringo'ya parayı yarın sabah getireceğimi söyle.
Tomorrow evening, I'll go back to where we met tonight.
Yarın akşam, bu gece tanıştığımız yerde olacağım.
Tomorrow I'll find Joseph and Mary... and off we go to the Saints'Festival.
Yarın Joseph ve Mary'yi bulurum ve beraber Azizler Festivali'ne gideriz.
I'm gonna put you to bed and we'll go through this tomorrow.
Seni yatağa yatıracağım ve bunu yarın düşüneceğiz.
Tomorrow I'll go downstairs.
Alt kata ineceğim. Sahi mi?
I'll go to Narayama on my own tomorrow, if you won't!
Sen gelmesen bile, yarın tek başıma Narayama'ya gideceğim.
Tomorrow I'll go see Mr Diamond and ask him to tear up the eviction notice.
Yarın Bay Diamond'a gidip tahliye emrini yırtmasını isteyeceğim.
I'll go tonight, but tomorrow I won't.
Bu gece gideceğim ama yarın gitmem.
I'll go see him tomorrow.
Yarın gider görürüm.
- No, I'll go tomorrow.
- Hayır, yarın gideriz.
I'll go and get her off tomorrow.
Yarın oraya giderim ve onu çıkartırım.
- Tomorrow I'll go to the bookmaker. I'll put the 100,000 on Reine de Saba.
- Çünkü yarın müşterek bahisçiye gidip Reine de Saba'ya 100,000 ganyan basacağım.
I'll go to see Helen first thing tomorrow morning.
Yarın sabah ilk iş olarak gidip Helen'i göreceğim.
Schraffts is putting on girls, I'll go tomorrow.
Schraffts kız arıyormuş. Yarın oraya gideceğim.
I'll wait for you to go in. And tomorrow we'll meet again.
İçeri girmen için seni bekleyeceğim.
Now they'll all go to bed and I still have a lot to do : the laundry, all the dishes, mend the sheets, scrub the floors and set up breakfast for tomorrow.
Şimdi hepsi yatarlar, benim de yapacak işlerim var... çamaşır, bulaşıklar, çarşafların tamiri, yerlerin ovulması... yarının kahvaltısının hazırlanması.
I'll go get my jewels tomorrow.
Yarın gidip mücevherlerimi alacağım.
I'm here to tell you that tomorrow I'll go to work.
Yarın işe gideceğimizi size söylemek için geldim.
Well, Banno-san, I'll go home and prepare the cash for tomorrow.
Şey, Banno-san, eve gidip yarın için parayı hazırlayayım.
I'll go into town tomorrow. If there's a letter, I'll bring it.
Yarın kasabaya varırız bakarız işte mektup varsa alır geliriz.
I have until tomorrow to think about that. I'll go first.
Yarına kadar ne yapacağımızı düşünelim, Neyse ben hesaba gidiyorum.
I'll go to Shimokura tomorrow.
Yarın Shimokura'ya gideceğim.
No, I'll go there tomorrow.
Yok, oraya yarın giderim.
Tomorrow, I'll go on the bus.
Yarın, otobüse binerim.
i'll go 1832
i'll go first 231
i'll go by myself 33
i'll go with you 602
i'll go ahead 21
i'll go check it out 35
i'll go see 33
i'll go now 83
i'll go check 56
i'll go on my own 23
i'll go first 231
i'll go by myself 33
i'll go with you 602
i'll go ahead 21
i'll go check it out 35
i'll go see 33
i'll go now 83
i'll go check 56
i'll go on my own 23