I'll just be a minute tradutor Turco
358 parallel translation
- I'll be with you in just a minute.
- Bir dakikaya geliyorum.
- I'll be back in just a minute.
- Bir dakika sonra döneceğim.
I'll be up in just a minute.
Hemen geliyorum.
Isabelle will help you. I'll be in just a minute. Monsieur.
Isabelle sana yardımcı olacak, bir dakika sonra orada olurum.
- Just a minute, Nick, I'll be right back.
- Bir dakika Nick, hemen geliyorum.
I'll be back in just a minute.
Birazdan dönerim.
I'll just be a minute.
Biraz bekleyeceksin.
I'll just be a minute.
Bir dakika sonra geleceğim.
I'll be with you in just a minute.
- Bir dakika sonra sizinle olacağım.
- I'll just be a minute.
Tabii.
I'll be with you in just a minute.
Selam ufaklık.
I'll be with you in just a minute.
Bir dakika içinde seninle olacağım.
I'm going home for lunch in just a minute. I'll be glad to take it right up.
Bir dakika sonra eve yemeğe gideceğim zaten.Onu da götürürüm.
Go on home. I'll be home in just a minute. Go.
Eve git.Bir dakikaya ben de geliyorum.Git.
I'll be with you in just a minute.
Sizi bir dakika bekleteceğim.
Just give me a minute... and I'll be finished.
Bana bir dakika verin... ve bitireyim.
All right, I'll just be a minute.
Pekala, Bir dakika bekleyin.
I'll be just a minute.
Birazdan gelirim.
I'll be back in just a minute.
Birazdan döneceğim.
I'll be a son of a gun. That's what I was just thinking that very minute that you said that.
Bunu söylediğiniz anda ben de bunu düşünüyordum.
I'll be back in just a minute.
- Bir dakika içinde döneceğim. - Bağırmanıza gerek yoktu.
Just put it there, I'll be joining you in a minute.
Oraya çek, birazdan sana döneceğim.
I'll just be a minute.
Bir dakikaya gelirim.
I'll be with you in just a minute, mister.
Birkaç dakika içinde size bakıcam bayım.
I'll just be a minute.
Bir dakikaya dönerim.
Sit down over there, Yuri, I'll just be a minute.
Oraya otur Yuri, hemen hazırlanırım.
I'll just be a minute.
Bir dakika sonra geliyorum.
I won't be a minute, I'll just get some ice.
Biraz buz getireyim.
I'll just be a minute.
Ben hemen geliyorum.
I'll be with you gentlemen in just a minute.
Siz beyefendilerle birazdan ilgileneceğim.
I'll just be a minute. Go and dry off.
Bir dakikaya buradayım Git ve kurulan.
But... It'll be just a minute. I'm almost ready.
Fakat... sadece bir dakikada olacak.
I'll just be a minute.
- 1 dakikaya geliyorum.
I'll be with you in just a minute!
Bir dakikaya kalmaz, yanında olurum!
It's okay, Harlan, I'll just be a minute.
Önemli değil Harlan, bir dakika izin ver.
I'll be in in just a minute.
Birazdan geliyorum.
I'll just be a minute.
Bir dakika içinde hazır olurum.
I'll be with you in just a minute.
Birazdan yanında olacağım.
I'll be down in just a minute, miss.
Bir kaç dakika içinde aşağıda olurum bayan.
I'll just be a minute.
Ben de birazdan geliyorum.
Just a minute. I'll be back.
Bir dakika, hemen döneceğim.
Just a minute. I'll be right back.
Hemen döneceğim, kıpırdama. "
I'll just be a minute.
Hemen geliyorum.
- I'll be just a minute...
Bir dakikalık işi var.
Oh, I'll be with you in just a minute.
Bir dakikaya kadar size katılırım.
Why don't you try it on in the dressing room. I'll be with you in just a minute.
Soyunma odasında denemeye ne dersiniz. Bir dakika sonra yanınızda olacağım.
oh, i'll just be a minute, okay?
Oh, sadece 1 dakika sürecek, tamam mı?
I'll just be a minute.
Bir dakikada dönerim.
I'll just be a minute.
Hemen geleceğim. - İyi fikir.
I'll be with you in just a minute, sir.
Birazdan sizinle ilgileneceğim efendim.
I'll be with you in a second, just a few last minute managerial duties.
Yani, kıyafetleri sepete koymamı kastettiğini sanıyordum.