English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Inglês → Turco / [ I ] / I'll let her know

I'll let her know tradutor Turco

274 parallel translation
- l mean that though I don't know... how you managed to seduce a naive girl, it's clear why you played this trick I want to know what price you'll take to let her go
- Ne demek istiyorsunuz? - Yani, saf bir kızı nasıl baştan çıkardığını bilmesem de, bu oyunu neden oynadığın gayet açık. Onu bırakmak için ne kadar istediğini öğrenmek istiyorum.
I'll talk to her about it, and I'll let you know.
Onunla konuşup sana haber vereyim.
If you let me know what you need... I'll do everything you want.
Neye ihtiyacınız varsa söyleyin, sizin için her şeyi yaparım.
The boat from the island should be out here any minute for you. I'll let you know.
Adadan gelen bot her an burada olabilir. O zaman size haber veririm.
And tell her when you get settled, to please come over. Though i expect she'll want to keep you to herself. I know if it were jud... if it were jud come home to me, i'd hold him close, so close, i'd not let him leave again.
Ama eğer bu mağara resimleri gerçekse belki 12 bin senelik olabilirler.
I'll let her know how you feel about her.
Ona karşı hissetiğin herşeyi ona iletirim.
I'm leaving you all, but don't let them know, or they'll call it off again and all will be lost.
Ayrılıyorum sizlerden. Ama bunu bilmesinler yoksa düğünü iptal ederler ve her şey heba olur.
I'll let you know everything in a while.
Yakında sana her şeyi anlatacağım.
Right. I'll let you know everything more fully then.
İyi. her şeyi o zaman anlatırım.
Please tell the maid that I'll let her know when she can clean the room.
Lütfen hizmetçiye söyleyin, odayı ne zaman temizleyeceğini bilmek istiyorum.
Let me speak to your Führer. I'll tell him everything he wants to know.
Führer'ine duymak istediği her şeyi söylerim.
When I have her, I'll let you know, all right?
Zamanı gelince seninle tanıştıracağım, tamam mı?
- I'll let her know.
- Ona söylerim. Tamam?
If you know what's good for you, you better get on that phone and tell Mr. Big-shot Farmer that I said he'd better let me on that stage or I'll crucify him in 150 newspapers every day for the rest of his useless life.
Hakkında hayırlı olmasını istiyorsan hemen şu telefonu al ve Sayın Farmer Haşmetlerine de ki, bıraksın şu stüdyoya gireyim, yoksa kalan o beş paralık ömrünün her günü, 150 gazetede ona demediğimi bırakmam!
I'll do anything to let him know that I'm his
Onun olduğumu bilmesi için her şeyi yapacağım
I'm sure I'll come back every now and then, just to let people know I'm still around.
Eminim ve ben her zaman herşeye geri dönüyorum, insanlar benim nerede olduğumu görebiliyorlar.
I think it'll be beneficial to you if I let her know.
Eğer ona söylersem senin için de faydalı olur.
I'll let her know how worried you were about her.
Kendisine onu ne kadar merak ettiğini de söylerim.
" She's the girl all dressed in blue I'll let you know just what to do shakin'those hips, she moving'a thigh she got the motion and a look in her eye, yeah she's a rocker she's a roller
[şarkı] : " tamamen mavilere bürünmüş o kız ne yapacağını sana söyleyeceğim kalçalarını sallıyor, bacağını oynatıyor kız orada salınıyor, ve gözlerindeki o bakış, ah o bir rocker o bir roller
If I hear of any good Gamma Quadrant deals you'd be right for, I'll let you know.
Hak ettiğin her hangi iyi Gama Çeyreği anlaşması duyarsam bilmeni sağlayacağım.
Lord whatever I've done to piss you off if you'd just get me out of this let me know what it was, I'll rectify the situation.
Tanrım seni kızdıracak her ne yaptıysam beni buradan kurtarırsan durumu düzeltmeye çalışırım.
- I'll let her know that you came.
- Geldiğini ona söylerim.
If there's any change in her condition I'll let you know.
Durumunda değişiklik olursa haber veririm.
Good. I'll let her know.
Güzel. Ona söylerim.
I'll let her know.
Ona haber veririm.
I'll let you know when it's all right to get up.
Her şey bittiğinde kalkmana izin vereceğim.
I'll let you know the moment I've had any success in reviving her.
Onu geriye döndürmeyi başardığımda, size haber vereceğim.
Let me tell you something. As soon as you grow some balls, doughnut, let me know and I'll tell you all about it.
- T... klı biri olduğunda bana haber ver de, sana her şeyi bir bir anlatayım, hanım evladı.
I'm sure if you let them get to know you show them you're a really good guy to be around everything'll work out.
Eminim seni tanıdıklarında ve takılanacak adam olduğunu görünce her şey yoluna girecektir.
- Have a seat. I'll let her know
Azıcık oturun, gidip haber vereyim.
Xena... I'll always love you but I know I have to let you go.
Zeyna... seni her zaman seveceğim... ama biliyorum ki gitmene izin vermek zorundayım.
I promise, if you just let me spend the night and get some sleep, I'll tell you everything you wanna know about me tomorrow.
Söz veriyorum, eğer bu geceyi burada geçirmeme ve uyumama izin verirseniz, benim hakkımda bilmek istediğiniz her şeyi anlatacağım.
I'll let her know.
Ona iletirim.
Then, I'll see that Molly's all right... let her know that I am, give Ralphie a kiss... pack every man that's useful in the truck and bring them here.
Molly'nin iyi olduğunu kontrol et benim de iyi olduğumu söyle, Ralphie'ye bir öpücük ver işe yarar tüm erkekleri kamyona doldurup buraya getir.
Then, I'll see that Molly's all right... let her know that I am, give Ralphie a kiss... pack every man that's useful in the truck and bring them here.
Molly'nin iyi olduğuna bakıp, Ralphie'yi öpeceğim. Sonra da işe yarayan adamların hepsini buraya getireceğim.
- Well, I'll. She's finishing up a meeting. I'll let her know you're here.
Yani bu biraz erken sayılır.
Let him go, and I'll tell you what you need to know.
Bu cesur arkadaşımı gönderirsen sana bilmek istediğin her şeyi anlatırım.
Well then I'll let Zhaan know you find her oils pleasing.
Pekala Zhaan'a gidip yağlarının hoşuna gittiğini söyleyeceğim.
I'll let her know you called.
Aradığını söylerim.
You get your nurse alone, take a breath, let her see your eyes glisten, and say, " Baby, they're training me for war, and I don't know what'll happen, but if I die tomorrow, I want to know
Hemşirenin yanına git. Nefes al. Gözlerinin parladığını görsün ve şöyle de :
I'll let the coroner know he can pick her up.
Sorgu yargıcına onu alabileceğini haber vereceğim.
Shall I tell her to expect you? I'll let you know.
Ona sizi beklemesini söyleyeyim mi?
Please tell Lieutenant Torres if there's anything I can do... I'll let her know.
Elbette yok. Sorun her neyse, Doktor'un çözebileceğinden hiç şüphem yok.
Let the prides know I'll agree to transport the Sabra's First Daughter to her wedding, but at a price.
Benim, düğün için Sabra'nın ilk kızını taşımayı kabul ettiğimi gururlara bildir. Ama bir bedelli olacak
I'll let her know you're here.
Geldiğinizi haber vereyim.
I'll forget her birthdays until her 18th, when I'll take her out and get her drunk and possibly, let's face it, you know, try and shag her.
18 yaşına kadar bütün doğumgünlerini unuturum, o zaman da onu yemeğe götürüp... sarhoş eder ve muhtemelen becermeye çalışırım, bunu inkar edemezsiniz.
Either way, I'll let you know where I am.
Her durumda, sana yerimi bildiririm.
Let's go to my yard, and I'll teach you everything you need to know in the ring.
Bahçeme gidelim, ringde bilmeniz gereken her şeyi öğreteyim.
It's show time, baby. - I just want to let you know, man, that no matter what goes on on that stage tonight, you'll always be in my heart.
- Bilmeni isterim, bu gece o sahnede her ne olursa olsun her zaman kalbimde olacaksın.
I know he'll show up. Let her pull the plug.
Bırak çeksin fişi, zaten ne fark edecek ki?
You let me see him, and I'll tell you everything you wanna know.
Onunla görüşeyim, sonra istediğiniz her şeyi anlatırım.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]