I'll see what i can find tradutor Turco
255 parallel translation
In the meantime, I'll see what I can find out.
Bu arada, ben de neler öğrenebileceğime bir bakarım.
I'll see what I can find out about the body.
Bakayım, cesetle ilgili neler öğrenebileceğim.
I'll see what I can find out when I get to Limbasi.
Lubumbashi'de daha fazlasını öğrenirim.
Oh, I'll go and see what I can find in the way of...
Gidip bir bakayım...
What do you know? Since you like it so much, I'll see if I can find more for you.
Madem bu kadar hoşuna gitti, sana birkaç görev daha vereyim bari.
I'll hop out with Ridley, grab a couple of pictures, and see what I can find out.
Ridley ile çabucak gidip, bir kaç resim çekip ve ne bulacağıma bakacağım.
How terrible. I'll see what I can find out.
Korkunç, ben de araştırma yaparım.
I'll see what I can find out.
Neler bulabileceğime bir bakacağım.
I'll see what I can find.
Bakalım bir şeyler bulabilecek miyim?
I'll see what else I can find out from Mr. Mudd. Let's go.
Ben de Bay Mudd'dan başka ne bilgi alabiliyorum, bakacağım.
- I'll see what I can find.
- Ben gidip bir bakayım.
I'll see what I can find to make a fire.
Ateş için bir şeyler bulayım.
In the morning I'll go into town to see what I can find out.
Sabah kasabaya gidip bir şeyler öğrenmeye çalışırım.
I'll talk to Lando and see what I can find out.
Lando'yla konuşup ne olduğunu anlamaya çalışırım.
I'll see what I can find out about her, okay?
Hakkında ne bulabileceğime bir bakayım tamam mı?
I'll see what I can find out.
Nerede bulabilirim bakacağım.
I'll rummage'round, see what I can find, sir.
Sağa solu arayıp, bir bakayım efendim.
- Yeah. - I'll see what I can find out.
- Bir şeyler öğrenmeye çalışırım.
Let me get you some towels and I'll see what we can find for you to wear.
Sana havlu getireyim ve giyebileceğin bir şeyler bulayım.
I'll see what I can find out.
Bir seyler bulmaya calisirim.
I'll see what I can find out on the street, ya know?
Neler öğrenebileceğime bir bakarım, tamam mı?
- I'll see what I can find.
- Bir bakalım.
I'll see what else I can find out about Dr. Terrence Allen Berube.
Dr. Terrence Allen Berube ile ilgili biraz araştırma yapacağım.
I'll see what else I can find.
Başka bir şey bulabilir miyim, bakarım.
I'll see what I can find.
Gidip bulmaya çalışayım.
Look, I'll ring around and I'll see what I can find out.
Etrafa bir sorup bir şeyler öğrenmeye çalışayım.
I'll see what I can find out.
Birşeyler bulmaya çalışacağım.
I'll check Neelix's personal data base- - see what I can find out about the ceremony.
Neelix'in kişisel kayıtlarını inceleyeceğim - tören hakkında ne bulabileceğimi bir görelim..
I'll see what cook can find, Dr Nicholls.
Bakalım aşçı ne bulabilecek, Dr Nicholls.
I'll see what I can find out.
Sen ona git. Bilgi topla.
If you wait here, I'll go check and see what I can find out.
Gidip durumunu öğrenmeye çalışayım.
I'll call Harvey Tomes tomorrow in the psych department... ... and I'll see what I can find out about him.
Psikoloji bölümünden Harvey Toones'u ararım ve adam hakkında bir şeyler öğrenmeye çalışırım, tamam mı?
I'll swab your gums, see if we can find out what made you pass out.
Diş etlerinizi çubukla sileyim. Bakalım sizi neyin bayılttığını bulabilecek miyiz.
Well, I'll go see what I can find out about Belthazor.
Peki, Belthazor hakkında neler bulabileceğime bakacağım.
I'll go see what I can find out.
Gidip neler öğrenebileceğime bakacağım.
I'll check the internal sensors, see what else I can find.
Dâhili sensörleri kontrol edip, ne bulabileceğime bir bakayım.
I'll see what I can find out.
Bakalım ne öğreneceğim.
I'll see what I can find out.
Ne bulabileceğime bir bakayım.
I'll see what I can find.
Bakarız.
OK, I'll take Liquid Man's jacket. See what I can find. I'll cremate this.
Tamam, ben Sıvı Adam'ın ceketini alıp bir şeyler bulmaya çalışayım.
I'll go see what I can find.
- Ben bulmaya çalışayım.
I'll go see what I can find out.
Ne bulabilirim, bakmaya gideceğim.
I'll poke around in some frequencies and see what I can find
Bazı frekanslarda dolaşacağım ve ne bulabilirim bakacağım
I'll call around, see what I can find out.
Araştırıp bir şeyler öğrenmeye çalışırım.
I'll see what I can find out.
Ne bulabileceğime bakacağım.
I'll see what I can find out, sir.
Bakalım bu konuda neler bulabileceğim efendim?
I'll see what I can find.
Ne bulabileceğime bir bakayım. Sen nöbette kal.
I'll have T'Pol see if she can find out what we did.
T'Pol'e söylerim bu sefer ne hata yapmışız öğrenebilir.
Well, I'll talk to Soval, see what I can find out.
Soval ile konuşacağım, neler öğreneceğime bir bakalım.
I'll see what I can find.
Ne bulabileceğime bakayım.
I'll see what I can find.
Bir şeyler çıkartırım. Benimle gelin.