I'll tell you right now tradutor Turco
314 parallel translation
All right, now I'll tell you something.
Pekala, şimdi ben size bir şey söyleyeyim.
Now look here, you sit right up here, and I'll tell you all about it.
Bak şimdi, otur, sana her şeyi anlatacağım.
Knowing the Asterbrooks, I can tell you right now we'll never see that nickel again.
Asterbrookları iyi tanıdığımdan söyleyebilirim ki o 5 sentin üzerine soğuk su içebiliriz.
As far as you supporting us, I'll tell you right now he's the kind that wouldn't let anyone support him.
Buckley hakkında şu kadarını söyleyebilirim ki kimsenin desteğini istemeyecek türde biridir o.
And as for his parents, I'll tell you this right now, Pops they're just as good as you and Moms.
Ailesine gelince, hemen şimdi sana anlatacağım, baba. Neredeyse sen ve annem kadar iyiler.
Now, I wanna be entirely fair to you, Manny, so I'll tell you right now that there's a rough similarity between your printing and the note.
Dürüst olacağım, Manny o yüzden söylüyorum. Yazınızla not arasında kabaca bir benzerlik var.
Well, now, Sheriff, I'll tell you, you sit right down here in this new chair and make yourself comfortable while I...
Pekala, Şerif, sana anlatayım, buraya şu yeni sandelyeye otur ve rahatla, ben de bu arada...
Well, now, major... Now, I'll tell you what I'll do just to show you my heart's in the right place.
Peki, binbaşı size iyi niyetimi göstermek için ne yapacağımı söyleyeyim.
She has your memo and she can see you now. Good. Call her back and tell her I'll be right there.
Böyle bir şey belirttiğimi hatırlamıyorum.
Ms. Blanche, I'll tell you right now, if that sister of yours has gone and given you sleeping pills to keep you quiet while she's out doin I don't know what I'm sure as hell gonna call the police on her.
Size hemen söyleyeyimki Bayan Blanche, eğer şu kardeşiniz... sizi susturmak için uyku hapları vererek dışarı çıktıysa... Kendisi dışarıda kimbilir ne yaparken... Yemin ederim polis çağıracak ve yaptıklarını anlatacağım.
I'll tell you what I know, and you might as well know it too, right now.
Sana neyi bildiğimi söyleyeyim gerçi şimdiye kendin de fark etmişsindir.
I'll tell you that right now.
- Hemen şimdi söylüyorum.
I'll tell you what I see right now.
Şimdi size ne gördüğümü söyleyeyim.
- I'll tell you later. But right now let me tell you this...
Ama şimdi size şunu söyleyeyim...
You've got to tell Bernice about us right now... or I don't know what I'll do.
Bernice'e aramızdakileri hemen anlatmalısın yoksa ne yapacağımı bilmiyorum.
I'm not gonna go cornball on ya or give ya any big speeches or anything like that... but I'll tell you right now, just as sure as God made little green apples... you play like that this coming Friday night... and you're gonna lose if you don't care.
Size aptalca şeyler anlatıp nutuk çekecek değilim... ama size şunu söylüyorum, Tanrı'nın küçük yeşil elmaları yaptığı... kadar eminim ki eğer gelecek Cuma akşamı... eğer umursamazsanız kaybedeceksiniz.
But I can tell you right now, Williams is as sane as I am.
Size şunu söyleyebilirim ki Williams en az benim kadar akıllı.
Because I'll tell you right now, I'm ready to do it.
Bilmeni istiyorum, şu anda bunu yapmaya hazırım.
Well, I wish I was on the Eiger right now, I'll tell you.
Şu anda Eiger'da olmayı isterdim doğrusu.
I know I'm drunk, but he's still the whitest nigger in town, and I ain't gonna change my mind about that, I'll tell you right now.
Sarhoş olduğumu biliyorum ama yine de şehirdeki en beyaz zenci o ve bu konuda fikrimi değiştirmeyeceğim, haberin olsun.
And I'll tell you right now what the first show has to be : a special on Mary Ann Gifford.
İlk programsa Mary Ann Gifford'la ilgili özel bir bölüm olacak.
I'm not here to scold you, in fact I'll tell you now that you're right to stay home and care for your children.
Seni azarlamaya gelmedim ; tersine evde oturup çocukları büyütmeye hakkın var, diyecektim.
But I'll tell you right now, Bobby...
Ama sunu söyleyey ¡ m Bobby...
I'll tell you about it, but not here, not right now.
Sana bundan bahsedeceğim ama yeri ve zamanı değil.
I'll tell you something right now I sleep with my wife, but I live with my partners.
Bakın, size şimdi ne diyeceğim : Karımla uyurum ama ortaklarımla birlikte yaşarım.
I'm usually a lot more fun, i'll tell you that right now.
Genellikle çok daha eğlenceliyimdir.
She's doing better than you, Dottie, i'll tell you that right now.
Senden daha iyi Dottie, gördün mü?
I'll tell you right now, I won't pay that.
Hemen söyleyeyim ben o kadar vermem.
I'll tell you something, CJ, right now.
Sana bir şey söyleyeceğim CJ, şimdi.
I'll tell you that right now.
Açıkça söyleyeyim.
I'll tell you when the time is right, but now I must go.
Vakti gelince anlatırım. Fakat artık gitmeliyim.
I'll tell you what I know right now, as the situation's extremely confused.
- Durum çok karışık olduğundan Size şimdi ne bildiğimi söyleyeyim.
I'LL TELL YOU RIGHT NOW, I DON'T WANT A SISTER WHO'S A TRAMP.
Net olmak gerekirse, ben kız kardeşimin orospu olmasını istemiyorum.
You come on down to these parts, you start telling people their business and insulting their race, you end up like Champlain, I'll tell you that right now.
Buralarda dostlar, bir meslekte ırkın önemli olduğunu söylerler. Sonunuz Champlain gibi olabilir.
I tell you right now if we find McKussic anywhere near Escalante I'll put him away for 25 years.
Sana şunu söyleyeyim eğer Mac'i Escalante'nin yanında bulursak onu 25 yıl içeri tıkarım.
If you tell me you'll never be ready, I'll leave right now, never bother you again.
Asla hazır olmayacağım dersen, gidecek ve seni bir daha rahatsız etmeyeceğim.
I'll tell you that right now.
O kadarını söyleyeyim.
I'll tell you something right now. Listen up to me, ok?
Şimdi beni iyi dinleyin, tamam mı?
I'll tell you right now.
Şunu söyleyebilirim.
I'll tell you something right now.
Dinle sana ne diyeceğim.
Tell you what, chuckles I'll give you permission to sublet my room right now.
Bak sana ne diyeceğim, cin fikirli odamı kiralaman için gereken izni sana şu an veriyorum.
And I'll tell you right now, as a man, we don't know.
Ve biz erkek olarak hangisinin ne olduğunu bilemiyoruz.
I can tell you right now, it'll be a short list.
Hemen söyleyebilirim, uzun bir liste değildir.
I'll tell you that right now.
Bunu söyleyebilirim.
Listen, I'm not sure about anything right now... but I'll tell you something.
Bak, şu an ben hiçbir şeyden emin değilim ama sana şunu söyleyebilirim.
That there's our stove, I'll tell you that right now.
Yalnız şunu söyleyeyim, şuradaki bizim soba.
I'll tell you that right now!
Hemen söyleyeceğim.
I'll tell you something right now.
Sana söyleyeceklerim var.
I'll tell you right now,
Sana hemen şimdi söyleyeceğim...
I'll tell you one thing right now. I am never, ever going to do another fuckin'low-budget movie!
Şimdiden söyleyeyim, bir daha asla, asla bu sikik düşük bütçeli filmlerden yapmayacağım.
It's not a grade they like to give out, I'll tell you that right now.
D artıyı adama kolay kolay vermezler, size söyleyeyim.