I'll tell you what's going on tradutor Turco
111 parallel translation
I'll tell you what's going on around here, you boob!
O zaman sana, burada nelerin döndüğünü anlatayım, aptal şey.
Look, I'll meet you in the lab in one hour. And then we'll see if we pulled in any Videodrome last night... and I'll tell you what's going on. Okay?
Bir saat sonra laboratuvarda görüşelim, tamam mı?
Tell me what the hell's going on with Viktor, I'll let you keep the piece.
Viktor'a ne olduğunu söylerseniz o sizde kalabilir.
You tell me what the hell you think's going on, I'll tell you if I think you're right.
Neler döndüğü hakkında düşüncelerini anlatacaksın, ben de haklı olduğunu düşünüp, düşünmediğini söyleyeceğim.
Q, tell us what's going on or get out of the way. I'll tell you.
Q, neler döndüğünü anlat yada yoldan çekil.
I'll tell you what's going on here.
Burada neler olduğunu söylememe izin verin.
- I'll tell you what's going on.
- Şimdi anlatacağım neler olduğunu.
If I put a camera on you right now and I interview you and you tell people what's going on, I think they'll want to know.
Kamera önünde seninle bir söyleşi yapsam anlatsan ; dü ündüklerini gerçek niyetini, öğrenmek isteyeceklerdir.
I'll tell you what's going on!
Ne olduğunu anlatayım ben sana!
I'll tell you what's going on.
Neler olduğunu sana anlatırım.
I'll tell you what's going on.
Neler olduğunu söyleyeyim.
I'll tell you what's going on here.
Sana burda ne olup bittiğini söyleyeyimmi?
But since it's loose on my streets, you're going to be smart enough to tell me what I'm dealing with.
Ancak onun sokaklarımda serbestçe dolaşmasından beri ne ile uğraştığımı söyleyecek kadar akıllı olacaksınız.
Tell me what's going on or I'll charge you with kidnapping!
Nereye gidiyordunuz? Söyle yoksa adam kaçırmaktan tutuklattırırım!
I'll tell you "what's going on." For once I'd like to bring a game into this house without being accused of having sex with my brother.
Bu eve bir kere, ağabeyimle seks yapmakla suçlanmadan bir oyun getirebilmeyi isterdim.
HOST : I'll tell you what's going on.
- Ne olduğunu ben söyleyeyim.
I'll tell you what's going on here - -
Ben sana neler döndüğünü...
Now, if you'll excuse me, ladies... I have a bet to win. Now do you want to tell me what's going on?
Şimdi bayanlar, izin verirseniz... şu iddiayı kazanayım.
- I'll tell you what's going on!
Ne olduğunu söyleyeyim!
Come on I am not going anywhere until I find out what's going on here I'll tell you about it later.
Haydi Burada neler olduğunu anlayana kadar hiçbir yere gitmiyorum Sana sonra anlatacağım.
I'll tell you what's going on, Julianne.
- Ne olduğunu söyleyeyim!
I'll tell you what's going on!
Ben söyleyeyim!
I'll tell you at once what's going on.
Size şimdi neler olduğunu anlatacağım.
I'll tell you what's going on.
Size anlatayım.
Uh, I'll tell you what's going on.
- Size ne olduğunu söyleyeyim.
- I'll tell you what's going on.
- Sana neler olduğunu söyleyeyim.
- Yeah, what's going on? - I'll tell you what's going on :
Ne olduğunu söyleyeyim.
- I'll tell you what's going on.
- Sana neler olduğunu söyliyeyim.
Listen, I'll put on the kettle and you can tell me what's going on.
Dinle, ben çayı koyacağım ve sen de neler oluyor bana anlatırsın.
Look, if you don't tell me what's going on, I'll talk to your dad,
Bak, bana neler olduğunu anlatmazsan, babanla konuşacağım.
If you don't tell me what's going on, I'll go to Starfleet.
Bana neler döndüğünü söylemezsen Yıldız Filosu'na başvuracağım.
- I'll tell you what's going on.
- Sana ne olduğunu anlatıyım.
I'll tell you what's going on.
Sana neler olduğunu söyleyeyim.
- I'll tell you what's going on!
Ben söyleyeyim o zaman.
I'll tell you what's going on.
Sana sorunun ne olduğunu söyleyeyim.
Doesn't have to be awkward mom, just tell me what's been going on and I'll do my best to help you out.
Olmak zorunda değil anne. Yalnızca ne olduğunu anlat ve ben de elimden geleni yapayım.
I'll admit there's been some weird stuff going on with me lately, so I'm gonna give you, like, a minute to tell me what's up.
Son zamanlarda garip şeyler olduğunu itiraf ediyorum, Bu yüzden neler olduğunu anlatman için sana bir dakika vereceğim.
I'll tell you what, I'm gonna check into this, see what's going on.
Ne diyeceğim. Gidip buna bir bakayım neler olmuş.
I'll tell you what's going on.
Sizlere nedenini söyleyeyim mi?
i'll tell you what's going on.
- Ne olduğunu söyleyeyim.
Look, if you don't tell me what's going on, I'll need to talk to my lawyer.
Bana neler olduğunu anlatmazsanız, avukatımla konuşmam gerekecek.
What is going on? Mom, it's a long story, trust me. I'll fill you in early in the morning, please tell the boys I am ok.
Anne, uzun hikaye, güven bana sana sabaha her şeyi anlatırım, lütfen çocuklara iyi olduğumu söyle.
All right, I'll tell you what's going on.
Pekala, sana neler olduğunu anlatacağım.
I'll tell you what's going on - - your boyfriend's a liar.
Sana neler döndüğünü söyliyeyim - - erkek arkadaşın bir yalancı.
I'll tell you what's going on.
! Neler olduğunu söyleyeyim.
No, I don't, but I'll tell you what's been going on.
Hayır bilmiyorum ama sana olanları ben söyleyeyim.
- I'll tell you what's going on.
- N'olduğunu söyleyeyim.
How did Suri become Rai Kapoor now, what is going on... lt's a very long story, I'll tell you later.
Suri nasıl oldu da Raj Kapoor oldu, neler dönüyor burda... çook uzun bir hikaye, sonra anlatırım.
- I'll tell you what's going on.
- Ne olduğunu anlatayım.
- I'll tell you what's going on.
- Size neler olduğunu anlatayım.
I'll tell you what's going on.
Bayanlar ve baylar, oturmanızı rica edebilir miyim?