I'm afraid i can't do that tradutor Turco
199 parallel translation
I'm afraid I can't do that for you.
Ne yazık ki bunu yapamam.
I'm afraid I can't tell you much... only that the patient is the wife of Mr. Paul Holland... with whom we do considerable business.
Şimdilik, hastanın Bay Paul Holland'ın eşi olduğundan fazlasını söyleyemem. Kendisi önemli işler yaptığımız birisidir.
I'm afraid she can't do that, Ward.
Korkarım bunu yapamaz, Bay Ward.
Oh, Mr. Dowd, I'm afraid we can't do that.
- Bay Dowd, korkarım katılamayız.
That's what I'm afraid you'll do - fall in love with someone you can't have.
Senin için de korkuyorum. Birlikte olamayacağın birine âşık olabilirsin.
I'm afraid I can't do that, Your Honour.
Maalesef getiremem efendim.
WHAT ABOUT MY APPEARANCE? I'M AFRAID I CAN'T DO MUCH ABOUT THAT.
Peki ya dış görünüşüm?
You can't forbid the tenets to wash their dirty items. There's just nothing we can do about that, I'm afraid.
kiracıların çamaşır yıkamasına engel olamıyoruz.
I'm afraid I can't let you do that, Doctor.
Üzgünüm ama bunu yapmana izin veremem Doktor.
- I'm afraid I can't do that.
Geldiğimizi söyler misiniz?
I'm afraid I can't do that.
Korkarım, bunu yapamam.
If you really think that I'm afraid I can't let you go. I wouldn't do that.
Gerçekten böyle düşünüyorsan maalesef gitmene izin veremem.
I'm afraid I can't do that, sir.
- Yapamam.
Its getting so that I'm afraid to go to sleep at night, Isn't there anything you can do for me?
Geceleri uyumaya korkuyorum, benim için yapabileceğiniz bir şey yok mu?
- "l'm afraid that I can't do that."
Bunu yapamazsın. Neden olmasın?
Afraid I can't do that, boy.
Korkarım bunu yapamam evlat.
Oh, I'm afraid we can't do that, Billy.
Korkarım bunu yapamam, Billy.
Afraid I can't do that, honey.
Korkarım yapamam, tatlım.
I'm afraid I can't do that very well.
Korkarım, gelemeyeceğim.
You're asking me to lie to my wife, to deceive her, and I'm afraid I just can't do that...
Benden karıma yalan söylememi, onu kandırmamı istiyorsun. Korkarım ki ben bunu yapamam.
- I'm afraid I can't do that, sir.
- Korkarım bunu yapamam efendim.
I'm afraid we can't do that, sir.
Korkarım, bunu yapamayız, efendim.
- I am afraid I can't do that.
- Korkarım bunu yapamam.
I'm afraid we can't do that, but I am sure that my government will find some productive activity for them.
Maalesef bunu yapamayız. Hükümetimin onlara verimli olacakları iş alanları yaratacağına eminim.
I'm afraid I can't do that.
Korkarım bunu yapamam.
I'm afraid I can't let you do that, Chief.
Korkarım bunu yapmanıza izin veremem, şef.
I'm afraid there won't even be a wedding if you can't get rid of that rotten habit, and he's just ordered me to see that you do!
O rezil alışkanlıktan kurtulmazsan korkarım nikâh bile olmayacak. Bana bunu emretti.
I'm afraid I can't do that.
Korkarım ki bunu yapamam
I'm afraid I can't do that.
Korkarım, bunu yapamazsınız.
I'm afraid I can't do that.
Korkarım, bu söylediğinizi yapamam.
I'm afraid I can't do that.
Korkarım bunu söyleyemem.
I'm afraid I can't do that, at least not at this point in time.
Korkarım bunu yapamam. En azından şu anda.
I'm afraid I can't do that.
Maalesef bunu yapamam.
I'm afraid I can't do that.
Maalesef dediğinizi yapamam.
I'm afraid I can't do that.
Korkarım bunu yapamayacağım.
I'm afraid we can't do that.
Korkarım bunu yapamayız.
- I'm afraid we can't do that just yet.
- Korkarım bunu hemen yapamayız.
No, I'm afraid I can't do that.
Hayır, korkarım bunu yapamam.
- I'm afraid I can't do that, sir.
- Korkarım ama bunu yapamam efendim.
That's where faith comes in, because you've got to say... even though I'm afraid this person is gonna hurt me, is going to reject me... I'm going to make a leap of faith and love this person, but he couldn't do that.
Burada inanç devreye girer ve karşındakinin canını yakacağını, reddedeceğini bile bile şansımı deneyip aşık olacağım dersin ya, o bunu yapamamış.
I'm afraid I can't do that, but thanks for the offer.
Korkarım bunu yapamam ama önerin için teşekkürler.
I'm afraid I can't do that.
Korkarım bunu yapamam ama önerin için teşekkürler.
And I'm afraid I can't let you do that.
Ve korkarım bunu yapmanıza izin veremem.
I'm afraid I can't let you do that.
Korkarım buna izin veremem.
I'm afraid I can't do that, Grams.
Korkarım bunu yapamam büyükanne.
I'm afraid I can't do that.
Kargo bölmesinin girişinde de iki den fazla kişi olacak.
- I'm afraid you can't do that.
- Üzgünüm ama bunu yapamazsınız.
I'm afraid you can't do that. I have to protect my son.
Korkarım bunu yapamazsın Oğlumu korumak zorundayım.
- I'm afraid I can't do that.
Korkarım bunu yapamam.
I'm afraid I can't do that.
Ne yazık ki bunu yapamam.
I'm afraid I can't do that, Leela.
Korkarım, bunu yapamam, Leela.