I'm afraid i can't help you tradutor Turco
117 parallel translation
I wish I could help you, but I'm afraid I can't.
Keşke size yardım edebilsem, ama ne yazık ki edemem.
I'm afraid I can't help you.
Korkarım size yardımcı olamayacağım.
Then I'm afraid I can't help you.
- O zaman yardım edemeyeceğim.
And I'm afraid I can't help you.
Üzgünüm ki size yardımcı olamam.
- I'm afraid I can't help you.
- Korkarım, yardım edemeyeceğim.
I'm afraid I can't help you out this time, Freddy.
Korkarım bu sefer sana yardım edemeyeceğim, Freddy.
I'm afraid I can't help you, McNeal.
Korkarım sana yardım edemem, McNeal.
ONLY I'M AFRAID I CAN'T HELP YOU MUCH.
Sadece sana fazla yardım edemeyebileceğimden ürktüm.
I'm afraid I can't help you.
Korkarım size yardım edemeyeceğim.
I'm afraid you're stuck with it, and there isn't a thing in the world I can do to help.
Maalesef başka şansın yok ve benim elimden de hiçbir şey gelmez.
I'm afraid I can't help you on that subject.
Korkarım size bu konuda yardımcı olamam.
No, I'm afraid I can't help you, my lady.
Hayır, korkarım size yardım edemem, sultanım.
I'm afraid we can't help you to locate your invader.
Korkarım, istilacılarınızın yerini bulmada yardım edemeyeceğiz.
I'm sorry, but I'm afraid I can't help you.
Üzgünüm, ama korkarım, size yardım edemem.
Well, I'm afraid I can't help you, Mrs Schuyler.
Korkarım size yardım edemem Bayan Schuyler.
I'm afraid I can't be of any help to you.
Korkarım size.. yardımcı olamayacağım.
I'm afraid I can't help you.
Korkarım size yardımcı olamam.
Well, not being a mugger, I'm afraid I can't help you there.
Şey, bir soyguncu olmadığım için, korkarım bu noktada sana yardım edemem.
Would you mind unstrapping me? I'm afraid I can't help you there.
Sakıncası yoksa beni çözebilir misin?
Don't be afraid of the embarrassment, I can help you, I assure you.
Utanmanıza gerek yok, Size yardım edebilirim, sizi temin ediyorum.
I'm afraid Mr. Truman won't help you. He can't.
Ne yazık ki Bay Truman sana yardımcı olamaz.
I'm afraid I can't help you, Mr. Leech.
Size yardım edemeyeceğim için üzgünüm Bay Leech.
I'm afraid I can't help you there.
Korkarım bu konuda sana yardım edemem.
I'm afraid I can't help you.
Üzgünüm sana yardım edemem.
I'm afraid I can't help you.
Üzgünüm. Yardım edemem.
- I'm afraid I can't help you.
- Korkarım sana yardım edemem.
I'm afraid I really can't help you.
Yazık ki size yardımcı olamam.
Oh, my God. Katherine! I'm afraid God can't help you.
Kokarım Tanrı sana yardım edemiyor.
I'm afraid I can't help you, friend.
Korkarım sana yardım edemem, arkadaşım.
No, I'm sorry, I'm afraid I can't help you there.
Hayır özür dilerim. Sana o konuda yardım edemeyeceğim.
I'm afraid I can't help you.
Korkarım sana yardım edemeyeceğim.
If you're here, I'm afraid I can't help myself.
Sen yanımdayken kendime hakim olamıyorum.
Hmm, I'm afraid I can't help you Ms. Cartman.
Hmm, Korkarım ki size yardım edemem Bayan Cartman.
- I'm afraid I can't help you.
- Maalesef yardımcı olamayacağım.
Can't help you, I'm afraid.
- Maalesef yardım edebileceğim bir şey yok.
- Oh, i... i'm afraid i can't help you there.
- Korkarım ki, size yardımcı olamayacağım.
You'll have to forgive me, but I'm afraid I can't help you, because I can't understand what you're saying.
Beni affetmek zorundasın ama maalesef sana yardım edemem çünkü ne kastetiğini anlayamıyorum
Well, I'm afraid I can't help you right now.
Hm, anlıyorum. Şey, korkarım şimdi yardımcı olamayacağım.
I'm afraid I can't help you decorate.
Korkarım dekorasyon işinde sana yardım edemeyeceğim.
I'm afraid I can't help you, Mr. Fallin.
Maalesef size yardımcı olamayacağım, Bay Fallin.
Well, I can't help you with that, I'm afraid.
O halde korkarım yardımcı olamayacağım.
Well, then, I'm afraid we can't help you.
Peki, o halde, Korkarım biz de sana yardım edemeyiz.
Tuck? I'm afraid I can't help you.
Tuck.
I'm afraid I can't help you with the showers.
Ne var ki, size duşlar konusunda yardımcı olamam.
I'm afraid I can't help you.
Korkarım, sana yardım edemem.
- I'm afraid we can't help you.
- Hareket edememek garip
I'm afraid I can't help you with that.
Malesef size bunda yardımcı olamayacağım.
No, I'm afraid I can't help you.
Hayır, üzgünüm ama sana yardım edemem.
Then I'm afraid I can't help you.
O zaman korkarım ki sana yardım edemeyeceğim.
Well, thank you, but I'm afraid I can't help you.
Teşekkür ederim ama korkarım size yardım edemeyeceğim.
Afraid I can't help you.
Korkarım ki size yardımcı olamam.