English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Inglês → Turco / [ I ] / I'm an astronaut

I'm an astronaut tradutor Turco

100 parallel translation
I'm an astronaut!
Ben bir astronotum!
You know it seems only yesterday you and I were having solemn conversations about your becoming an astronaut.
Astronot olmak istemenle ilgili yaptığımız ciddi konuşmalar daha dün gibiydi.
I'm an astronaut.
Ben astronotum.
I'm an astronaut and a swimmer.
Astronot ve yüzücüyüm.
I'm not an astronaut.
Ben astronot değilim ki.
How can I become an astronaut if I can't stay up late?
Peki, her gece erken yatarsam ben nasıl astronot olacağım?
I'm also an ex-astronaut.
Ayrıca da eski bir astronotum.
Wow, that's incredible. I've never met an astronaut before.
İnanılmaz daha önce hiç bir astronotla tanışmamıştım.
The reason that I never became an astronaut... wasn't because I turned them down.
Neden ben astronot olamadım... Düşündüğün değildi. Onları geri çevirmedim.
I'm going to be an astronaut.
Astronot olacağım.
If you're ever a shrimp boat captain, that's the day I'm an astronaut!
Sen karides kaptanı olduğun gün ben de astronot olacağım!
I think that an astronaut's last mission... his final flight is always very special.
Sanırım bir astronotun son görevi yani son uçuşu hiç de sıradan değildir.
... but I'd look at the moon and dream of being an astronaut.
... 1000 yıl önce Ay'a hep bakardım ve bir astronot olmayı hayal ederdim.
I've never met a kid who didn't dream of being an astronaut.
Büyüyünce astronot olmayı hayal etmeyen bir çocuk tanımadım daha.
I'm lost... an astronaut... shot through a wormhole....
Bir astronotum... Bir solucan deliğinin içine düştüm... Evrenin uzak bir noktasında.
I'm lost... an astronaut... shot through a wormhole....
Bir astronotum...
General, when I was an astronaut on Mars I survived an experience which profoundly changed my life.
General bir atronotken Mars'ta hayatımı değiştiren derin bir tecrübe yaşadım.
When I was an astronaut on Mars I survived an experience which profoundly changed my life.
Bir atronotken Mars'ta hayatımı değiştiren derin bir tecrübe yaşadım.
If he's a democrat, then I'm an astronaut.
Eğer o bir demokratsa, ben de astronotum amına koyayım.
I have a friend who is also an astronaut.
Astronot olan bir arkadaşım var.
SHE CAN'T GO ON BELIEVING THAT I'M REALLY AN ASTRONAUT.
Hayatı boyunca bir astronot olduğumu düşünecek değil ya.
I-I'm studying to be an Astronaut.
Astronot eğitimi alıyorum.
I don't know, I've never looked an astronaut in the eye, but... but I know there are things that belong to another order.
Bilmiyorum, hiç astronotun gözlerine bakmadım, ama... ama farklı işleyen şeyler olduğunu biliyorum.
I'm not an astronaut.
Ben astronot değilim.
The first guy says, "Well, I'm an astronaut, so I drive a Saturn." And the second guy says,
İlk adam : "Ben bir astranotum o yüzden Saturne sürerim" demiş ve ikinci adam da :
I gotta call my mama. Tell her I'm an astronaut.
Annemi arayıp, ona astronot olduğumu söyleyeceğim.
She always wanted to be an astronaut.That's why I had that made for her birthday, years ago, it's been up there so long, I never even thought about taking it down now
Her zaman bir astronot olmak istemişti. Bu yüzden doğum gününde bunu yaptırdım. Yıllar önceydi.
No, I'm not an actor, I'm an Astronaut from NASA
Hayır, ben aktör değilim, ben NASA astronotuyum.
Then I'm gonna be an astronaut, and I'm gonna go to the moon.
Sonra da astronot olup, aya gideceğim.
When I was a kid.. .. I used to think that I'd be an astronaut when I grow up..
Ben çocukken... büyüdüğümde bir astronot olmak istediğimi sanmaya alışkındım...
Look, ted, I am serious about a career in finance, but... You just keep looking at me like I'm a four-year-old Who says she wants to be an astronaut.
Dinle Ted, finans sektöründe kariyer yapma konusunda kararlı olmama rağmen sen hâlâ bana astronot olmak isteyen dört yaşındaki bir kız çocuğu gibi davranıyorsun.
Now, normally, we use it to travel to other planets, but this time we came through it from an alternate timeline, one where, amongst other things, I'm not an astronaut.
Bunu genellikle başka gezegenlere yolculuk için kullanıyoruz. Ama bu kez geçitten başka bir zaman çizgisiyle geçtik. Sandıklarınızın aksine, o zaman çizgisinde ben astronot değilim.
Don't you wish you were going? I'm a scientist, not an astronaut.
Gitmek istemez miydin?
If you have a spaceship and are looking for a hilarious astronaut with an irregular heartbeat and $ 30 million, I am prepared to leave as soon as tomorrow. [Sighs]
Eğer bir uzay geminiz varsa ve düzensiz bir kalp atışı ile $ 30 milyon olan neşeli bir astronot arıyorsanız yarından itibaren gitmeye hazırım.
It's you, and unless she's haunted by an astronaut, I think we should be looking into falling, not floating.
Sensin ve ona dadanan bir astronot değilse, sanırım havalanan olarak değil düşüş olarak bakmamız lazım.
You know, next week I think I'm going to be an astronaut.
Gelecek hafta astronot olmayı düşünüyorum.
All right, well, you know, I'm an astronaut.
Tamam, yani, Ben bir astronotum.
When I left, when I packed them, - I was an astronaut.
Eşyalarımı paketleyip ayrıldığımda astronottum.
I'm gonna be an astronaut.
Ben astronot olacağım.
I'm not an astronaut anymore.
Artık bir astronot değilim.
I'm sorry, recently hospitalized nun space, which means doomed to be an astronaut mere existence in the space program.
Acınacak durumda olan, kısırlaştırılmış astronot olmak isteyen budala yaratılışlı, aşağılanan bir uzay rahibesiyim.
Because I'm an astronaut?
Astronot olduğum için mi?
To be an astronaut. I didn't get the gig.
Astronot olacaktım Olmadı
I'm an astronaut.
Astronotum.
I'll study physics, work for the ESA, become an astronaut and fly to Mars.
Fizik okuyup, ESA için çalışacağım, astronot olup Mars'a uçacağım.
Umm, I really want to be an astronaut, I'm..
Gerçekten astronot olmak istiyorum.
I remember that you bought the collector's edition of Apollo 13. And then I heard you tell Andy how much your father would've liked it if he were alive. And then I thought maybe your dad loved the idea of being an astronaut, because he wished he had a more adventurous life.
"Apollo 13"'ün özel yapımını aldığını hatırladım,... ve ardından Andy'e eğer baban yaşasaydı onu ne kadar çok seveceğini anlattığını duydum,... ve sonra düşündüm ki,... belki de baban astronot olma fikrini seviyordu çünkü daha maceralı bir hayat yaşamak istiyordu.
But I was also planning to become an astronaut and a cowboy.
Sürekli bir astronot ve yahut kovboy olmayı plânlardım.
I'm sorry for pulling your tail when I was little... and for trying to teach you how to play catch... and for dressing you up as an astronaut.
Küçükken kuyruğunu çektiğim için üzgünüm... ve seni yakalamaca oynamaya zorladığım... ve astronot gibi giydirdiğim için.
Dave, he was going to be an astronaut, and I was going to sell dolphins on the black market.
Dave astronot olacaktı, ben de karaborsada yunus satacaktım.
I probably won't be an astronaut.
Sanırım astronot olamayacağım.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]