I'm an intern tradutor Turco
164 parallel translation
Well, I'll have an intern at the hospital at Versailles come along with us.
Versailles hastanesinde çalışan ve bizimle gelecek olan bir asistanım var.
I was an intern at St. Vincent's.
Stajımı St. Vincent'te yaptım.
I'm just an intern.
Daha bir stajyerim.
No offense, I love a nice, juicy gut lecture but your intern bought me an extra half-hour for my dictations.
Alınma sakın, konuşmaları severim ama... ... stajyerin diktelerim için bana yarım saat kazandırdı.
- Oh, well, I'm an intern.
- Ben stajyer doktorum.
I need, like, an assistant or an intern or something.
Yardımcı, danışman ya da onun gibi bir şeye ihtiyacım var.
I'm just an intern.
Ben sadece bir stajyerim.
I worked 36-hour shifts as an intern in England.
İngiltere'de stajyerken 36 saat nöbet tutardım.
I'll be accused of playing favorites if I don't treat you like an intern.
Sana stajyerim gibi davranmazsam, adam kayırmakla suçlanırım.
But I'm only an intern.
Ama artık sadece stajyerim.
- I set her up with an intern.
- Ona bir intörn ayarladım.
I pass, I become an intern, and maybe someday become a doctor.
Geçeceğim, bir intörn olacağım ve belki bir gün doktor olacağım.
I'm an intern here.
Adım Ben.
I'm more proud of you than I've ever been of an intern.
Şimdiye kadar en çok gurur duyduğum stajyer sensin.
I'm a good intern, but when you're dealing with disease and family, an intern just doesn't cut it.
Ben iyi bir stajyerim, ama aile ve hastalık bir araya geldiğinde, stajyer bir işe yaramaz.
Then I had sex with an intern, killed her and hid her body.
Stejyerlerle yatar sonra onları öldürüp cesetlerini.. .. parçalayıp dağıtırım.
I know I can live there, I was an intern student there before.
Orada yaşayabilirim, iyi biliyorum. Stajımı orada yapmıştım.
I used to be an intern student at the hospital.
Vaktiyle hastanede staj yapmıştım.
Not an intern. I always work alone
Ben her zaman tek calışırım, stajer olmaz.
Oh, my God! That is so sweet of you! You think I'm an intern?
Ah, çok naziksin, demek beni stajyer sandınız?
I'm not an intern.
Stajyer değilim.
I'm an intern, just like you guys.
Ben de sizler gibi stajyerim çocuklar.
I want you to take my friend Jude on as an intern.
Arkadaşım Jude'u stajyer olarak almanı istiyorum.
Since I'm still an intern,
Henüz bir çırak olduğum zamandan beri...
Ever since I was an intern you've been on my back.
Başım her belada iken Sen hep arkamda oldun.
It, it's based on a real case when I was an intern.
Stajımı yaparken olan bir olaydan uyarlamıştım.
- No, I'm an intern.
- Hayır intörnüm.
Like the kind I used to play when I was an intern at the hospital.
Hastanede staj yaparken oynamaya alıştığım şekildeki gibi.
I'm an intern.
Stajyerim. Mitchum...
I'm an intern. I have ID.
Stajyerim, kimliğim var ve...
You're an attending and I'm your intern.
Sen nöbetçi doktorsun. Ben de senin interninim.
Well, I don't know. I'm only an intern. Why don't you spend four years in med school and then let me know if it's the right diagnosis?
Tıp fakültesine gir, 4 yıl oku, doğru teşhis... olup olmadığını bana söyle.
I need an intern in the E.R. To meet the harvest donor.
Organ hasatı için acile bir stajyer lazım.
I'm an intern. You're not.
Ben bir stajyerim, sen değilsin.
I'm not the intern who's screwing an attending.
Sorumlu doktorla yatan intern ben değilim.
I'm an intern.
Ben stajyerim...
I'm only an intern.
Ben sadece stajyerim.
So you're saying I'm not allowed to have oral sex with an intern, either?
Yani, bir stajyerle oral seks yapmama iznim olmadığını mı söylüyorsun?
Max was the Chief Resident at Mass General and, your mother was an intern, and I was the patient.
Max, o zaman Mes General'da baş hekimdi. Ve senin annen bir stajyerdi, ve ben de hastaydım.
I'm an intern in his firm.
- Ben onun ajansında staj yapıyorum.
I never understood what the problem was, an intern dating an attending, until today.
Bugüne kadar, bir stajyerle doktorun ilişkisinin nasıl bir sorun yaratabileceğini anlamamıştım.
I have an evacuated OR, a bomb in a body cavity, a missing paramedic, an intern with her hand on the explosive, two world-class surgeons in harm's way, a man on a table who may bleed out any moment unless we remove the bomb from his chest and my favorite resident in labor who you are now telling me refuses to push.
Boşaltılmış bir ameliyathane, karın boşluğunda bir bomba kayıp bir sağlık görevlisi, eliyle bombaya dokunan bir stajyer hayatları tehlikede dünyanın en iyi iki cerrahı içindeki bombayı çıkarmazsak her an kanaması başlayacak bir adam ve asistanım doğum sancısı çekiyor ve sen ıkınmamasını söylüyorsun.
He's an intern, I'm working with him.
Daha acemi, yeni başladı yanımda çalışmaya.
I need an intern.
Bir stajyere ihtiyacım var.
And since I'm on an intern budget, I figured I could just... comp a couple of those IOUs that you owe me.
Çek senet işiyle ilgilenmeye başladığımda anladım ki bana olan borçların için onun gibi bir sürü borç senedi düzenleyebilirim.
I'll start out like an intern
Stajyer olarak başlayacağım.
I'm an intern, not an idiot.
Stajyerim, gerzek değilim.
I'm an intern, Lucien.
Stajyer değilim Lucien.
Now I'm an intern.
Şimdi stajyerim.
I'm an intern and... I have a lot to learn.
Ben bir intern'üm ve... öğrenmem gereken çok şey var.
Nobody is trying to feel me up. Nobody is even looking at m I'm an intern.
Hiçkimse benim bir intern olduğuma bile bakmıyor.
i'm an accountant 23
i'm angry 120
i'm andy 36
i'm an actor 97
i'm an alien 23
i'm an angel 23
i'm an engineer 34
i'm an only child 57
i'm an architect 38
i'm an american 72
i'm angry 120
i'm andy 36
i'm an actor 97
i'm an alien 23
i'm an angel 23
i'm an engineer 34
i'm an only child 57
i'm an architect 38
i'm an american 72