I'm asking you to trust me tradutor Turco
70 parallel translation
A few loud hymns? I'm asking you to trust me.
Sizden bana güvenmenizi istiyorum.
Here I am, asking you to trust me, and all this time I'm playing an awful dirty trick on you.
Bana güvenmeni istiyorum, buradayım ve sana kötü bir oyun oynuyorum.
I'm not asking you to trust me.
Bana güvenmeni beklemiyorum.
i'm asking you to trust me.
Bana güvenmeni istiyorum.
I know you've been through hell, but I'm just asking you... to be patient a little bit longer and just trust me, okay?
Çok zor anlar yaşadığınızı biliyorum, tek istediğim... biraz daha sabredip bana güvenmeniz, tamam mı?
I'm asking you to please just trust me on this Rachel Banks thing right now.
Senden tek istediğim, lütfen Rachel Banks konusunda bana güven.
Sir, I'm asking you to trust me.
Efendim, sizden bana güvenmenizi istiyorum.
And I'm asking you to trust me... without understanding why.
Bana güvenmenizi istiyorum sebebini sormadan.
I'm not really asking you to trust me.
Bana güvenmeni istemiyorum.
And, please, I'm just asking you guys to trust me.
Lütfen, sadece sizden bana güvenmenizi istiyorum.
I'm asking you to trust me now.
Şimdi de bana güvenmeni istiyorum.
This time I'm asking you to trust me.
Bu sefer, senin bana güvenmeni istiyorum.
I know you got no reason to trust me, but I'm asking you to.
Bana güvenmek için sebebin olmadığını biliyorum, ama senden istediğim bu.
Watch him. I know it's ridiculous, asking you to trust me, but you're the only one....
Bana güvenmeni söylemekle saçmaladığımı biliyorum ama güvenebileceğin tek insan benim.
I'm asking you to trust me.
Sizden tek istediğim bana güvenmeniz.
I'm asking you to trust me now.
Şimdi senden bana güvenmeni istiyorum.
Now I'm asking you to trust me, to trust Jacob, who told me to do this.
Şimdi bana güvenmeni istiyorum. Bunları bana yapmamı söyleyen JACOB'a güvenmeni istiyorum.
I'm asking you to trust me, Mr. President.
Bana güvenmenizi istiyorum, Sayın Başkan.
I don't trust you, so when you come to me asking for help my natural inclination is to run the other way.
Sana güvenmiyorum. Bana gelip yardımımı istedeğinde ilk aklıma gelen şey ; gerisin geriye kaçmak oluyor.
Even if it did, you don't have any reason to trust me, but I'm asking you to.
Olsa bile, bana güvenmediğini de biliyorum. Ama bana güvenmelisin.
- I'm asking you to trust me.
- Bana güvenmeni istiyorum.
I'm asking you to trust me.
- Senden bana güvenmeni istiyorum.
L-I'm asking you as my friend to trust me.
Senden rica ediyorum arkadaşın olarak, güven bana.
Please, I know I'm asking you to take a risk and trust me, but you'd be taking a bigger risk not trusting me.
Lütfen, risk almalı ve bana güvenmelisiniz. Ama bana güvenmeyerek daha çok risk alıyorsunuz.
For now, I'm asking you to trust me.
şimdilik, sadece bana güvenmeni istiyorum senden.
Maybe I don't deserve this. But I'm asking you to trust me.
Belki bunu hak etmiyorum, ama senden bana güvenmeni istiyorum.
So, if I'm asking you not to do something You got to trust me, man.
Eğer senden bir şeyi yapmamanı istiyorsam bana güvenmelisin dostum.
So, if I'm asking you not to do something, you got to trust me, man.
Eğer sana bir şey yapma diyorsam bana güvenmelisin dostum.
And I'm asking you to trust me to deal with Arkady.
Ve senden de Arkady konusunda bana güvenmemi istiyorum.
I guess I'm just asking you to trust me.
Bana güvenmeni istiyorum. - Güveniyorum Julia.
No, I'm asking you to trust me.
Hayır, bana güvenmeni istiyorum.
I'm asking you to trust me.
Güvencenizi istiyorum.
Okay then what? If I'm asking you to trust me, then I have to trust you.
Sanırım, artık bazı şeylere yeni bir bakış açısıyla bakıyorum.
I'm not asking you to trust me.
- Sana güvenebilir miyim?
I'm asking you to trust me.
Bana güvenmeni rica ediyorum.
I'm asking you to trust me.
Senden bana güvenmeni istiyorum.
I'm asking you to trust me, Gerald.
Bana güvenmeni istiyorum Gerald.
I know I've been asking a lot of you all, asking you to trust me, and I know that hasn't always been easy or fair and sometimes I am wrong.
Sizden çok şey istediğimi biliyorum ama bana güvenmenizi istediğimi ve bunun bazen çok kolay veya adil olmadığını ve bazen de yanıldığımı biliyorum.
No, I'm asking you to trust me.
Hayır, bana güvenmenizi istiyorum.
I'm not asking you to trust me, I'm asking you to run.
Senden bana güvenmeni değil, buradan kaçmanı söylüyorum.
Jessica, I'm asking you and Harvey to trust me.
Jessica, Harvey ve senden bana güvenmenizi istiyorum.
I'm asking you to stay, trust me, work with me.
Ben sizden kalmanızı bana güvenmenizi ve yanımda yer almanızı istiyorum.
I'm asking you to trust me.
Bana güvenmeni istiyorum.
Sir, I'm asking you to trust me.
Efendim, bana güvenmenizi istiyorum.
So I'm asking you to trust me.
Efendim, bana güvenmenizi istiyorum.
So I'm asking you to trust me and sign this list!
Bana güvenip bu listeye adınızı yazdırmanızı istiyorum!
I'm not asking you to understand, I'm just asking you to trust me.
Anlamanı beklemiyorum. Bana güvenmeni bekliyorum senden.
I'm asking you to trust me the way you trusted him.
Sizden, tıpkı ona güvendiğiniz gibi bana da güvenmenizi istiyorum.
I know you may not trust me, but I'm asking you to trust my instincts.
Bana güvenmiyor olabilirsin, biliyorum, ama içgüdülerime güvenmeni istiyorum.
I know I'm asking you to stick your neck out, but please trust me.
- Sizi zor bir duruma soktuğumun farkındayım ama lütfen bana güvenin.
And I'm asking you to trust me.
Ve bana güvenmeni istiyorum. Pekala.