I'm dangerous tradutor Turco
1,280 parallel translation
You don't know how dangerous this is, Sydney, doing what I do.
Bunun ne kadar tehlikeli olduğunu bilmiyorsun Sydney. Yaptığım işin.
So either I'm crazy, or I'm really, really dangerous.
Ya deliyim, ya da gerçekten tehlikeliyim.
I know they think that what I'm hiding from them is something really, really important or really, really dangerous.
Onlardan gizlediğim şeyin çok önemli ve gerçekten çok tehlikeli bir şey olduğunu sandıklarını biliyorum.
I'm not dangerous.
Ben tehlikeli biri değilim.
Before all this happened I never really considered how dangerous your work was.
Sanırım tüm bu olanlardan önce, işinin ne kadar tehlikeli olduğunu hiç göz önünde bulundurmamıştım.
It's too dangerous, and I haven't got a weapon.
Çok tehlikeli. Üstelik silahım yok!
I'm dangerous.
Ben tehlikeliyim.
So, what do you say, after this quiz, once our attendance is duly noted you and I, we blow off afternoon classes, and we go get dangerous?
Şu sınavın bitip de yoklama alındıktan sonra, öğleden sonraki dersleri ekip başımızı belaya sokalım mı?
That woman from the little brat school, she ordered a psychological evaluation, which means I'm gonna have to meet the school shrink, who's gonna label me a dangerous eccentric or something... stick it on my record.
Ne oldu? Veletler okulundaki kadın, psikolojik değerlendirme yapılmasını istedi. Bu da okul psikologuyla görüşmem gerekecek demek ve o da beni tehlikeli garip biri filan diye damgalayacak.
How many times I wonder going into a dangerous situation if I'll get back up?
Kaç kere tehlikeli bir durumdayken, destek alıp almayacağımı düşündüğümü?
I thought you said it wasn't dangerous.
Sanırım onun tehlikeli olmadığını söylemiştin.
Because I'm dangerous, lady.
Çünkü ben tehlikeliyim, bayan.
I need to be focused on my online bidding war with Dr. Dangerous for Britney Spears'platform sneakers.
Britney Spears'ın sahne ayakkabıları için Dr. Tehlike'yle yaşadığım açık artırma savaşına odaklanmalıyım.
I'm too dangerous to be trusted.
Güvenilmek için çok tehlikeliyim.
I think sleds are dangerous.
Sanırım kızaklar tehlikeli.
I think playing hide and seek in the airport might be dangerous.
Sanırım havaalanında saklambaç oynamak tehlikeli olabilir.
Fascists call me a dangerous subversive and I'm the traitor to the Party!
Faşistler benim tehlikeli ve yıkıcı olduğumu söylüyorlar. Partiye göre ise ben bir hainim!
- The only thing more dangerous than your questions are my answers, and I haven't asked you what we're going after
Senin sorularından daha tehlikeli olan tek şey benim cevaplarım. Ve sana neyin peşinde olduğumuzu sormadım.
I have to start small with the dangerous things.
Tehlikeli şeylere ufak ufak başlamalıyım.
Oh, I think we've done our dangerous things.
Sanırım biz tehlikeli şeylerimizi yaptık.
And I'm a very, very dangerous woman.
- Pardon. Ve çok, çok tehlikeli bir kadınım!
No, no, wait a minute. I killed Dick Rasmusson. - I'm a very dangerous hit man!
Hayır, Dick Rasmusson'u ben öldürdüm ve çok tehlikeli bir katilim ben!
I'm here at the crime scene at the boardwalk where a detective was gunned down during a manhunt for Joseph LaMarca a murder suspect police consider armed and dangerous.
Ben burada, kaldırımda suç mahalindeyim bir dedektifin vurulduğu yerde, Joseph Lamarca için bir insan avı sırasında tehlikeli ve silahlı bir cinayet zanlısını polis gözönüne alıyor.
I made a career of going after the most dangerous... parasitic sons of bitches to walk this planet... and I was happier than the devil in Hell.
Bu dünyadaki en kötü, en tehlikeli ve en aşağılık heriflerin peşine düşerek bir kariyer yaptım. Cehennemdeki şeytandan bile daha mutluydum.
I'm a dangerous man.
Ben tehlikeli bir adamım.
Based on my earlier work with him, I don't think he's dangerous and I think he's making a strong effort to reform himself.
Onunla yaptığım önceki çalışmalara dayanarak, Onun tehlikeli biri olmadığını söyleyebilirim Ve bence kendini düzeltmek için yoğun bir çaba sarfediyor.
It's not good but it's not dangerous, so I need you to help me.
Ama iyi değil. Tehlikeli değil. Bu yüzden yardımına ihtiyacım var.
They say I'm a marked man now, Lara. A dangerous revolutionary.
Artık damgalı bir adam olduğumu söylüyorlar, Lara, tehlikeli bir devrimci.
I mean, I'm not dangerous.
Yani ben tehlikeli değilim.
I'm sorry a woman has to do such dangerous work.
Bu çok alaycıydı.
Sounds dangerous. Yeah, see, when i poke hard, he asks for suggestions then avoids work by dismissing my ideas.
Bu hafta sonu için planım onu dürtüklemek ve kaşlarını çatıp bakmasından mahrum bırakmaktı.
I know you think it's dangerous for me to see Mom, but she's a means to an end.
Annemle görüşmemin tehlikeli olduğunu düşündüğünü biliyorum. Ama onun yolun sonunda olduğunun farkındayım.
When I joined, I thought I was gonna be saving the world, not making it more dangerous.
Katıldığımda dünyayı kurtaracağımı sanıyordum daha tehlikeli yapacağımı değil.
- That I'm a little dangerous?
Olabileceklere kıyasla, harika!
- That I'm a little dangerous?
- Benim biraz tehlikeli olmam?
- Um, I thought you were, you know... - Dangerous?
- Um, Sandım ki sen, bilirsin...
I found Spike and was tryin'to figure out what kind of dangerous contraband he had.
Spike'la karşılaştım. Bu defa ne gibi tehlikeli kaçak eşyaları olduğunu anlamaya çalışıyordum.
It's not dangerous because I don't have to do anything but pay off the gravedigger, that's all I have to do.
Tehlikeli değil çünkü mezarcıya para vermek dışında hiçbir şey yapmayacağım.
The quiet ones are always the most dangerous. - I'm a student.
Her zaman sessiz olanlar en tehlikelileridir
The man I'm being sent to apprehend is extremely dangerous.
Yakalamamı istedikleri kişi çok tehlikeli biri.
I'm gonna need a volunteer for a dangerous mission.
Tehlikeli bir görev için gönüllüye ihtiyacım olacak.
I know Biederbeck, you don't. He's dangerous.
Biederbeck'i tanıyorum, sen tanımıyorsun Tehlikelidir.
He may lack teeth, but I'm going to treat him with caution because those huge claws and powerful front legs can be very dangerous.
Dişleri olmayabilir ama ben yine de tedbirli davranacağım. Çünkü o dev pençeler ve güçlü ön ayakları çok tehlikeli olabilir.
Bitsey, I'm really not so sure about this. It's way too dangerous
Bitsey, emin değilim bundan çok tehlikeli.
I'm-I'm extremely dangerous.
Gerçekten çok tehlikeliyimdir.
I'm seeing something dangerous, maybe painful?
Tehlikeli bir şey görüyorum, hatta acı verici.
If I gotta do, like, a dangerous stunt, you could do it so that I don't get hurt.
Tehlikeli bir sahne olduğunda sen oynarsın böylece benim canım yanmaz.
I'm a satirist, Ernst, the most dangerous politician of the mob.
- Sadece mantıklıyım.
Now I'm scared, so I'm dangerous.
Korktum ve tehlikeliyim.
Don't you know I'm dangerous?
Benim tehlikeli olduğumu bilmiyormusun?
It is some of the most precarious, unnerving and dangerous climbing I've ever done.
Bu şimdiye kadar yaptığım en belirsiz, sinir bozucu ve tehlikeli tırmanıştı.
dangerous 355
i'm done 1705
i'm doing well 24
i'm drowning 44
i'm doing great 97
i'm done with you 104
i'm doing my best 94
i'm different 70
i'm dry 24
i'm done now 24
i'm done 1705
i'm doing well 24
i'm drowning 44
i'm doing great 97
i'm done with you 104
i'm doing my best 94
i'm different 70
i'm dry 24
i'm done now 24
i'm doing good 49
i'm down 125
i'm dying 601
i'm dr 1049
i'm driving 280
i'm done talking 64
i'm done with it 49
i'm done here 97
i'm dead 515
i'm drunk 148
i'm down 125
i'm dying 601
i'm dr 1049
i'm driving 280
i'm done talking 64
i'm done with it 49
i'm done here 97
i'm dead 515
i'm drunk 148