I'm done talking to you tradutor Turco
105 parallel translation
I'm done talking to you, that's it.
Benden bu kadar, seninle konuşmayacağım artık.
I'm not done talking to you.
Konuşmam daha bitmedi.
And son, if I'm talking to you, I'm not getting things done.
Evlat, seninle konuşmaya devam edersem hiçbir şeyi bitiremem.
Yeah. It totally fell apart... which is actually, you know, a good thing... because the guy was talking to me about signing over all the rights and I never would have done that.
Her şey çöktü ama aslında iyi oldu çünkü adam bütün haklarımı devretmekten bahsediyordu ve asla böyle bir şey yapmazdım.
Don't walk away when I'm talking to you. - Okay. We're not done.
Seninle konuşurken yürüme!
Lois you thinking I'm having fun... I spent 2 days on this and I even saw a paragraph that really sucked and then I rewrote it. Malcolm had never done this before, but last night, I say look I can not stop talking while you try to read.
Lois burada çok eğlendiğimi düşünebilirsin... 2 Gündür burada zaman harcadık ve bütün parağrafı ezberledim.
I'm done talking to you.
Bir daha seninle konuşmayacağım.
In fact, I bet that after you two are done playing racquetball or talking or whatever you crazy kids are calling it, you'd like nothing better than to just lie there and watch her sleep.
Aslında konuşmanızı racquetball oynamanızısı bitirdikten sonra anladım. veya sizin gibi deli çocuklar her ne diyorsa, Seni onun yanına uzanıp onu izlemekten başka hiçbirşey daha iyi hissettiremez
Do you know what? It's been fun, but I'm done talking to the one time.
Bakın, çok eğlendim ama söyleyeceklerim bu kadar.
- I'm done talking to you, Turtle.
- Seninle konuşmuyorum, Turtle.
And I'm done talking to you.
Ben de artık seninle konuşmayacağım.
I'm not done talking to you!
Birazdan orada olurum.
I'm not done talking to you! Hey, body!
Hey, kafasız vücut!
I'm done talking to you, Vic.
Seninle konuşmam bitti Vic.
I'm talking about the Avatars and what they've done to you, what they've done to everybody.
Görseller ve ne onlar herkese yaptık.
I'm done talking to you people!
Bu konuşma bitmiştir.
Now that's good thinking, because I was gonna go right to Cuddy... and rat you out as soon as you were done talking.
İyi ki bunu dedin. Yoksa lafını bitirir bitirmez seni Cuddy'ye ispiyonlayacaktım.
- That's it. I'm done talking to you.
- Bu kadar yeter, sizinle daha fazla konuşmuyorum.
Excuse me, I'm done talking to you.
İzninle, söyleyeceklerim bu kadar.
Wesley, I'm not done talking to you!
Wesley, seninle konuşmam bitmedi!
I'm done talking to you.
Seninle konuşmam bitti.
I'm done talking to you.
Artık seninle konuşmayacağım.
Hey, I'm not done talking to you yet.
Daha seninle konuşmam bitmedi.
I'm done talking to you!
Konuşma bitmiştir.
I'm done talking to you.
Seninle tartışmayacağım.
I did not kill Marla, and I did not start that fire, and I am done talking to you.
Marla'yı ben öldürmedim, yangını ben çıkarmadım,.. ... size de söyleyecek başka lafım yok.
Actually, I'm done talking to you.
Aslında, söyleyeceklerim bitti.
I'm done talking to you.
Söyleyeceklerim bu kadar!
- I'm done talking to you.
- Konuşma benimle.
I'm done talking to you for the rest of the trip.
Tamam, bütün yolculuk boyunca benimle konuşma.
I'm done talking to you.
Seninle konuşmamız burada bitiyor.
I'm done talking to you.
Artık sizinle konuşmayacağım.
I'm done talking to you.
Daha başka bir şey demiyorum.
- Okay, I'm done talking to you now.
- Tamam, muhabbet burada bitti.
- I'm done talking to you.
- Seninle konuşmam bitti.
I'm done talking to you!
Seni dinlemiyorum!
I know that we haven't had a family breakfast in a long time but I seem to remember that there used to be at least some talking and, you know, eating the last few times we've done this.
Uzun zamandır ailece kahvaltı etmediğimizi biliyorum. Ama, bunu son birkaç yapışımızda, en azından biraz muhabbet ve bir şeyler yemek gibi aktiviteler vardı diye hatırlıyorum.
I'm just going to wait here until you're done talking crap.
Saçma konuşmaların bitene kadar burada bekleyeceğim.
I'm done talking to you now.
Muhabbet burada bitmiştir.
I'm done talking to you now.
Konuşma burada bitmiştir.
I'm done talking to you now.
Bu konuşma burada bitmiştir.
And I'm done talking till you show it to me.
Gösterene kadar konuşmam bitmiştir.
I'm not done talking to you!
Seninle konuşmamı daha bitirmedim!
I'm done talking to you.
Seninle konuşmayacağım artık.
Yeah,'cause I'm done talking to you.
Çünkü seninle konuşma faslına bir son verdim.
The motherfucking leaves are always talking shit back to you, so fuck it. But you know what? I'm done!
Ve biliyor musunuz kahrolası yapraklar sürekli bana laf yetiştiriyor.
I'm done talking to you.
Hey! Seninle konuşmuyorum.
Why are you talking to me like I've done something wrong?
Neden yanlış bir şey yapmışım gibi konuşuyorsunuz?
No, I'm done talking to you.
Hayır, artık seninle konuşmuyorum.
And maybe you are going to rip my heart out when I'm done talking to you, but- -
Belki de seninle konuşurken kalbimi söküp alacaksın.
Don't tell anyone about this, and don't think I'm done talking to you about that kiss.
Bundan kimseye bahsetme ve o öpücük konusu kapandı sanma.