I'm done with that tradutor Turco
650 parallel translation
I'll head over as soon as I'm done with that.
Bunu tamamladığım anda gideceğim.
You're going to help run those cattle out, and I'm going along with you to see that it's done.
Sen de sığırları çıkarmak için yardıma gideceksin, ve ben de bunu görmeye seninle geleceğim.
I hoped for once he hadn't done anything noble... that he was really cooking with gas.
İlk defa mertçe bir şey yapmadığını umuyordum. - Ne kadar hoş bir takım.
I'm wondering if a single person, even with a good deal of leisure, could have done all that.
Merak ediyorum, bekâr biri epey boş zamanda bütün bunları yapabilir.
I'm sorry, Chris, but why do you torment me about something that's over and done with?
Özür dilerim Chris ama neden geçmiş ve bitmiş bir konu yüzünden bana zulmediyorsun?
Maybe in a while, with hard work I can set you up as I've done with many other girls but then, after that... you can do as you wish.
Belki bir süre sonra sıkı bir çalışmayla seni iyi bir hale getirebilirim keza diğer kızlara da aynısını yapmıştım ama tüm bunların sonrasında istediğini yapmakta özgürsün.
I will not pretend I'm in love with my mother-in-law, but if you are suggesting that I have her done away with, that is the most fiendish thing I've ever heard of.
Kaynanamı sevdiğimi söyleyemem, fakat benim ondan kurtulmamı öneriyorsanız, bu işittiğim en şeytani şey.
If we can keep the revolution alive, with that money, for just a day then I'll steal and cheat, and whore and anything else that must be done.
Eğer bu parayla devrimi ayakta tutabileceksek, bir gün bile olsun, bu durumda çalarım, aldatırım ve fahişelik yaparım ve yapılması gereken başka her şeyi yaparım.
With respect, I'd like to remind you that I've done nothing against you.
- Size hiçbir şey yapmadığımı belirtmek isterim.
I assure you, we appreciate all you have done for the revolution, but you must also appreciate how important it is that I... My government, that is, maintain good relations with the United States.
Devrim için yaptığınız herşeye minnettarım ama benim yani hükümetimin Birleşik Devletler ile olan iyi ilişkileri sürdürmemizin ne kadar önemli olduğunu sizde taktir edersiniz.
I love this land and when this great responsibility becomes yours then I pray that with God's help you will reign more happily than I have done.
Bu ülkeyi seviyorum ve bu büyük sorumluluk senin olduğunda Tanrı'nın da yardımıyla benden daha mutlu bir hakimiyet sürmen için dua ediyorum.
I don't know what I've done with them, that's all.
Onları ne yaptığımı bilmiyorum.
I'm done with that.
Buna katlandım.
I know, but if we could just stick with the assumption that it was done by somebody inside the building...
Biliyorum, fakat bina içinde biri tarafından yapıldığı varsayımına bağlı kalabilirsek...
I think I have done all that can be done with him.
Onunla mümkün olan her şeyi yaptım.
I think we were proud in some way that we'd done it and that the army we'd been in for so long, and with all sorts of experiences of how they could bungle things, had actually managed this invasion.
Bir yönüyle yaptığımız şeyden dolayı gurur duyduk. Uzun süredir içinde bulunduğumuz ordu her şeyi nasıl berbat ettiğini tecrübe ettiğimiz ordu saldırıyı başarıyla idare etmişti.
I'm a little pressed for time, so when you get done with that machine...
Sonra bana fazladan 10 dolar sıkıştırdı. Her neyse, bu adam...
I've done my best with that frog.
Max, bu kurbağaya fazla iyi davrandım.
When I want to get something done in this town, I usually meet with the person that can be of most help to me.
Genelde, bu kasabada, yapılmasını istediğim bir şey olduğunda, bana en fazla yardımı dokunabilecek kişiyle buluşurum.
Michael, I don't know what you've done, or why- - l'm sure that Michael will provide us with a full report.
Michael, ne yaptığını ya da neden yaptığını bilmiyorum... Eminim Michael bize detaylı bir rapor verecektir.
What with all the lying and cheating and tattooing that I've done over the years.
Yıllar boyunca söylediğim yalanlar ve üçkağıtlar, yaptırdığım dövmeler için.
I almost went through with it, too. I came that close and I could have done it easy.
Neredeyse yapacaktım da. Ucuna kadar geldim, kolayca yapabilirdim Sammy.
I obviously assumed that Aunt Jane had done it, so why muddy the waters with our little escapade?
Açıkçası Jane Teyzenin yapmış olacağını düşündüm. Böylece bizim küçük kaçamağımızdan söz etmedim.
I tell you what I would have done with that Gonzales.
O Gonzales'le ne yapmak isterdim sana anlatayım.
I have never done business with anybody, and Jerry is my witness that I have ever, ever, ever...
Bugüne kadar iş yaptığım hiç kimseye... Jerry şahidimdir, hiç ama hiçbir zaman...
I'll do with that thing what I should've done to you after the wedding :
O kelleye düğünden hemen sonra sana yapmış olmam gereken şeyi yapacağım.
He just was frustrated that I couldn't avoid her, be done with her.
Sadece ondan kurtulamadığım için sinirleniyordu, hepsi bu.
I hadn't dated before or tricked... or done anything like that before, so I went with this guy.
Daha önce hiç ilişkim olmamıştı. Hiç böyle bir şey yapmamıştım. Böylece, adamla birlikte gittim.
My dear sir, it is painful for me to discuss it but I can say that all of this is done with most careful consideration and if the money is not paid on the 14th then there certainly will be no marriage on the 1 8th.
Sevgili bayım, bunu tartışmak bana acı veriyor, fakat diyebilirim ki, bütün bunlar çok dikkatli düşünülerek hesaplandı. Para ayın 14'ünde ödenmezse, o taktirde ayın 18'inde kesinlikle düğün olmayacak.
I'm willing to wipe the slate clean and forget. I want you to get your priorities straightened out, quit hangin'out with hoodlums, and sign your commitment to your team. Have you done that yet?
Bütün olanları unutmaya hazırım, ancak buna karşılık hayattaki önem sıranı belirlemeni, bu çeteyi terketmeni ve takımla ilgili sözünü imzalamanı istiyorum.
Fill up from that and then when you get done with that, I can mix you up some more.
Oradan alırsınız. Bitince, ben biraz daha hazırlarım.
No one has ever done that before with me... and I appreciate it.
Daha önce hiç kimse bana öyle bir şey yapmamıştı. Çok büyük ders aldım. Sana saygı duyuyorum.
That's what I've always done with my prize money. No, it's just...
Ben ödüllerimi hep bankaya yatırırdım.
It's just that there's... so much I wanted to do with this life... and it's like I haven't done any of it.
Hayatımda yapmak istediğim... o kadar çok şey vardı... ve sanki ben bunların hiçbirini yapamamıştım.
But I think the things that Zanuck is remembered for... are pictures with a social conscience... and done with a degree of, of realism... that probably would not be characteristic of MGM.
Ama sanırım Zanuck denilince akla gelen filmler,.. ... toplumsal vicdan taşıyan filmlerdir. Bir miktar da içlerinde realizm vardır.
I won't be fuckin'around. I'm done with that.
Hey, bu işi artık yapmayacağım.
I'm looking at women's handiwork in various tribal cultures and I'm showing that how making a basket, or a blanket, or a digging stick, or whatever it's all done with a sense of ritual.
Çeşitli kabile kültürlerinde kadınların yaptığı elişlerini inceliyorum ve ister sepet, ister yorgan ister herhangi bir alet olsun, her şeyin bir ayin havasında yapıldığını göstermeye çalışıyorum.
She's done for this morning and I'm eager to see a gun, like that double-barrel of mine you once shot with.
Ben bir silahı görmeye gideceğim, bunun için can atıyorum, benimki gibi çift namlulu, bir kez sen de kullanmıştın.
I on the other hand, who did not vote, who did not vote, who in fact, did not even leave the house on Election Day am in no way responsible for what these people have done and have every right to complain as loud as I want about the mess you created that I had nothing to do with.
Diğer taraftan ben oy vermemiş olan ben oy vermemiş olan ben hatta aslında seçim günü evinden bile ayrılmamış olan ben hiçbir şekilde bu insanların yaptıklarından sorumlu değilim ve benimle hiçbir alakası olmayan sizin yarattığınız bela hakkında canımın istediği kadar şikayet edebilirim.
I done told you to watch it with that Urkel shit.
Seni Urkel dememen konusunda uyarmıştım.
Feed'em some of that "I've never done this before" bullshit... and let them labor under the delusion that they're rockin'my world... until I can't stand'em no more, then I hit'em with the truth.
"Daha önce yapmadım." diyorum. Dünyamı sarstıklarını sanmalarına izin veriyorum. Onlara tahammül edemeyene kadar.
Training with you has showed me that I don't need to be a monster to get the job done.
Senden aldığım eğitim, bu iş için canavar olmaya gerek olmadığını bana gösterdi.
I'm done with that.
Artık işim bitti.
I want you to understand that the reason I took this job... was to make sure that these experiments were done with regard for you.
Senden yaptığım bu işin sebebini anlamanı istiyorum... Yapılan tüm bu deneylerin sana saygı ile yapıldığından emin olmalısın.
I'm done with that shit.
Bu bokla işim bitti.
Don't tell me, I'm done with that business, all right?
Bana söyleme, bu işten bıktım, tamam mı?
What I didn't tell you was that after wrestling with my ethics, I realized that I'd done the right thing in order to protect my people from a very real threat.
... benim anlayışım sizin ahlak anlayşınızla uyuşmuyor. İnsanlarımı gerçek tehlikeden korumak en doğru olan şeyi yaptım.
I'm done with that.
Ama ben onu geçtim.
I thought breaking up with you was the best thing I had ever done, but this definitely tops that.
senden ayrılmanın hayatımda yaptığım en iyi iş olduğuna inanmıyorum, fakat ilk sıralarda yer alır.
- Look, that's totally cool with me. I was acting on this impulse, which normally I wouldn't have done. I was acting on this impulse, which normally I wouldn't have done.
Yani ani bir isteğe kapıldım yoksa normalde, hiç böyle bir şey yapmazdım.
I haven't done that since I was four and I washed my dad's Porsche with rocks.
Bunu en son dört yaşımdayken yapmıştım o zaman da babamın Porsche'unu taş yağmuruna tutmuştum.
i'm done 1705
i'm done with you 104
i'm done now 24
i'm done talking 64
i'm done with it 49
i'm done here 97
i'm done with this 63
i'm done waiting 24
i'm done for 44
i'm done talking to you 27
i'm done with you 104
i'm done now 24
i'm done talking 64
i'm done with it 49
i'm done here 97
i'm done with this 63
i'm done waiting 24
i'm done for 44
i'm done talking to you 27
i'm done running 20
i'm done with him 23
i'm done listening to you 17
with that in mind 45
with that said 19
with that 162
with that attitude 21
i'm doing well 24
i'm drowning 44
i'm doing great 97
i'm done with him 23
i'm done listening to you 17
with that in mind 45
with that said 19
with that 162
with that attitude 21
i'm doing well 24
i'm drowning 44
i'm doing great 97
i'm doing my best 94
i'm different 70
i'm dangerous 29
i'm dry 24
i'm doing good 49
i'm down 125
i'm dying 601
i'm dr 1049
i'm driving 280
i'm dead 515
i'm different 70
i'm dangerous 29
i'm dry 24
i'm doing good 49
i'm down 125
i'm dying 601
i'm dr 1049
i'm driving 280
i'm dead 515