English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Inglês → Turco / [ I ] / I'm faster

I'm faster tradutor Turco

851 parallel translation
I'm a faster runner, too.
Senden daha hızlı da koşarım.
They come faster than when I was a girl, but I guess the insides don't change.
Ben gençken bu kadar çabuk gelmezdi ama sanırım içerik aynı.
Faster, I'm just getting into the mood.
Daha hızlı. Daha yeni havaya giriyorum.
After all, you're engaged to be married in a few weeks... but I suppose that in wartime life moves a lot faster.
Neticede bir kaç hafta sonra evleneceksiniz... ama sanırım savaş zamanı hayat daha hızlı akıyor.
- Faster, please. I'm frightfully impatient.
Daha hızlı lütfen.Sabırlı biri değilimdir.
But I'm just a wee bit faster.
Ama ben ufacık bir farkla daha hızlıyım.
I want work out of every desk, notjust faster than Cantrell's section, twice as fast, you understand?
Her masadan iş istiyorum. Cantrell'ın bölümünden sadece hızlı değil, iki katı hızlı olmalıyız. Anladın mı?
When they flash by faster and faster, I can breathe again, Paul.
Buradan bakarken yıldırım gibi geçtiklerinde bile nefesim daralıyor Paul.
If you want me to walk faster than that, I will.
Daha hızlı yürümemi istiyorsan yaparım.
If I'm not mistaken, your bullets move faster than light.
Eğer yanılmıyorsam, mermileriniz ışıktan daha hızlı hareket ediyor.
- I was out much faster than that.
- Ben çok daha hızlı çıktım.
And from what I hear about your reputation, they've got a lot faster and a lot suddener in the last two years.
Ve senin itibarın hakkında duyduklarım onlar senin çok hızlı ve çok seri olduğunu son iki yıIdır biliyorlar.
That's faster. - But I'm not in a hurry.
- Benim acelem yok, gezerek gidecektim.
Next time I'll be faster.
Bir dahaki sefere daha hızlı olmalıydım.
I am faster in my Lotus Formula Three!
Ben Lotus Formula Üç'ümle daha hızlıyım!
Not quite. An insignificant difference, perhaps but I think you'll find the operational characteristics of the M-16 indicate that a bullet will decelerate as much as 40 feet per second per second faster in these climatic conditions.
Belki önemsiz gelebilecek bir farktır ama sanırım M-16'nın karakteristik özelliğinin bir kurşunun, bu iklim koşulları altında saniyede 12 metre daha yavaş hareket ettiğine işaret ettiğini göreceksiniz.
I'm planning something much larger... and faster.
Ama fırınlar küçüktür. Ben daha geniş ve daha hızlı bir fırın tasarlıyorum.
I never met a soul more affable than you, Butch, or faster than the Kid.
Butch, daha önce senin kadar sıcakkanlı... veya Sundance kadar eli hızlı biriyle karşılaşmadım.
- But I'm faster.
- Ama ben daha hızlıyım.
I should just go on... What, alone? I can travel a lot faster alone and then I'd come back here for you...
- yalnız gitmeliyim - yalnız yalnız hdaha hızlı gidebilirim, geceleri gıda, bir at ve temiz çorap ile sana birini yollarım
I'm faster than the hands.
Ben o elden daha hızlıyım.
Well, I figure I'm faster than him.
Ondan daha hızlı silah çekerim.
I think I'm faster.
Ben daha hızlıyım.
- No, I'll manage faster myself.
- Yok, ben hemen toparlanırım.
The faster I ran, the better it was and the more I came.
Ne kadar hızlı koşarsam o kadar çok boşaldım.
You're coming up faster than we said, you know... and... and I got other people to see too.
Anlaştığımızdan daha erken buluşuyoruz. Başkalarıyla da iş yapmalıyım.
Go a little faster, I'm on their side.
Biraz daha hızlı git, ben onların tarafındayım.
I gotta get faster tying'that bundle.
Desteyi daha çabuk bağlamalıyım.
I'm beginning to like basketball lately, it's a faster game, you know what I mean?
Son zamanlarda basketbolu sevmeye başladım. Çok süratli spor.
Yeah, I think we'll get faster action if you call the ambulance.
Evet, sanırım acil müdahale için ambulansı çağırman gerek.
I can steal $ 10 faster than they can make it.
10 doları ben saniyesinde çalarım.
16.02. I was faster.
Daha hızlıymışım.
Running faster than I ever ran before.
Daha önce hiç koşmadığım kadar hızlı koşarak.
'I go from A to B. 'The faster I can get from A to B the more money I make.
Evimi ipotek edip bu Mack'i aldım, vergiler yüzünden çok kazanamıyorum.
Should I drive a little faster?
Daha mı hızlı süreyim?
I'm gonna try to drop it through faster this time.
Şimdi daha hızlı hareket etmek istiyorum.
Since I'm faster than other folk
Ben diğerlerinden daha hızlıysam ne olmuş!
I'm faster than others even when I get drunk
Sarhoşken bile, diğerlerinde daha hızlıyım
I couldn't go any faster!
Daha hızlı yapamadım!
If I go any faster I'm gonna wrap us around a phone pole.
Eğer daha hızlı gidersem, telefon direğine bindireceğim.
If I'm moving towards you faster than a horse-and-cart then my image should be approaching you that much faster.
Size doğru bir at arabasıyla geliyorsam görüntüm size çok daha hızlı ulaşmalı.
Let me do it, I am faster and handier.
Ben yakalayayım, ben daha çevik ve hızlıyım.
"...'cause I'm faster and tougher than you, you dirty varmint. "
"... çünkü ben senden daha hızlı ve ustayım, pis solucan. "
But I wanted It to happen faster! Tomorrow... today...
# Ama ben sabırsızdım, dünyanın hemen değişmesini istiyordum!
With your help, I think I can run even faster.
Yardımınızla daha da hızlı koşabilirim.
I'll get him, and faster than he thinks.
Uzun sürmez, yakalarım onu.
You stink so much, it'll rot faster on your field. That's why I brought it here.
Böylece kokarcanın tarlasında pis koku daha çabuk oluşur bu yüzden sınırı geçip sana bir iyilik yaptım.
If I wasn't in uniform, I'd split your skull with the butt of this revolver faster than you could say, "police brutality."
Üniformalı olmasaydım, tabancanın kabzasıyla kafanı patlatırdım. Çok çabuk olurdu, "polis vahşeti" bile diyemezdin.
I ran faster, he ran faster.
Ben koştum, o da koştu. Ben hızlandım, o da hızlandı.
Besides, I would've gotten nowhere that much faster.
Sadece işe yaramaz bilgilere biraz daha hızlı ulaşırdım.
I don't like driving faster forward, and I don't like faster backward.
Düz giderken hız yapıyormuşum da geri giderken yapayım.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]