I'm glad to see you tradutor Turco
1,447 parallel translation
I'm glad to see you again.
Seni tekrar gördüğüm için mutluyum.
I'm glad to see we're adding new members to the Night Watch... even though I don't recall seeing any recent reports from you, Mr. Allan.
Gece Bekçileri'nin yeni üyeler kazandığını görmek beni memnun etti. Ancak sizden son dönemde hiç rapor alamadım, Bay Allan.
Well, Dad, I'm glad to see that you're amused having your own son humiliated publicly.
Oğlunun halkın önünde maskara olmasından duyduğun mutluluk için sana minnettarım baba.
Hello. I'm so glad to see you.
Merhaba. Sizi gördüğüme sevindim.
I'm glad to see you, too.
Ben de seni gördüğüme sevindim.
I'm so glad to see the spirit of the'60s is still alive in you kids.
60'ların ruhunun hala içinizde yaşadığını görünce çok mutlu oldum.
I'm glad to see you two are getting along.
Sonunda birbirinizle iyi geçindiğinizi görmekten çok mutluyum.
I'm right here, Major. Odo, I'm glad to see you.
Odo, seni gördüğüme çok sevindim.
I'm glad to see you're still in this house.
Halen bu evde olduğunu görmek güzel.
I'm glad to see you too, lntendant.
Bende seni gördüğüme çok sevindim, Yönetici.
I'm glad to see you're getting along.
Birbirinizle anlaşabildiğinize sevindim.
Dr Crane, I'm glad to see you.
Dr. Crane, sizi gördüğüme sevindim.
I'm glad to see you.
Seni gördüğüme sevindim.
"I'm glad to see you, but boy, is this school great!"
"Seni gördüğüme sevindim, ama vay, bu okul harika!"
- But I'm glad to see you.
- Tanıştığımıza memnun oldum.
I'm glad to see you're worried.
Endişelendiğini gördüğüme sevindim.
Happy, I'm so glad to see you.
Happy, seni gördüğüme çok sevindim.
I'm glad to see you, too.
Bende seni gördüğüme sevindim.
I'm glad to see you.
- Matt, seni gördüğüme çok sevindim.
I'm really very glad to see you.
- Sizi gördüğüme sevindim.
Faye, I'm glad to see you're Feeling better. - lenny, right?
Faye, daha iyi olduğuna sevindim.
You look so thin, but I'm glad to see you anyway.
Çok zayıf görünüyorsun ama seni gördüğüme sevindim.
I'm damned glad to see you, even though we never see eye to eye.
Hiçbir konuda anlaşamasak da seni gördüğüme çok sevindim.
I'm glad you got a chance to see it before you left.
Gitmeden önce seni görme fırsatı bulduğuma sevindim.
I'm glad to see you have your appetite back.
Seni tekrar iştahlı gördüğüme sevindim.
Captain, I'm glad to see you.
Kaptan, sizi gördüğüme memnun oldum.
I'm glad to see you two are getting along.
Siz ikinizin anlaşmaya başladığını gördüğüme sevindim.
Boy, am I glad to see you.
Tanrım, seni gördüğüme sevindim. - Hadi ayrılıp kaleyi arayalım.
I'm so glad to see you
Seni gördüğüme çok sevindim.
But I'm glad to see you, bean.
Seni gördüğüme sevindim, fasulye.
I'm glad to see you're learning manners, Francie.
- Terbiye aldığını görmek güzel.
I'm glad to see you can still play.
Hala oynayabildiğine sevindim.
I'm so glad to see you.
Sizi gördüğüme çok sevindim.
Father, I'm so glad to see you.
- Elbette. Sizi gördüğüme çok sevindim.
Officers, I'm so glad to see you!
Memurlar, sizi gördüğüme çok memnun oldum!
I'm glad to see you.
Sizi gördüğüme sevindim.
maria : I'm glad to see you.
- Cok sevincliyim.
I told him "I'm glad to see you back, my brother... you've been gone a long time and it's good to see you back here again."
Ona dedim ki "Geri döndüğünü gördüğüme sevindim, kardeşim. Uzun zamandır yoktun ve seni tekrar burada görmek güzel."
Delenn, Lennier, I'm glad to see you.
Delenn, Lennier, görüştüğümüze sevindim.
- How are you? I'm glad to see you're not swamped.
Meşgul olmadığına sevindim.
I'm always glad to see you.
Seni gördüğüme hep sevinirim.
- I'm glad to see you're as mad - at her as I am!
- Ona benim kadar kızmana sevindim.
Guess I'm kinda glad you weren't around to see her hurt like she did.
Sanırım burada olmayıp, onun çektiği acıları görmediğin için mutluyum.
Well, I'm glad I got to see him before he hit puberty and got you know, all lurchy and awkward.
Ergenliğe girmeden onu göreceğim için mutluyum bilirsin, şu sakarlıklar ve yalpalamalar.
George, I'm so glad to see you.
George, seni gördüğüme çok sevindim.
Oh, son, I'm glad to see you.
Evlat, seni gördüğüme çok sevindim.
I'd hate to think... you weren't glad to see me after all the trouble...
Sanırım beni görmek seninde hoşuna gitmiştir.
I should have you both thrown in the brig... but I'm glad to see you.
Siz ikinizi hapse tıkmam gerekirdi... ama sizi gördüğüme sevindim.
I'm glad to see you here.
Seni burada gördüğüme çok memnun oldum.
I'm glad to see you're safe.
İyi olduğunu gördüğüme memnun oldum.
Not even a Joey, I'm glad to see you?
Joey, seni gördüğüme sevindim desen