I'm good at what i do tradutor Turco
197 parallel translation
I'm sorry, but... do you think you'd ever get another good night's sleep wondering what might have been at the end of it all?
Affedersin, ama... her şeyin sonunda ne gibi bir şey olduğunu.. merak ederek iyi bir uyku çektiğini düşünüyor musun?
Mr. Frankenstein, you're very good at what you do, and I'm very good at what I do.
Bay Frankenstein, siz yaptığınız işte çok iyisiniz ben de kendi yaptığım işte iyiyim.
I'm very good at what I do.
Ben de yaptığım işte çok iyiyimdir.
Baby, what I think I'm gonna do is get me a job somewhere, driving a truck or being a mechanic or doing something that I'm good at.
Bebeğim, bir yerlerde kendime iş bulmayı düşünüyorum. Kamyon sürerim veya tamircilik yaparım. Ya da iyi olduğum bir işi yaparım.
Well, I'm damn good at what I do, Mr. Bateman, but I'll only take a job if I can do it right.
İşimi iyi yaparım Bay Bateman ve sadece yapabileceğim işleri alırım.
I do what I'm good at and I do it for money.
İyi olduğum işi, para için yapıyorum.
I'm real good at what I do.
İşimi çok iyi yaparım.
Well that's something, because do you know what I'm good at George?
Benim hangi konularda iyi olduğumu biliyor musun George? Hangi konularda?
I'm really good at, uh... uh, what do you call that stuff?
Ona ne deniyordu?
A lot of people take a very dim view of my profession and in that I'm good at what I do, they take an even dimmer view of me.
Bir sürü insan mesleğimi çok aşağılar ve işimi iyi yaptığım için, beni daha da aşağılarlar.
She sees everybody else's dad with a good education and says, "What did I do to deserve this?" You must be a bigger man. There's a wonderful girl's future at stake.
etrafındaki herkesin iyi eğitim almış babasını görüp, "bunu hakedecek ne yaptım?" diyordur olgun bir adam olmalısınız. söz konusu olan, harika bir kızın geleceği
I'm good at what I do. But you were right.
Yaptığım işte iyiyimdir ama haklıydın.
I'm good at what I do.
Ne yaparsam yapayım ben iyiyim.
I knew because I'm good at what I do.
- Biliyordum, çünkü yaptığım şeyde iyiyim.
It's me. I mean, I think I'm good at what I do.
Demek istediğim, işimde gayet iyiyim.
I think it's because you're not very good at what you do.
- Sanırım yaptığın şeyde pek iyi olmadığından
Long enough to be good at what I do.
Yaptığım işte iyi olacak kadar.
Well, I was left alone to do what I wanted and I made all my own decisions, and I guess I wasn't too good at that, neither.
Şey, ne istersem yapmak için yanlız bırakıldım ve bütün kararlarımı kendim verdim... ve sanırım bunda da pek iyi değildim.
'Cause I'm good at what I do, Dad.
Çünkü yaptığım şeyde başarılıyım baba.
I'm good at what I do!
Yaptığım şeyde başarılıyım.
I'm good at what I do, gentlemen.
İşimde çok iyiyimdir, beyler.
I'm good at what I do.
Yaptığım şeyde iyiyimdir.
- Told you I was good at what I do.
- Yaptığım şeyde iyi olduğumu söylemiştim.
I'm just good at what I do.
Sadece işimin ustasıyım.
I am very good at what I do, okay?
Ben yaptığım her işte çok iyiyimdir tamam mı?
- I'm good at doing what I have to do.
- Yapmak zorunda olduğum işlerde iyiyim.
I hate what I do but I'm good at it, you know?
Çok çalışıyorum. İşimden nefret ediyorum, ama iyi yapıyorum, ha?
And this is what I do, and I'm freaking good at it.
Bas git, Witter. Senin işin bu. Benim işim ise bu.
But I'm good at what I do.
Ama işimde iyiyim.
You know, I'm good at what I do.
Ben işimi iyi yaparım.
I can't believe anyone would look down on me because I'm good at what I do and because I love doing it.
Yaptığım işte iyi olduğum için ve yaptığım işi sevdiğim için kimsenin beni küçük göreceğini sanmıyorum.
And the good thing is... at least you'll know what to do because I'm damned if I do.
Ve iyi olan şey... en azından ne yapmak gerektiğini sen biliyorsun çünkü ben bilseydim lanetlenirdim.
Well, if I'm too good at it then no one will ever let me do what I really want to do.
Bu işte iyi olursam, kimse asıl yapmak istediğim işte bana görev vermez.
I'm good at what I do.
Yaptığım işte iyiyim.
Look, I'm really good at what I do.
Bak, yaptığım şeyde gerçekten iyiyim.
Look, I appreciate what you guys are trying to do, but at least you helped me realize that I'm too good to work for Viktor.
Bakın, benim için yaptığınız şey çok güzel ama en azından Viktor için çalışmaktan çok daha iyisine layık olduğumu farkettirdiniz.
That's why I'm so good at what I do.
Bu nedenle işimdi bu kadar iyiyim.
I'm good at what I do.
İşimde çok iyiyimdir.
I'm very good at what I do.
İşimde çok iyiyimdir.
- I'm very good at what I do.
Bu işte çok iyiyimdir.
I'm good at what I do, Bailey.
İşimde iyiyim, Bailey.
I mean, I'm good at what I do now, and if I start trying to move up the ladder, I'll probably let everyone else down.
Merdivende yukarı çıkmaya başlarsam diğerlerini aşağı çekerim.
No. I'm too good at what I do.
Bu kadar kötü olamam.
Would I be any good at what I do if I didn't fucking already know that?
Söylediğini bilmiyor olsaydım bu kadar iyi iş çıkartır mıydım?
I base most of what I do on the idea that you're pretty good at what you do.
Yaptıklarımın çoğunu, işinde çok iyi olduğunu düşünerek yapıyorum.
Would I...? Would I be any good at what I do if I didn't fucking already know that?
Söylediğini bilmiyor olsaydım bu kadar iyi iş çıkartır mıydım?
It's my job to handle life-and-death situations on a daily basis. It's what I do, and I'm very good at it.
Benim işim her gün ölüm kalım savaşı vermektir ve bu konuda çok iyiyimdir.
I'm good at what I do.
İşimi iyi yapıyorum.
But if I don't do what I believe in then I haven't done them any good at all.
Ama inandığım şeyi yapmazsam onlara hiçbir iyilik yapmamış olurum.
With all due respect, I know you don't know me well, but I'm pretty good at what I do.
Bütün saygımla, beni iyi tanımadığınızı biliyorum, ama ne yaptığımı iyi biliyorum.
Sir, I'm good at what I do, and it needs doing.
İşimde iyiyim ve yapılması gerekiyor.