I'm here on business tradutor Turco
284 parallel translation
I'm sorry Mrs Verloc, but I'm here on business.
Özür dilerim Bayan Verloc, ama iş için buradayım.
I came in here on a business deal, and I've done all right for you.
Buraya bir iş anlaşmasıyla geldim ve sana iyi kazandırdım.
- I'm here strictly on business.
- İş için geldim.
- I'm here on business.
- Buraya iş için geldim.
I am here on official business.
Resmi bir iş için buradayım.
I'm here on business from the Sà " retà ©.
Buraya iş için geldim.
- I'm here on official business.
- Burada resmi görevliyim ben. - Bu da resmi işte.
- I'm here on official business.
- Resmi bir görevle buradayım.
Dear Grand Marshal, I'm here on business, after all.
Sayın Teşrifat Amiri, ben bir iş için geldim.
You weren't here on business then, I take it.
O halde iş için burada değildin, sanırım.
As a matter of fact, I'm here on much more serious business.
Aslında, ben çok daha ciddi bir iş için buradayım.
Me, I'm here on very important business.
Ben çok önemli bir iş için buradayım.
I'm here on business, and I have appointments all day tomorrow.
Buraya iş için geldim. Yarın bütün gün randevularım var.
Well, I'm sorry to disappoint you. I'm just here on business.
Hayallerini kırmak istemem, ama buraya iş için geldim.
I'm here on business.
Ben iş gezisindeyim.
- I'm here on business.
- İş icabı geldim.
I don't belong to the house, I'm just here on business.
- Davamı sormaya geldim.
I'm here on behalf of Kuwayama Keisuke to attend to business.
Kuwayama Keisuke adına iş yapmak için buradayım.
I am here on very important business.
Çok önemli bir iş için buradayım.
I'm here on business.
Burada işim var.
I am here on official business, and I am looking for someone at the recreation area.
Resmî görevle buradayım ve eğlence alanında birine bakacağım.
I'm here on business.
Ben iş için buradayım.
I'm here on business, Mr. Kelly.
İş için geldim, Bay Kelly.
Sorry about those little vixens, but I'm here on business.
O küçük acuzeler için kusura bakma, ama buraya iş için geldim.
- I'm here on business.
Ben ise görevdeyim.
- Mr. Khan, I'm here on business.
- Basit. - Ben buraya işimi yapmaya geldim.
I'm here on business myself.
Ben de iş için geldim.
I paid good money to be here, and I'm on my own business.
Burada olmak için para ödedim. Kendi işim için buradayım.
I'm here on official business.
Ben burada resmi iş üzerindeyim.
I'm here on business.
İş için buradayım.
Uh, no, I'm here on business.
İş için buradayım.
I think you all ought to know that I am here on official business.
Sanırım hepiniz benim burada resmi bir iş için bulunduğumu bilmelisiniz.
I'm not here on business tonight.
Bu akşam iş için gelmedim.
I'm here on official business. I thought you saw my police sticker on the windshield.
Resmi bir iş, camdaki polis etiketini görmedin mi?
I am Inspector Clouseau of the Sûreté... and I am here on official police business.
Ben, Surete'den Müfettiş Clouseau. Ve resmî polislik görevim için buradayım.
I'm here on business.
Ben iş için geldim.
I'm here on military business, which is... a lamentable reason for invading your drawing room.
Oturma odanızı işgal etmeme sebep olan esef verici askeri bir durum yüzünden buradayım.
You'll take care of business here, and I'll go back to the ship and start working on that regulator.
Buradaki işleri halledeceksiniz, ve bende gemiye dönüp, düzüenleyici üzerinde çalışmaya başlayacağım.
- No, I'm here on business.
- Hayır, iş için buradayım.
No, I'm not here on business.
Hayır mesele iş değil.
I'm afraid I'm here on official business.
Korkarım, burada resmi bir iş için bulunuyorum.
I'm here on business.
İş için geldim.
I am here on the business trip regarding the air conditioners.
Klimalarla ilgili bir iş gezisi için buradayım.
I'm here on some business.
Is icin buradatim.
I'm mainly here on personal business.
Esasen şahsi bir iş için geldim.
Quite enjoy. You're not here on business, I hope?
Umarım buraya iş için gelmediniz.
I'm from New York, here in town on some business.
İş için burdayım. Bay Tuncs'a müteşekkirim...
I would, but I'm here on business.
Yapardım ama iş için buradayım.
I'm not quite sure exactly what's going on here. We should start talking about how much you want for the business.
Konuşmamıza iş için ne kadar istediğini söyleyerek başlayabiliriz.
I'm on police business here.
Ben görev başında bir polisim!
I'm here on business, Liz.
Bishop senin işin yok ki.
i'm here 4719
i'm here for you 373
i'm here if you need me 37
i'm here too 22
i'm here to stay 17
i'm here now 349
i'm here to help 220
i'm here to help you 212
i'm here to save you 34
i'm here with you 65
i'm here for you 373
i'm here if you need me 37
i'm here too 22
i'm here to stay 17
i'm here now 349
i'm here to help 220
i'm here to help you 212
i'm here to save you 34
i'm here with you 65
i'm here to rescue you 19
i'm here to work 18
i'm here to see you 50
i'm here because 32
i'm here to listen 16
i'm here because of you 16
i'm here to apologize 34
i'm here to tell you 22
i'm here to 41
i'm here to warn you 17
i'm here to work 18
i'm here to see you 50
i'm here because 32
i'm here to listen 16
i'm here because of you 16
i'm here to apologize 34
i'm here to tell you 22
i'm here to 41
i'm here to warn you 17