English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Inglês → Turco / [ I ] / I'm interested

I'm interested tradutor Turco

6,617 parallel translation
Yes, well, my boss isn't that interested in detective work so I'm happy to let you have the credit.
Evet, benim patron pek dedektif işleriyle ilgili değil bu yüzden bana bu şerefi verdiğin için çok mutluyum.
I attended the lecture as an interested party.
İlginç bir eğlence olur diye konferansa katıldım.
Oh! So, if you're interested, I have a couple of slots for fall 2015 still open.
Eğer ilgileniyorsanız 2015 sonbaharında bir kaç boş zamanımız mevcut.
I'm interested.
İlgileniyorum.
As I said, I'm interested.
- Dedim ya, ilgileniyorum.
I don't understand what these two are talking about, but I got to admit I'm interested.
Bu ikisi ne söylüyor anlamıyorum ama ilgimi çektiğini itiraf etmeliyim.
Maybe I'm just a little bit more interested in real life than the game.
Belki de gerçek hayatla, oyundan daha çok ilgileniyorumdur.
I'm not interested in "your best."
"Elinden gelen" umurumda değil.
So could I. But I'm not interested in being a fugitive from the law.
Ben de öyle. Ama bir kanun kaçağı olmak istemiyorum.
Well, I'm not interested in being a victim to a 17-year-old possessed by a psychotic fox.
Ben de psikopat bir tilki tarafından ele geçirilmiş 17 yaşındaki bir çocuğun kurbanı olmak istemiyorum.
I'm not interested in religion, Penny.
- Dinle ilgilenmiyorum Penny.
I'm interested in one thing.
Ben bir tek şeyle ilgileniyorum.
I'm not the only one the FBI will be interested in.
Ben FBI'nın ilgi duyacağı tek kişi değilim.
I'm interested in one of your newer projects.
Yeni projelerinden biriyle ilgileniyorum.
I'm always interested in money, but your only hope is the Sentinel.
Para ile her zaman ilgilenirim. Ama tek umudumuz Sentinel.
I have a secret I think you might be interested in.
Sanırım senin ilgini çekebilecek bir sırrım var.
I'm also a man much like yourself - primarily interested in business.
Ayriyetten sein gibi bir adamım.. .. öncelikle işle ilgili olan..
It's an amazing offer and I'm very interested, but if I'm going to leave Pawnee... I need to know it's gonna be okay without me.
Muhteşem bir teklif bu ve çok ilgimi çekti ama eğer buradan ayrılacaksam, ben gidince her şeyin yolunda olacağından emin olmam lazım.
I'm not interested.
İlgilenmiyorum.
I'm a bird of the opposite sex who's interested in mating!
Ben karşı cinsten ve çiftleşmeye istekli olan bir kuşum.
I'm not interested.
- İlgilenmiyorum.
Oh, Corrine, dear, I don't think anyone is interested in the rantings of an old woman.
Canım Corrine, kimsenin bunak bir kadının zırvalarıyla ilgilendiğini sanmam.
I'll make sure all the interested parties are aware of your answer.
Tüm ilgili makamların senin cevabından haberdar olmasını sağlayacağım.
In fact, I was offered a big part in L.A. and I already told my agent I'm not interested.
Hatta Los Angeles'ta önemli bir rol teklifi aldım ve acentama ilgilenmediğimi söyledim.
I had to tell him I still wasn't interested.
Ona hala ilgilenmediğimi söylemek zorundaydım.
And I guess some producer heard it, and now a label's interested in signing him.
Sanırım bir yapımcı dinledi. Şimdi de bir şirket onunla anlaşmak istiyor.
No, I told him I was interested in some insurance, which is true.
Sigorta baktığımı söyledim, ki doğru bu, sonra da fotoğrafı gösterdim.
I'm not interested...
İlgimi çekmiyor.
Well, actually I'm more interested in what you have to say.
Aslında ben daha çok, söyleyeceklerini merak ediyorum.
I'm not interested in being fair.
- Hakkaniyetli davranmak umurumda değil.
I'm interested in truth.
Benim için önemli olan gerçek.
I'm honestly not interested in him, Jieb.
Açıkçası onunla ilgilenmiyorum, Jieb.
I mean, I'd be on the pill right now, But the one man interested in me is married, so I guess that's more of a bitter pill.
Ben hap kullanırdım ama benimle ilgilenen tek erkek evli sanırım acı ilaç olur o.
I'm not broken, and I'm not interested in fixing anything.
Bir şeyleri değiştirmek istediğim yok benim.
I'm not broken, and I'm not interested in fixing anything.
Bitik haldesin ve yaptığın şeyin bunu değiştireceğini sanıyorsun.
I'm not interested in you.
Sizinle ilgilenmiyorum.
I'm interested.
Ben istiyorum.
Just so you know, if you're an orphan, I'm interested.
Bilgin olsun diye söylüyorum yetim olsaydın bir şansın vardı.
I'm a lawyer, and I'm interested in your case.
Ben avukatım, sizin davanız ilgimi çekti.
I didn't know where I'd be from one day to the next and I also had two men interested in whistling through my wheat field.
Artık hangi gün nerede olacağımı bilemiyordum. Ayrıca buğday tarlama fısıldayan iki erkek vardı.
I'm totally interested.
Çok ilgimi çekti.
And I'm interested in your firm because you have female partners.
Sizin şirketinizle de ilgileniyorum çünkü kadın ortaklarınız var.
I'm not interested in you.
Ben sizinle ilgilenmiyorum.
I'm less interested in talking up girls, more interested in finding my dad's body.
Kızlardan bahsetmektense babamın cesedini bulmakla daha ilgiliyim.
I tried to get her interested in Brentwood, in the Palisades.
İlgisini Brentwood'a Palisades'e çekmeye çalıştım ama...
I thought he wasn't interested, but then he was here last night, outside the house.
İlgilenmiyor sandım ama dün gece burada, evin dışındaydı.
I'M NOT INTERESTED IN YOUR DUMB LITTLE CRUSH.
Senin küçük aptal aşkınla ilgilenmiyorum.
Oh, no, I'm not interested, I'm sorry, I'm just, I'm just using the bathroom
Ben sadece tuvaleti kullanıyorum.
I'm not interested in conversation.
Seninle konuşmaya bayılmıyorum.
I'm not interested in your opinions.
Düşüncelerin umurumda değil.
I'm interested.
- Merak ettim.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]