English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Inglês → Turco / [ I ] / I'm just telling you

I'm just telling you tradutor Turco

1,026 parallel translation
It happened just the way I'm telling you.
Aynen anlattığım gibi oldu.
Look, I just got through telling you, you need every man you got.
Bak, Sana söylemeye çalıştığım, her adama ihtiyacın olduğudur.
Albert, I'm just telling you what he said to me.
Albert, sadece onun bana söylediklerini söylüyorum.
I'm telling you, just in case!
Sana söylüyorum, her ihtimale karşı!
I'm just telling you.
Bak söylüyorum.
I'm just telling you that Dr. Schaefer is dead.
Sana Dr. Schaefer'ın öldüğünü söylüyorum.
I'm just telling you you know what'll happen if you do.
- Sadece söylüyorum. - Ne olacağını biliyorsun!
I'm just telling you how I feel.
Yalnızca durumumu anlatıyorum.
That sounds like you're telling us to blow up the ship. I believe that is what I just said, Doctor.
Sadece inandığım şeyi söylüyorum Doktor.
I'm sorry. I just couldn't take the chance of telling you.
Üzgünüm, ama size anlatmayı göze alamadım.
I was just telling him how you fucked up my tennis game.
Ona senin tenis maçımı nasıl mahvettiğini anlatıyordum.
Look, Evelyn, I'm telling you the truth I took the old man home, it's just down there, around the corner.
Bak, Evelyn, doğruyu söylüyorum ihtiyarı evine götürdüm, hemen şuracıkta, köşeyi dönünce.
I'm just telling you that it was handled all wrong from the very beginning.
Tek dediğim durumun tamamen yanlış idare edildiği. En başından beri durum yanlış idare edildi.
And I'm telling you, Broom County is just visibly upset by this display.
Sana söylüyorum, Broom County bu gösteriden belirgin şekilde ezik.
I'm just telling you what happened.
Ben sadece burada olanları söylüyorum.
Mmm-hmm. Starbuck, I'm telling you, there's something just not right about this place. Yeah.
Söylediğim gibi, burada yanlış giden bir şeyler var, Starbuck.
Starbuck, I'm telling you, there's something just not right about this place. Yeah.
Sana söylüyorum, bu yerde kesinlikle yolunda olamayan bişeyler var.
And I'm just telling you...
Beni dinlemenizi istiyorum.
I'm telling you, they just arrested the judge.
Ciddiyim.
I'm just telling you that I had a gut feeling that... that I was looking at some kind of... some kind of person.
Sadece diyorum ki güçlü bir duyguya sahibim... gördüğüm bir çeşit... bir çeşit insandı.
I'm just telling you the way it is.
Sana sadece işin nasıl yürüdüğünü söylüyorum.
- I'm just telling you what I heard.
- Sadece duyduğumu söylüyorum.
What you're telling me, sir, and correct me if I'm wrong, is the infantry attack and our attack on the Nek are just diversions.
Yani dediğinize göre, yanılıyorsam düzeltin, Nek piyade saldırısı ve bizim saldırımız yanıltma amaçlı.
- I'm just telling you it's over.
- Bittiğini söylüyorum. - Louise, dinle.
I'm telling you the truth, Not just one Maya... I'll give up a thousand Mayas for your sake!
sana içdenlikle söylüyorum, sadece bir Maya için değil... bana yüz maya verseler ben seni hiç birine değişmem!
I'm just telling you this because I think you ought to keep us apart.
Bunu sadece bizi ayrı tutman için söylüyorum, o kadar.
You see, it's difficult for you with someone like me but you've just got to keep telling me and I'll start to take it in.
Dinle, benim gibi biriyle olmak senin için zordur. Ancak yalnızca anlatmaya devam etmelisin ve ben dediklerini anlamaya başlayacağım.
I just finished telling you that some Jew got my job, niggers live in my neighborhood!
Sana az önce yahudinin birinin işimi elimden aldığını, zencilerin komşularım olduğunu söylemiştim! Utanıyor musun?
It's just that I'm working on getting you... into one of the biggest dance competitions... which can lead to incredible exposure... and you're telling me you want to be a street dancer.
Sen benden sizi en büyük dans yarışmalarından. birine sokarak iyi bir sokak dansçısı olmak istediğini mi söylüyorsun.
Just do what I'm telling you. Come on.
Sadece söylediklerimi yap.
I'm just telling you, this is the gas gauge.
Tek bildiğim, bunun benzin göstergesi olduğu.
I'm just telling you, now.
Şimdi sana söylüyorum.
I just don't like you yelling at her all the time. - I'm telling you.
Ona sürekli bağırmandan hoşlanmıyorum, söylediğim bu!
- I'm just telling you what might be.
- Sadece olabilecekleri söylüyorum.
I'm just telling you straight.
Lâfı dolandırmadan söylüyorum.
I'm just telling you to take a break.
Biraz ara vermeni söylüyorum.
ya can't spent my entire life telling me everything that's wrong with Newport and then just expect I'm gonna go back, you can't do that the new season of The O.C is coming on a new night Thursday November 4th at 8 only on Fox
Gelmek ister misin? Bir iki yumruk etkili olabilir. Caleb'i son gördüğümde bana çok kızgındı.
Hello. Yes, I was just telling Madame how very much I'd like to hear you play.
Ben de Madam'a seni dinlemeyi ne kadar çok arzuladığımı söylüyordum.
I'm telling you, George, Fletcher's behind this, I just know it.
Söylüyorum George, bence bunu arkasında Fletcher var. Biliyorum.
I'm just telling you how I see it.
Sadece nasıl göründüğünü anlatıyorum.
I'm telling you, Sergeant, I just stopped in for a quick drink.
Size diyorum Çavuş, çabuk bir içki için uğramıştım.
I'm just — telling you the way it is.
Sadece neyse onu söylüyorum.
I'm just telling you what we're putting in the paper.
Sadece sana gazeteye ne yazacağımızı söylüyorum.
You see, I'm just not convinced that you are telling the truth.
Bana gerçeği anlattığınıza pek ikna olmuş değilim.
I'm telling you, Harry, he's just not gonna figure this out.
Söylüyorum sana Harry, o bunu anlayamaz.
- I'm just telling you the facts. - Hey!
Sadece gerçekleri söylüyorum.
But, Bud, this time I'm telling you it can't miss because, Bud, this time it's not just me, it's me and Kelly.
Ama bu kez başarısız olamayız çünkü bu kez sadece ben değilim. Bu kez Kelly ve ben varız.
I'm just telling you this on behalf of the insurance company.
Bunu sana sigorta şirketi adına söylüyorum.
Trotter, I'm telling you just get me out of here and- -
Trotter, sadece beni buradan çıkar ve işte- -
No, I'm just telling you that I won't be a girlfriend forever.
- Hayır, sadece sana sonsuza kadar senin kız arkadaşın olamayacağımı söylüyorum.
I'm telling you, he just broke up.
Sevgilisinden daha yeni ayrıldı.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]