I'm not here for that tradutor Turco
269 parallel translation
I havent lived here for ten years not to know a woman like that.
Bu tür kadınları gözlerinden tanıyamazsam bu ülkede on yılımı boşuna geçirmişim demektir.
I'm staying here. Not for that fool.
O aptal için, Şuradan şuraya gitmem.
I am not here because I am poor and hungry... not for food, that is.
Yoksul ya da aç olduğum için gelmedim. Aç olan karnım değil yani.
And it's for these others that I take my stand here, not for myself alone.
Onlar hesabına burdayım, kendim için değil.
I get an unidentified aircraft report under these conditions and that's cause for sounding GQ whether the skipper's here or not.
Bu şartlar altında kimliği belirsiz bir uçan araç raporu aldım ve bu yüzden kaptan burada olmasa bile genel talim sinyali verdim.
That's not what I'm here for.
Onun için burada değilim.
Forgive me for not greeting you personally, but the plane that brought Rudd and I here crash landed.
Sizleri şahsen selamlayamadığım için beni affedin Rudd ve ben uçakla buraya gelirken bir kaza geçirdik.
Now, look, friends, I realise we're not offering California here, but 200 is damn little for all that property.
Şimdi, bakın dostlarım, California'yı teklif etmediğimizin farkındayım, ama 200 bütün o mülk için çok cüzi bir fiyat.
Therefore, gentlemen, and also kindly indicating to some of you here in this room that be not too far removed from facing our own maker, I hereby resolve that Chief Ancient Warrior be granted the right to be buried in his chosen burial ground in exchange for transfer of ownership of this entire valley to the community of Purgatory.
Buradaki beylerden bazılarının Yaradan'ımızla yakında karşılaşacaklarını nezaketle hatırlatarak Reis Yaşlı Cengaver'in tüm vadinin tapusunu kasabamıza vermesi karşılığında istediği yere gömülmesine izin verilmesini öneriyorum.
Through my appearance here today, I hope that police officers in the future will not experience the same frustration and anxiety that I was subjected to for the past five years at the hands of my superiors because of my attempt to report corruption.
Bugün buraya gelmem sayesinde umarım gelecekte polis memurları rüşvet alındığını rapor etmeye çalıştığım için geçen beş yıl boyunca üstlerim yüzünden yaşadığım gerilim ve endişeyi yaşamazlar.
And I'm just going to tell you that I'm going to go to my sister's for the holiday so I might not be here when you get back.
Ve haberin olsun Noel icin kizkardesime gidecegim... dondugunuzde burda olmayabilirim. Tamam.
I'm not here to scold you, in fact I'll tell you now that you're right to stay home and care for your children.
Seni azarlamaya gelmedim ; tersine evde oturup çocukları büyütmeye hakkın var, diyecektim.
If not for that, I never would have hidden you here.
O olmasaydı sizi burada asla saklamazdım.
It was in Nice, and it was above a studio. If not for that casing, I wouldn't be here today!
Eğer o çatı olmasaydı Bugün burada olamazdım.
All right, the thought has crossed my mind, if something should happen, I'll go along with it, but if it doesn't, it's no thing to me, because that's not what I'm out here for.
Pekala, bişeyler olduğunda, kafamdan bişeyler geçerse, Onunla birlikte gideceğim, ama o olmazsa, benim için ifadesi olmaz, çünkü o yok ve ben burda yaşıyorum.
Even if I should trust you, which I'm not sure that I do or even if I should want to leave here for no reason, I can't, and neither can you.
Sana güvensem bile, ki güvendiğimden emin değilim ya da hatta yok yere buradan gitmek istesem bile gidemem, sen de gidemezsin.
You must make them understand that I will not be here... to speak for them.
Benim burada olmayacağımı ve onlar adına konuşamayacağımı... anlamalarını sağlamalısın.
I'm not here for that.
Hayır bu sefer değil.
That's why I moved up here-so nice men could hit on me and not fear for their life.
Kendi hayatlarından korkmayan ve beni sıkıştırmayan erkeklerin olduğu yere o yüzden taşındım zaten.
- Relax, I'm not here for that.
- Sakin ol, onun için burada değilim.
- Fuck off. I'm not here for that.
- S.ktir git. Bunun için gelmedim.
I'm the last one he wants help from, and that's not what I came back here for.
Her halde ben yardım isteyeceği son kişiyimdir, ve buraya bunun için gelmedim.
I just... I want you to know that I'm coming home for her birthday. You're not coming here.
Sadece bilmeni istedim.
That's not what i'm here for.
Buraya bunun için gelmedim.
I'm not standing here for myself alone but for every guy that ever scored a touchdown.
Burada sadece kendim için durmuyorum. 6 sayı yapmış her adam için buradayım.
Do you think that you could not tell anyone that I'm here, just for a little while?
Herhangi birine burada kısa bir süreliğine burada kalacağımı, söylemezsin değil mi?
You see, I'm not here to help you and the little bitch... because I love you or because I care for you, but because two hells is one hell too many... and I can't have that.
Gördüğün gibi, ben sana ya da küçük orospuna yardım için burada değilim... sizi sevdiğim veya iplediğim içinde değilim, bir cehennem için ikincisi çok fazla... Ve bunu kaldıramam.
And I'm here to tell you..... it is not a game, it does count, and I don't stand for that kind of malarkey in my house!
Sana şunu söyleyeyim. Bu bir oyun değil. Her şey sayılır.
You know, with everything that's been going on recently, I'm not sure how safe it is for a girl like yourself to be here. Alone.
Biliyor musun, son günlerde yaşanan olaylardan sonra... senin gibi bir kızın burada tek başına olmasının ne kadar emniyetli olduğundan emin değilim.
Well, I guess that what I want... is for you to want to be here... but not actually be here.
Peki, Sanırım asıl istediğim... Senin için burada olmak... Ama aslında burada olmamak.
I want the money. I'm not ashamed of that. Look, here's what I want you to do for me.
John, itiraf ediyorum, o parayı istiyorum, bundan utanmıyorum Bak benim için yapmanı istediğim şu.
That's not me. The letter's for Jesus... who used to live here. I'm Jessé.
Bu ben değilim.
I'm not here for money. All I'm asking is that you talk to Baron Danglairs so he reconsiders his position
Tek istediğim Baron Danglars ile konuşmanız böylece durumu tekrar gözden geçirmesini sağlamanız.
- That's not what I'm here for.
- Buraya onun için gelmedim. - Tabii ki öyle.
I'm not gonna get upset anymore now that I've got you here, and I got us Ruby for a daughter now.
Artık seni üzmeyeceğim çünkü sen buradasın ve Ruby de kızım.
I'm not going to sit here for that shit.
Bu bok için burada oturmayacağım.
Look, I can be here for you, but not like that, all right?
Ama bu şekilde değil, tamam mı?
I just wanted to let you know that I'm here for you. And I love you. And you're not alone.
Yanında olduğumu seni sevdiğimi ve yalnız olmayacağını bil.
And I'm here and I'm not provin'that but I'm tryin'so hard for you. It's your job.
Kusursuz değilim ama ama senin için çok çabalıyorum.
So now I have to spend time I don't have away from my law practice to come in here every night and sit and look over this random heap of Post-its and napkins that passes around here for a ledger.
O nedenle şimdi, kendi avukatlık işlerimi bırakıp olmayan vaktimi her gece burada hesap defteri niyetine kullanılan bu not kâğıtları ve peçeteleri inceleyerek geçirmek zorundayım.
It's what makes you such a valuable part of this team, but I'm not about to tell the Admiral that we've found a way for him to chat with his son because of some cockeyed theory that only exists up here.
Bu hayal gücü seni, bu takımın en değerli üyesi yapıyor, ama oğlu ile sohbet edebilmesi için bir yol bulduğumuzu Amiral'e anlatmak niyetinde değilim, çünkü böylesine saçma bir teori sadece burada var olur.
I'm standing here making out with a girl. That's the international symbol for not moving on.
Kadının kollarında olmak devam etmem menin uluslararası sembolü.
Here, let me test this out for you, because I'm worried that maybe it's not... § You may not have §
Çünkü şey konusunda endişeliyim. Evet bu iyi.
I know that I said I was OK with... you staying here for a while, but... to be totally honest, I'm not really sure that I am.
Sorun olmaz dediğimi biliyorum burada bir süreliğine yaşamanın yani, ama dürüst olmak gerekirse şimdi pek emin değilim.
I have been cooking for 20 hours, while you two have been sitting back on the couch like 2 beached whales, not even noticing or caring that I am living here.
- Siz ikiniz koltukta iki balina gibi otururken... -... ben son 20 saattir yemek pişiriyordum. - benim de burada yaşadığımın farkında bile değilsiniz ya da umrunuzda bile değil.
I think I speak for all of us here when I say... that not a day goes by... that we don't keep our boys'memories alive.
Sanırım oğullarımızın anısını her gün yaşattığımızı söylersem hepimiz adına konuşmuş olurum.
If you can see a future for yourself without me and that doesn't, like, break your heart... then we're not doing what I thought we were doing here.
Eğer kendine ben olmayan bir gelecek görebiliyorsan, yani kalbin kırılmayacaksa o zaman burada yaptığımızı sandığım şeyi yapmıyoruz demektir.
I'm not saying that he did this, not yet, but he was here for a reason, and then he disappeared.
Bunu yaptığını söylemiyorum. Henüz değil. Ama buraya gelmesi için bir sebep vardı.
That's not what I'm here for.
Bunun için gelmedim.
Man, that's why I'm not about to tell you... that some guy came by here looking for you today.
Adamım, işte bu yüzden sana bugün buraya seni aramaya bir adamın geldiğini söylemeyeceğim.
That's not what I'm here for.
Bunun için burada değilim.