I'm not lying tradutor Turco
1,410 parallel translation
- Lying. I'm not!
Yalan söylüyor.
- I'm not lying.
Yalan söylemiyorum.
No, I'm not lying!
Hayır, yalan söylemiyorum!
I'm not lying.
Yalan söylemiyorum.
Like, I'm not lying when I say that.
Bunu söylerken yalan söylemiyorum.
Mister, please, I'm not lying.
- Adımı biliyorsunuz. Bayım, lütfen, ben yalan söylemiyorum.
I'm not lying to you.
Sana yalan söylemiyorum.
I'm not lying to you, Doctor.
Sana yalan söylemiyorum doktor.
- I'm not the one who's lying.
- Yalan söyleyen ben değilim.
I'm not lying!
Yalan söylemiyorum.
- I'm not fucking lying. I put it in there.
- Söylemedim, oraya koydum!
I'm not fucking lying.
Yalan söylemiyorum.
- No, I " m not lying.
- Yalan söylemiyorum.
I'm not lying either.
Yalan söylemiyorum.
I'm not lying.
Bu yalan değil.
- How else do I know that you're not lying?
- Yalan söylemediğinden nasıl emin olacağım?
I'm not lying, okay.
Ben yalan söylemiyorum, tamam mı?
- Well, I'm not lying.
- İyi, ben yalan söylemiyorum.
I'm not lying.
Ben yalan söylemiyorum.
I'm not lying!
Yalan söylemiyorum!
I'm in here for being stupid, not for lying.
Aptallığım yüzünden buradayım, yalan söylediğim için değil.
I'm not gonna take that lying down, Malvolio!
Bunu kabullenmeyeceğim, Malvolio!
I'm not lying...
Yalan söylemiyorum.
No, I'm not lying.
Hayır, yalan söylemiyorum.
I'm not lying.
- Ah, lütfen, Eddie, yalan söyleme!
I'm not lying down!
Ben yere yatmam!
- Why do you lie, Alex? - I'm not lying, Father.
- Neden yalan söylüyorsun Alex?
Really, I'm not lying.
Cidden, yalan söylemiyorum.
Although I should just say I'm not very good at lying.
Yalan söyleme konusunda pek iyi olmadığımı söyleyebilirim.
I'm not lying to you, Veronica.
Sana yalan söylemiyorum, Veronica.
I'm not lying for him.
Kafama bir silah dayadı ve beni ölümle tehdit etti.
- I'm not lying.
- Yalan söylemiyorum.
I'm not lying, I swear!
Yalan söylemiyorum, yemin ederim!
But I've been dreaming about lying prone, not to mention taking a crack at your indoor plumbing.
Sırtüstü yatmanın hayalini kuruyorum. Tabii önce kanalizasyonu taşıracağım.
- I'm not lying!
- Yalan söylemiyorum!
I'm not lying, truly.
Neden hayatımdaki erkeklerle bu kadar çabuk ilişkiye giriyorum?
- I'm not lying...
Yalan söylemiyorum.
I'm not lying, believe me.
Yalan söylemiyorum. İnanın bana.
- I'm not. He's lying.
Yalan söylüyor.
- I'm not lying
- Yalan söyleme.
- You're lying. - No, I'm not, and you know it.
Hayır söylemiyorum ve sen bunu biliyorsun içinde bir yerde bunu biliyorsun
- No, I'm not lying.
- Hayır, yalan söylemiyorum.
- I'm not lying to you.
- Sana yalan söylemiyorum.
And he's lying out there. i'm not leavin'.
Onu bırakıp gitmiyorum.
- I'm not lying. - Then tell me what happened.
- O halde bana ne olduğunu anlat.
I'm not lying.
- Yalan söylemiyorum.
I'm not lying.
Yalan söylemeyeceğim.
I'm thinking I like you better when you're not lying.
Bence yalan söylemeseniz daha iyi olacak.
I'm not lying, I swear.
- Yalan söylemiyorum. Yemin ederim.
I'm not lying.
Söylemiyorum
I hope he's not lying'cause I don't see how else we're getting out.
Umarım yalan söylememiştir. Yoksa buradan nasıl çıkarız bilmiyorum.
i'm not lying to you 65
i'm not sure 2759
i'm not 8792
i'm not perfect 83
i'm not good enough 20
i'm not gay 270
i'm not talking to you 216
i'm not hungry 746
i'm not interested 449
i'm not crazy 409
i'm not sure 2759
i'm not 8792
i'm not perfect 83
i'm not good enough 20
i'm not gay 270
i'm not talking to you 216
i'm not hungry 746
i'm not interested 449
i'm not crazy 409