I'm not sure i follow tradutor Turco
122 parallel translation
I'm not sure I follow you, Frank.
Anlayamadım, Frank.
Frank may follow you, I'm not sure.
Frank seni izleyebilir, emin değilim.
I'm not sure that I follow you.
- Seni anlayamıyorum.
I'm not sure I follow you.
Demek istediğinizi anlamadım.
I'm not sure that I follow you.
- Seni anladığımdan emin değilim.
- I'm not sure. Shall I follow them?
Onları takip edeyim mi?
I'm not sure that I follow you.
Sizle gelerek, başınıza bela açmak istemem.
I'm not sure I follow you.
Seni izleyeceğime emin değilim.
- I'm not sure I follow that one.
- Bunu anladığımdan emin değilim.
I'm not sure I follow you, sir.
Anlayabildiğimden emin değilim, efendim.
- I'm not sure I follow you.
- Sizi anladığımı sanmıyorum.
I'm not sure I follow you.
Tam olarak anlayamadım.
- I'm not sure I follow.
- Tam anlayamadım sanırım.
I'm not sure I follow.
- Anladığımı sanmıyorum.
I'm not sure I follow.
Anlamıyorum seni.
- I'm not sure I follow.
Anladığımdan emin değilim.
I'm not sure, but if I convince him to support Zek, others will follow.
Emin değilim, ama Zek'e destek olması için onu ikna edebilirsem diğer temsilciler de onu izlerler.
I'm not sure I follow, but I can't wait to see where you're headed.
Anladığımdan emin değilim, ama nereye varacağını görmek için... ... sabırsızlanıyorum.
I'm not sure I follow.
Ne dediğinizi anlamadım.
I'm not sure I follow.
- Emin değilim.
I'm not sure I follow you.
Pek emin değilim
I'm not sure I follow you.
- Anladığıma emin değilim.
I'm not sure that I actually follow that.
Anlayamadım.
- I'm not sure I follow.
- Anladığımdan emin değilim.
I'm not sure I follow that transition.
Emin değilim, daha çok geçişimini takip ederim.
I'm not sure I follow.
Takip edebildiğimden emin değilim.
- Not sure I follow you.
- Seni anlayamadım.
I'm not sure I follow you.
Sizi anladığımdan emin değilim.
i-i'm not sure i follow.
Anladığımdan emin değilim.
I-I'm sorry, I'm not sure I follow you.
- Kusura bakma ama anlamadım!
I'm sorry, I see. But, um... see, um... I'm still not so sure that I follow from this point... how we get to here.
Ama, um... bak, um... bu noktanın sonrasını takip edebildiğimi sanmıyorum... buraya nasıl geldik
I'm not sure I follow.
Seni anladığımdan emin değilim.
I'm not sure I follow.
Anlayamadım?
I'm not sure I follow.
Anladığımı sanmıyorum.
I'm not sure I follow.
Ne demek istediğini pek anlamadım.
I'm not sure that I follow.
- Takip ettiğim söylenemez.
I'm, I'm not sure I follow.
Ta-tam olarak anladığımı sanmıyorum. Yapman gerekeni yap.
I'm not sure I follow.
- Pek anlayamadım sanırım.
I'm not sure I follow.
Anladığımı söyleyemem.
- I'm not sure that I follow - oh, sorry.
- Anladığımdan emin değilim. - Ah, özür dilerim.
I'm... i'm not sure i follow.
Seni anlayamadım.
I'm not sure I follow, sir.
Buna devam edebileceğimden emin değilim efendim.
- I'm not sure I follow.
Pek anlayamadım.
I'm not sure I follow you, Mr. Davis.
Sizinle aynı fikirde olduğuma emin değilim, Bay. Davis.
I'm not sure I follow.
Tam olarak anlayabildiğimi sanmıyorum.
I'm not sure I follow.
Buna uyacağıma emin değilim.
I'm not sure I follow.
Her yer tüy dolu.
I'm not sure that I follow.
Anlamadım.
I'm not sure I follow.
Anladığımdan emin değilim.
I'm not really sure if I follow you.
Seni anladığımdan pek emin değilim.
I'm not sure I follow that.
- Anladığıma emin değilim.