I'm not sure i understand tradutor Turco
447 parallel translation
I'm not sure if it's okay for him to be gone, but I now understand what it's like to be next to him.
O yokken dayanabilir miyim bilmiyorum ama onun yanında olursam nasıl görüneceğimi şimdi anladım.
Whether he'll be able to be understand and be considerate of her decision... is something that I'm not sure he'll be able to do.
Tae Yang'ın aldığı kararı anlayıp, dikkate alacak ya da kabul edecek mi bilmiyorum.
I'm not quite sure I understand about the $ 99,000.
Bu 99 bin meselesini anladığımdan emin değilim.
I'm not sure I can make you understand.
Anlatsam da anlayamazsınız.
I'm not sure I understand.
Ben... anladığımdan emin değilim.
- I'm not sure I understand, dear...
- Anlamıyorum...
- I'm not sure I understand.
- Ne dediğini pek anlamadım.
I'm not sure I understand what you mean.
Ne demek istediğinizi anladığımdan emin değilim.
I'm sure you'll understand it's an absolute rule of the bank not to discuss a client's affairs... with anyone but his accredited representatives.
Ancak anlayacağınızı umarım, müşterilerimizin durumunu yasal temsilcileri dışında hiç kimseyle görüşmeme konusunda kesin bir kuralımız vardır.
I'm not sure you do understand.
Anladığını sanmıyorum.
I'm sure you will understand why I do not join you in that hope.
Seninle aynı umudu neden paylaşmadığımı anlayacaksın.
I'm told you've had counsel and been given orientation, mr. Wordsworth, but i'm still not sure in my own mind that you understand the purpose of this hearing.
Size bilgi ve yönelim verildiği söylendi, Bay Woodsworth ama hâlâ bu duruşmanın amacını kavramış olduğunuzdan emin değilim.
I'm not sure I understand why.
Fakat nedenini anlamış değilim.
I'm not quite sure I understand what I'm supposed to do. Would you please tell him?
Anladığımdan tam emin değilim, ne yapmam gerekiyor Ona anlatırmısın Easy?
I'm sure she'll be all right, and I do understand your husband not having time for me.
Eminim şu an gayet iyidir ve kocanızın benim için zamanı olmamasını anlıyorum.
- I'm not sure I understand.
- Anladığımdan emin değilim.
I'm not even sure I understand this part.
Bu bölümü anladığıma bile emin değilim.
Well, sir, I'm not sure I understand the distinction between reflexive and voluntary nerve impulses.
Peki, efendim, ben sanırım istemli ve refleks sinirsel tepkiler arasındaki farkı pek anlayamadım.
Marian, I'm not sure that anything means a great deal to you except this bloody house, do you understand that? !
Marian, bu uğursuz evden başka hiçbir şeyin sana çok şey ifade ettiğine şüpheliyim, anlıyor musun!
- Well, I'm not quite sure... you understand...
- Ben pek emin değilim... yani anladığınızdan...
I'm not sure I understand that part, Mr. Slater.
Bu kısmı anlayamadım Bay Slater.
I'm not all that sure I understand, Colonel.
Anladığımdan emin değilim, Albayım.
I'm not sure you will ever understand what I'm about to show you. But I find myself wanting to.
Kendimi eksik bulmakla birlikte size şimdi göstereceğim şeyi anlayacağınızdan emin değilim.
I'm not sure I understand the question.
- Soruyu anlamadım. - Önemli değil.
I'm not sure Starbuck would understand.
Starbuck'ın anlayış göstereceğinden emin değilim.
I'm not sure Starbuck would understand.
- Baba endişeme katılmıyorsun değil mi?
I'm not sure that I understand.
Kendim bile anladım mı, bilmiyorum.
Michael, I'm not sure I understand.
Michael, anladığımdan pek emin değilim.
I'm sure you'll understand and not be hurt.
Anlayacağından ve incinmeyeceğinden eminim.
I'm not sure I understand.
Anladığıma emin değilim.
I'm not sure I understand it.
Anlayabileceğimden emin değilim.
I'm not sure I understand this.
Anladığımı sanmıyorum.
I'm not sure I understand, michael.
Anladığımdan emin değilim, Michael.
I'm not sure I understand your logic, michael.
Mantığını anladığımdan emin değilim Michael.
Well, I'm still not sure I understand your plan.
Ben hala planınızı anladığımdan emin değilim.
I'm not sure you will understand... but Marika is happy now.
Bir şey söyleyeyim mi? Bilmiyorum anlayacak mısın... Marika şimdi mesuttur.
I'm not sure I understand
# Anladığımdan emin değilim
I'm not sure I understand your question.
Sorunuzu anladığımdan emin değilim.
I'm not sure I understand the question.
Soruyu tam olarak anladığımdan emin değilim.
I'm not sure I understand it.
Anladığıma emin değilim.
- I'm not sure i understand.
- Anladığımdan emin değilim.
I'm not sure I understand that.
Pek anlayamadım.
I'm not sure I understand how.
Nasıl edeceğimizi anlamadım.
I'm not sure I understand what you mean.
Ne demek istediğinizi anladığımdan pek emin değilim.
I'm sure you'll understand I'm not thrilled at the idea of your turning 40 years of my work into your garage sale.
Benim 40 yıllık emeğimi sizin garaj satışı haline getirmeniz fikrini beğenmediğimi anlayacağınızdan eminim.
I'm not sure I understand it. But I like it.
Anladığımı sanmıyorum ama çok beğendim.
Even if you think he knows, even if you're not sure I want you to hang up, you understand?
Bildiğini düşünürsen, kesin emin olamazsan bile, - Telefonu kapat. Anladın mı?
If not, I'm sure Dad will understand how busy you are.
Olmazsa babam yoğunluğuna anlayış gösterir zaten.
Nadine, I'm not sure you're gonna understand this.
- Nadine, anlayacağından emin değilim.
I'm not quite sure I understand, Professor Franklin.
Bunu anlayabildiğimden emin değilim profesör Franklin.
I'm not sure I understand what you mean.
Ne demek istediğinizi anlamadım.