English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Inglês → Turco / [ I ] / I'm on the phone

I'm on the phone tradutor Turco

2,011 parallel translation
I'm lying alone with my head on the phone
¶ Yalnız başıma uzanıyorum telefon avizesi kulağımda.
One morning, during spring break, I hear him on the phone, bagging on me, talking about my "queer ear."
Bir sabah bahar tatilindeyken, onu telefonda konuşurken duydum kulağımın garipliğiyle dalga geçiyordu.
I've just spent the last half-hour on the phone to Ford, reassuring him that my government isn't on the side of the strikers.
- Son yarım saatimi telefonda II. Ford'a, hükümetimin grevcilerin yanında olmadığı güvencesini vererek geçirdim. - Taraf tutmak mümkün.
Hold on, I'm on the phone, okay?
Bir dakika hayatım. Telefondayım.
Becky, I'm on the phone.
Becky, telefondayım.
- Jimmy, I'm on the phone.
Jimmy, telefonla görüşüyorum.
I'm on the phone.
Telefondayım.
I'm checking his cell phone bill, I'm checking the numbers that he was calling on his cell phone bill.
Telefon faturalarına Aradığı numaralara
I'm on the phone. Can you see that?
Telefondayım, görmüyor musun?
- I'm on the phone.
- Telefondayım.
So, normally I stay inside on that day and I draw the blinds and I let the phone ring.
O gün evde kalır, perdeleri kapatırım ve telefonları açmam.
Well, I did the triangulation on that phone - - You know, the one that our hote l-room-torching mystery man Was using?
Telefonun yerini saptamaya çalıştım - - biliyorsun, hani şu hotel odasını yakan gizemi herifin... kullandığı vardı ya?
Jack, I can't get a locate on the number you called from this phone.
Jack, aradığın numaradan bir yer tespiti yapamadım.
I'll get on the phone tomorrow.
- Yarın ararım.
I'll blog my cell phone on it, you can call me when I give you my T-Mobile rollover minutes... put you on my fave five - that way you can give it to me live over the phone.
T-Mobile'da bedava konuşma hakkım olduğunda ara. Seni favori listeme eklerim bana numaranı söylersin.
And I turned the ringer off on the home phone so I could sleep.
Uyuyabileyim diye de ev telefonunun sesini kıstım.
I've been trying to get you guys on the phone, so I'm exhausted.
Sizlere telefondan ulaşmaya çalışıyordum o yüzden bitkinim.
Well, perhaps that's because I'm busy doing my job And I don't have all day to spend talking on the phone.
Belki de işimle çok fazla meşgul olduğum için tüm günü telefonda geçirecek kadar vaktim yoktur.
I was on my phone and I drove right past the store.
Telefondaydım ve marketin önünden geçip gitmişim.
I get on the phone to Jennifer, and I say to her, it's not worth what I'm putting you and the family through, and I'm ready to come home.
Jennifer'ı aradım ve ona sana ve aileme bunları yaşatmaya değmezmiş eve dönmeye hazırım " dedim.
I ’ ve been trying to get Captain Frost up at state on the phone. No luck.
Eyaletten Komiser Frost'a ulaşmaya çalışıyorum ama, şimdilik başaramadım.
- I'm talking on the phone.
- Telefondayım.
It's Sammy. Hey, since I have you both on the phone, can we please figure out where we're going for vacation?
Hazır ikinizi telefonda yakalamışken sorayım,... tatile nereye gideceğimize karar verebilir miyiz, lütfen?
I have to go, okay? I've been on the phone with you now for 30 minutes. I've got to go, honey.
Gitmem gerek.. 30 dakikadır telefondayım
But I could tell on the phone that something's going on.
Telefondaki ses tonundan, bir şeyler olduğunu anladım.
Plus I think the dealers... are deceiving you on the phone.
Sanırım bu kaçakçılar seni telefonda kandırıyorlar.
I was on the phone.
Telefondaydım.
I was on the phone with Lloyd Simcoe.
Lloyd Simcoe'yla telefondaydım.
That's Benjamin on the phone. I'm just going to pop next door. Okay?
Benjamin telefonda, komşuya kadar gidiyorum tamam mı?
I'm on the phone with Kitty.
Kitty'le telefondayım.
Sarah, Holly and I have been on the phone all morning going over the financials with a loan broker.
Holly ve ben tüm sabah bir borç komisyoncusuyla finansal dökümanlarımızı gözden geçirdik.
- I'm not even on the phone.
- Yapma, telefon açık bile değil.
I'm on the phone!
Telefondayım!
And I'll call you on the phone and we can talk about it tonight, okay?
Seni ararım. Akşam konuşuruz.
I was on the phone, alright?
Telefonla konuşuyordum, tamam mı?
I'm the last person on earth to not own a cell phone.
Dünyada cep telefonu olmayan tek kişi benim.
I can't get them on the phone. - They won't return my messages.
Onlara telefondan ulaşamadım ve mesajlarıma cevap vermiyorlar.
Although if I didn't know any better I would have sworn she was on the phone with you.
Hatta bilmesem telefonda seninle konuşuyor sanırdım.
As I explained to the lovely woman on the phone, the paintings belong to us. We need to ascertain their disposition.
Telefondaki hoş bayana açıkladığım üzere tablolar bize ait.
And then your dad and I were talking about baby names, and I got on the phone with the bakery, and...
Babanla bebek isimleri hakkında konuşuyorduk telefonla pastaneyi aradım ve...
I'm not even supposed to be on the phone.
Şu an telefonda bile olmamalıydım.
I'm at the Chi-Chi's on route 42, waiting by the pay phone.
Ne demek istiyorsun? Demek istediğim birlikteyken muhteşemiz.
I'm on the phone with my attorneys.
Avukatımla görüşüyorum.
At 6 : 47 a. m., an anonymous phone call was made from a pay phone on the I-15 by an adult male.
Sabah saat 6 : 47'de, I-15 yolundaki ankesörlü bir telefondan isimsiz bir arama yapılmış.
I called on the phone.
Telefon açarım.
I should just check the "Find A Jew" app on my phone.
Telefonumdaki "Yahudi Bul" özelliğini kullanayım.
Come on. I'll hold the phone.
Hadi, telefonu ben tutarım.
I was angry because I was on the phone with some drunk.
Sarhoş biriyle konuşuyor olduğum için kızgındım.
He's not in the phone book, I can't find him on the Internet and I can't do it in the lab, Victor's always there.
Telefon Defteri'nde kayıtlı değil. İnternette de bulamadım. Laboratuvarda yapamam.
I've been on the phone all morning with a funeral director who does a lot of cops.
Daha önceden polislerle çalışmış bir cenazeciyle tüm sabah telefondaydım.
I don't even know if I should be talking on the phone.
Ben de bunları telefonda konuşmalı mıyım onu bilmiyordum.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]