I'm one of them tradutor Turco
2,375 parallel translation
I've called you a lot of things in my life, holly Harper, but "coward" is not one of them.
Hayatımda bir çok sıfat yakıştırdım kendime, Holly Harper, ama "korkak" bunlardan biri değildi.
You asked for help with one of your patients, Even suggesting I would do a better job with one of them, Despite the fact,
Hastalarından biri için yardım istedin hatta benim bile daha iyi yardım edebileceğimi iddia ettin ki şimdiye kadar benden klinik olarak 20 yıl daha tecrübeli olmanla sürekli övünmen gerçeğine rağmen.
I heard a rumor that one of them didn't want me, Didn't think I was right for the part.
Bir tanesinin beni istemediğine dair bir dedikodu duydum bu rol için doğru seçim olmadığımı düşünüyormuş.
I identified three people that I thought could pull it off, and Noah was one of them.
Bunun üstesinden gelebileceğini düşünüp araştırdığım üç kişiden biri Noah'dı.
Fi, there's not a lot of things I can do better than my brother, but hot-wiring a car is one of them.
Fi, ağabeyimden daha iyi yapabildiğim şeylerin sayısı bir hayli az ; ama düz kontak yapmak kesinlikle iyi yaptığım şeylerden.
I'm not the one running them out of town.
Onları şehirden kovan kişi ben değilim.
I think I knew one of them.
Sanırım bir yolunu biliyorum.
I'm gonna kill one of them - - Unless you leave.
Onlardan birini vuracağım - -... tabi eğer ayrılmazsan.
I had a run-in with one of them.
Onlardan birini hakladım.
I presume they'd want you to join one of them Before they'd allow me to offer you much help.
Tahmin ediyorum ki sana daha fazla yardım etmeme izin vermeden önce onlardan birini seçmeni isteyeceklerdir.
I'm sorry, sir, but it has to be one of them.
Üzgünüm efendim ama bunu yapan bizden biri olmalı.
Hell, I had a crush on every one of them girls, including ma.
Gruptaki kızların alayına yanıktım. Anneleri dahil.
I wouldn't be one of them.
Fakat ben onlardan biri olmayacağım.
Good job I'm not one of them.
- İyi ki onlardan biri değilim.
Heroes don't exist, and if they did, I wouldn't be one of them.
Gerçek hayatta kahramanlar yoktur, eğer olsaydı, ben onlardan biri olmazdım.
I'm just real glad your accident wasn't one of them.
Başına gelen kazanın onlardan birisi olmadığı için çok mutluyum.
I guess it's a good thing I'm not one of them, huh?
- Sanırım Diğerlerinden olmamam güzel bir şey değil mi?
Because I'm one of them.
Çünkü bende onlardan biriyim.
But I'm not one of them.
Ama ben onlardan biri değilim.
I'm guessing at least one of them is wrong. Who cares?
Bu da demektir ki testlerden en az bir tanesi yanlış.
I thought that they spotted me there, so I went back to that same bar night after night, hoping that one of them would walk through the door.
Beni orada gözlerine kestirdiklerini düşündüğüm için onlardan birinin geleceğini umarak her gece aynı bara gitmeye başladım.
And when I started telling them about one of my finest jobs ever...
- Ve ben onlara hayatımın en güzel işimi nasıl... gerçekleştirdiğimi anlatmaya başlayıncaya kadar..
I used to be one of them. I'm not anymore.
Eskiden onlardan birisiydim ama artık değilim.
These guys have been one step ahead of me ever since I met them, which is both annoying... clack!
Bu adamlar tanıştığımızdan beri benim bir adım önümdeler. Bu çok can sıkıcı ve onur kırıcı bir şey.
Is it because one of them told Headmaster about our plans, and I won't escape with whoever it is?
Birisi planlarımızdan Müdür'e bahsettiği ve onunla beraber kaçmayacağım için mi böyle söylüyorsun?
I'm not one of the guys who can walk up to women and talk to them.
Ben, kadınların yanına gidip onlarla konuşmaya başlayabilen erkeklerden değilim.
Now just calm down. If one of these pigs takes my wife, I will kill them.
Karımı alırlarsa o domuzlar, ağızlarına sıçarım.
And I ain't calling it a night until I get one of them back.
Ve onlardan birini geri alana kadar bu geceyi geceden saymayacağım.
But I'm not one of them.
Ama ben onlardan birisi değilim.
I told you, I'm not one of them.
Söyledim ya Cartman, ben onlardan biri değilim.
I'm not one of them.
Ben onlardan biri değilim.
I will never be one of them, and if you say it again,
Asla da onlardan biri olmayacağım.
It's a Jesus miracle. You want to lock me in there, because you think I'm one of them.
Onlardan biri olduğumu düşündüğün için beni dondurucuya kilitleyeceksin.
Yeah, I'm one of them.
Ben de onlardan biriyim.
I'm thinking about marrying one of them when I grow up.
Büyüyünce onlardan biriyle evlenmeyi düşünüyorum.
Uh, I've got questions, but that is not one of them.
Şey, sorularım var ama bu onlardan biri değil.
- I've got to save at least one of them.
- En az birini kurtarmak zorundayım.
... I will kick your wives into the cauldron and boil them one by one in front of you and your children.
..karını tekmeleyip cocuklarının önünde onu yakacağım.
I let one of them alive as told by you.
Söylediğiniz gibi birini sağ bıraktım.
So, what I'm gonna suggest is that we contact your parents, let them know what's going on, and then we refer you to one of our outpatient services.
Peki, ailenle temasa geçersek, neler olduğunu onlara anlatacağım, ve sonra seni bir poliklinik hizmetine sevk edeceğim.
I can scam one of them tires off that old school bus those freaks got Whatever It takes.
Sanırım halledebilirim
I'm not one of them.
Ben onlardan değilim.
- Hey, I'm like one of them.
Ben de onlardan biri gibiyim.
I licked every one of them.
Her birini tek tek yaladım.
I saved every single one of them.
Her mektubunu sakladım.
No matter how I've tried, and I have tried... to fit in, xxx I will never be truly one of them.
Uyum sağlamak için ne kadar uğraşsam, ki bayağı çabaladım hiçbir zaman gerçek anlamda onlardan biri olmayacağım.
And I don't know if it was Delaney or Bonnie, but one of them starts, * * Oh, my Lord. * *
diyoruz * * * * Güzel Tanrım!
One of them was a Slytherin and he was the bravest man I've ever known.
Biri Slytherin'di. Bugüne kadar tanıdığım en cesur adamdı.
I must surprise a band of thieves and burn them alive one by one in a symphony of shrieks.
Hırsızlara süpriz yapmalıyım Ve bütün zalimleri bir bir yakmalıyım.
There was a couple of things but I moved them into a different one'cause it made more sense that way.
Yani birkaç parça bir şey vardı ama onları başka bir yere taşıdım.
Well, I feel silly saying this now, but ah, someone said, one of them was Will.
Aptal gibi inandım bende. Ama birisi "Will de oradaydı" dedi.
i'm one 27
i'm one of you 35
i'm one of the good guys 22
one of them is 20
one of them 249
of them 508
i'm off to work 42
i'm older 22
i'm on it 1571
i'm on my way home 39
i'm one of you 35
i'm one of the good guys 22
one of them is 20
one of them 249
of them 508
i'm off to work 42
i'm older 22
i'm on it 1571
i'm on my way home 39
i'm on my way 1303
i'm outside 63
i'm out 1275
i'm only human 33
i'm only joking 44
i'm okay 3366
i'm on vacation 71
i'm off 629
i'm on fire 81
i'm okay with it 51
i'm outside 63
i'm out 1275
i'm only human 33
i'm only joking 44
i'm okay 3366
i'm on vacation 71
i'm off 629
i'm on fire 81
i'm okay with it 51
i'm over it 187
i'm older than you 37
i'm onto you 39
i'm offended 32
i'm outta here 228
i'm on duty 83
i'm old 187
i'm out of it 19
i'm on my own 63
i'm on your side 301
i'm older than you 37
i'm onto you 39
i'm offended 32
i'm outta here 228
i'm on duty 83
i'm old 187
i'm out of it 19
i'm on my own 63
i'm on your side 301