English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Inglês → Turco / [ I ] / I'm out of a job

I'm out of a job tradutor Turco

261 parallel translation
I'd just as soon be out of a job one place as another.
Ha burada işsiz kalmışım, ha başka bir yerde.
When I realise I'm not an officer and a gentleman any more, I'm just another soda jerk out of a job.
Artık bir subay olmadığımın, sadece işten çıkmış bir tezgahtar olduğumun farkına vardığımda.
I GOT AN OFFER OF A JOB OUT HERE.
uzakta biryerden iş teklifi aldım.
That means I'm out of a job.
Bu ben işimi kaybediyorum demektir.
- Oh, friend of mine - a fella I used to work with in a stock company - brought her out here a couple weeks ago... and asked if I could give her a job.
- Oh, bir arkadaşım - Şirkette birlikte çalıştığımız bir arkadaş - O'nu bir kaç hafta önce buraya getirdi... ve benden O'na iş vermemi istedi.
I had a little job to take care of if I got out.
Buradan çıksaydım küçük bir iş çevirecektim.
I'm practically out of a job now.
Şu an işsiz biri sayılırım.
I got a chance to get out of that crummy job, and I ain't gonna miss it.
Bu berbat çöplükten uzaklaşma fırsatı buldum. Bunu kaçırmayacağım.
You did a fine job, pal, but I'm afraid this is the only thing that'll get both of us out of here.
İyi iş çıkardın dostum, ama korkarım ikimizi de buradan çıkarmanın tek yolu bu.
I had the job of checking out that woman, and I had to investigate her possible responsibility for the plane crash which resulted in a lot of money.
Bu kadını soruşturma işini almıştım arkasında bolca para bırakan uçak kazasıyla olası ilişkisini soruşturmam gerekiyordu.
I would tell what happens to people who are poor... and uneducated and automated out of a job who stand in long fucking lines talking to little people like you with delusions of power...
Upuzun iş bulma kuyruklarında, bütün gün güce tapma refleksiyle sizin gibi küçük insanlarla konuşan fakir ve eğitimsiz halkın başına neler geldiğini anlatacaktım.
Then I ran out of cash and had to take a job testing jets.
Param suyunu çekince jet test pilotluğu yapmaya başladım.
Uh, but he realized, I'm sure, there's no question, he realized he was part of a big job that had to be done, and he was gonna do it the way he did everything... full out.
Ama fark etti ki, çok eminim, hiç şüphesiz fark etti ki yapılması gereken büyük bir işin bir parçasıydı ve ne olursa olsun üstüne düşeni layıkıyla yapacaktı.
And if I farted upwind, I'd be out of a job in an hour, wouldn't I?
Rüzgara karşı osursaydım, bir saat içinde işsiz kalırdım, değil mi?
Do you know what my chances are if I'm out of a job?
İşsiz kalırsam şansım ne olur, biliyor musun?
As if you'd find a job because I'm throwing you out of the store.
Asıl sen bul, seni dükkandan atacağım.
I'm out of a job.
İşimi kaybettim.
As my representative, well, Teddy, I ´ m afraid you ´ re out of a job.
Menajerim olarak, Teddy, seni kovuyorum.
If I don't do something quick, I'm out of a job.
Hemen bir şey yapmazsam işimi kaybedeceğim.
Well, I do sandpaper the stains out of your shirts and battle your socks and underwear into the washing machine, but I guess that is more of an adventure than a job.
Şey tişörtünün üstündeki kirleri zımparalıyorum, çoraplarını ve iç çamaşırlarını çamaşır makinesine atmak için mücadele veriyorum, sanırım bu işten çok daha fazla bir macera olarak tanımlanabilir.
Now listen, the day that I have to get a job, is the day that I walk out of this house.
Şimdi dinle, bir iş bulmak zorunda olacağım gün bu evi terk edeceğim gündür.
If it wasn't, I'd be out of a job, but I'd give it up tomorrow to live in a world without crime.
Öyle olmasa, işsiz kalmıştım, fakat suçsuz bir dünyada yaşamak için işimi yarın bırakabilirdim.
THEN AFTER A WHILE, I GOT A JOB OUT TO THE PRISON, TAKING CARE OF THE GENERATORS.
Bir süre sonra, hapishanedeki jeneratörlerin bakımını yapmaya başladım.
I should get a case of oil out of you for a 300 buck job.
- 300 dolara - bir sandık yağ alırdım yahu.
Anyhow, this is why I ´ m saying maybe... now this isn ´ t the best time for you to be out of work or starting a new job.
Bu yüzden sana, belki de şimdi işten ayrılmak ve yeni bir iş bulmak için uygun bir zaman değil, diyorum.
If Highway Patrol hears about that, I'm out of a job!
Trafik polisi bunu duyarsa, işimi kaybettim demektir.
I guess I'm out of a job.
Galiba artık bir işim yok.
But if I get caught I'm out of a job.
Fakat yakalanırsam, işten atılırım.
No, man,'cause if I did, then I'd be out of a job.
Hayır dostum, çünkü bunu yaparsam anında işsiz kalırım.
If you drink any of that, I'm out of a job.
O sudan yutarsan, işimi kaybederim.
I can't take you. They find out you rode my cab, I'm out of a job.
Taksimi kullandığını öğrenirlerse işten atarlar.
If you're seen in here, I'm out of a job.
Seni burada görürlerse, işimden olurum.
I'll make a hell of a good job of them, I'll set me rods out, rod'em out for you, whatever you want.
Şu çelik çubukları yerleştirdim mi ne lazımsa yaparım.
You keep that pretty little figure of yours, get yourself a job... and do exactly what your parole officer tells you, and I'll let you out of that halfway house, okay? Okay.
O hoş tavrını koruyup kendine bir iş bul ve şartlı tahliye memurun ne diyorsa onu yap ben de rehabilitasyon merkezinden çıkmana izin vereyim, tamam mı?
You keep this up, I'll be out of a job.
Eğer böyle devam edersen işsiz kalırım.
And quite frankly, for my first time out, I think I'm doing a hell of a job.
Açıkcası, bu ilk denememde, çok iyi bir iş çıkarıyorum.
Or i'm out of a job, and you're on your way back to Palookaville, Minnesota... shoveling snow and sharpening skates.
Yoksa ben aradan çekilirim ve sen de evine Palookaville, Minnesota'ya buzu temizleyip patenleri bileylemeye dönersin..
I must know, am I out of a job?
Bilmek zorundayım, işten çıkarıldım mı?
I'm out of a job too.
Ben de işimi kaybettim.
I was out sick this week and I'd like to take this opportunity to express my gratitude to Gil Chesterton and to my brother Niles for doing such a great job of filling in for me.
Bildiğiniz gibi haftanın büyük bir kısmında hastaydım. Ve bu vesileyle yerime bakarak harika bir iş çıkarttıkları için Gil Chesterton ve kardeşim Niles'a en içten şükranlarımı sunuyorum.
I lost the factory. The town's going under, and I'm out of a job.
Fabrikayı kaybettim, kasaba batıyor ve ben işsiz kaldım.
I hope you're right, even though it will mean I'll be out of a job.
Umarım doğrudur, hatta işimden olsam bile.
I'm out of a job.
İşsiz kaldım. Tüm parayı kestiler.
I'm soon to be out of a job.
Yakında işten kovulacağım.
I get attacked by this sick twist, I've lost the case, I'm out of a job.
Hasta çocuk üzerime saldırdı, davayı kaybettim, işten atıldım.
OK, I'm going out of town on a job. I'll call.
Tamam, Bir iş için kasaba dışına çıkıyorum.Arıyacağım.
So today, while the rest of you were out being different, I did a very good job of fitting in.
Bugün siz farklı davranırken, ben uyum sağlamak adına çok iş yaptım.
I'm out of a job next week anyway.
Haftaya zaten işsiz kalacağım.
The next day every schoolgirl in London was wearing glitter eye make-up. And I was out of a bleeding job.
Bir sonraki gün, Londra'daki her okullu kız parıltılı göz makyajı yapıyordu ve kanayan bir işin dışında kalmıştım.
I'm out of a job.
Sanırım burdaki işim bitti.
I'll be out of a job.
İşsiz olacağım.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]