I'm ready to die tradutor Turco
180 parallel translation
Sometimes I feel like if I just had me a stylish dress to be buried in I'd be ready to find me a nice place to lay myself down in and die. Get out of the way.
Bazen diyorum ki, gömülmek için şık bir elbisem olsa güzel bir yer bulup yatarım ve ölürüm.
I expected to die, I was ready to die.
Ölümü bekliyordum, ölmeye hazırdım.
You think I want to end up like Ben, punchy, with a blood clot on the brain, ready to die any day...
Sonumun, Ben gibi olmasını mı istiyorum sanıyorsun? Başımda bir kan pıhtısıyla her an ölmeyi beklemek ya da, bir çıkmaz sokakta sırtımdan kurşunlanmak mı istiyorum sanıyorsun?
Just because I'm killing myself Over that dumb brother of mine Doesn't mean I'm ready to die for anyone else.
Kendimi kardeşim için heder edişim başka biri için ölmeye hazır olduğum anlamına gelmez.
I suppose it is a failing of mine that I've never been interested in war, in politics, in the loss or gain of territory, in all those terribly serious matters for which men ought to be ready to die.
Ben... Sanırım bu benim eksikliğim ki ben hiçbir zaman savaşla, politikayla ilgilenmedim toprak kaybetmeyi veya kazanmayı ölüme hazırlıklı olması gerekenlerin şu çok ciddi meselelerine de ilgi duymadım.
When I'm ready to die, you can be my pardner.
Öldüğüm zaman ortağım olabilirsin.
I seem to remember you and my wife were ready to leave me to live and die by myself.
Görünüşe göre, sen ve karımın beni kendi başıma yaşamaya ve ölmeye terk etmeye hazır olduklarını anımsıyorum.
I'm not ready to die.
Ölmeye hazır değilim.
But I'm not going to mourn you, to live as a Yakuza does, you must be ready to die.
Bir yakuza gibi, ölüme hazır yaşaman gerektiği için, yasını tutmayacağım.
I was ready to die for the cause
Bu gaye uğruna ölmeye hazırdım.
I'm ready to die at any time.
Her an ölmeye hazırım.
I'm not ready to die yet.
Ölmeye henüz hazır değilim.
- I'm also ready to die.
- Ben ayrıca ölmeye de hazırım.
"I am ready to die for you!"
"Sizin için ölmeye hazırım!"
I'm ready to die!
Ölmeye hazırım!
I'm ready to die.
Ölmeye hazırım.
And I'm about ready to die.
Ayrıca ölmek üzereyim.
I'm not ready to die!
Ben ölmeye hazır değilim.
I'm not ready to die yet... as I have no friends in heaven!
Ölmek için hazır değilim... cennette hiç dostum yok!
Don't worry, Akane, I'm not ready to die yet.
Endişelenme Akane, henüz ölmeye hazır değilim.
Well, I guess I'm not ready to die for the cause.
Şey, sanırım bunun için ölmeye hazır değilim.
I'm ready to die!
ÖImeye hazırım!
I am ready to die, if you die one day
Bir gün ölürsen, ben de seninle birlikte ölmeye hazırım.
I think I did it because Ellie ain't ready for her pet to die.
Ellie, hayvanının ölümüne hazır olmadığı için yaptım.
I am ready to die.
Ben ölmeye hazırım.
After all this time, I was ready to kick back, grow old and die.
Bunca yıldan sonra, burada kalıp yaşlanarak ölmeye hazırdım.
I'm ready to die for you.
Sizin için ölmeye hazırım.
You know, I spent my whole life getting ready for Starfleet, and on my very first mission, I'm going to die.
Biliyor musun, bütün hayatımı Yıldız filosu için hazır olmaya çalışmakla geçirdim, ve ilk görevimde, öleceğim.
I hope you're ready to die.
- Umarım ölmeye hazırsındır.
I'm, uh... getting ready to die.
Ben, ah,... ölmeye hazırlanıyorum.
Still I'm not ready to die just yet.
Ama hâlâ,... ölmeye hazır değilim.
I'm not ready to die!
Daha ölmeye hazır değilim!
I am ready to die if necessary to prove my innocence
Masumiyetimi kanıtlamak için gerekiyorsa ölmek için hazırım
I was scared to die. Now I am ready to let go.
Ölmekten korkuyordum ama şimdi kendimi bırakmaya hazırım.
I'm ready to die, baby.
Ölmeye hazırım oğlum.
I'm ready to die for both of them.
Ben onlar için ölmeye hazırım.
I've always been ready to die for my country but never to kill for her.
Ben her zaman ülkem uğruna ölmeye hazırdım ama asla onun uğruna öldürmeye değil.
So uh, should I get ready to die?
Eee, ölmeye hazır olmalı mıyım?
I was ready to die anytime.
Her an ölmeye hazırdım.
If I'm not ready to die when he comes, I'll become increasingly desperate.
O geldiğinde ölmeye hazır değilsem çaresizliğim gittikçe artar.
Certain things you never expect people to say, I think I'm ready to die.
Bazı şeylerin insanların ağzı çıkmasını hiç beklemezsiniz. Sanırım ölmeye hazırım.
You were ready to die with vexation when you thought I would not be Mrs. Grandcourt.
Bayan Grandcourt olmayacağımı düşündüğün zamanlar o kadar endişeliydin ki ölebilirdin.
I am ready to die for it
Onun uğruna ölmeye hazırım
Victor, I'm not ready to die yet, - I'm miserable.
Bak Victor, daha ölmeye hazır değilim.
I am ready to die for you.
Sizin için ölmeye hazırım.
I'm not ready to die yet.
Ölmek için henüz hazır değilim.
"There's been a mistake. It's not my time. I'm not ready to die."
"Bir yanlışlık olmuştur, daha zamanım dolmadı, ölmeye hazır değilim"
I help people live who aren't ready to die.
Ölmeye hazır olmayanların yaşamasına yardım ediyorum.
I guess he's ready to die.
Sanırım ölmeye kendini hazır hissediyor.
- I'm not ready to die just yet.
- Ölmeye henüz hazır değilim.
- But I'm not ready to die!
- Fakat ben ölmeye hazır değilim!
i'm ready 1727
i'm ready to work 23
i'm ready for you 24
i'm ready to go 117
i'm ready when you are 33
i'm ready to talk 28
i'm ready now 64
i'm ready for it 19
i'm ready for anything 22
i'm ready for this 17
i'm ready to work 23
i'm ready for you 24
i'm ready to go 117
i'm ready when you are 33
i'm ready to talk 28
i'm ready now 64
i'm ready for it 19
i'm ready for anything 22
i'm ready for this 17
to die 104
i'm running late 104
i'm rich 130
i'm running 56
i'm really sorry 2069
i'm right here 1310
i'm really good at it 17
i'm really sorry to hear that 26
i'm really tired 107
i'm right behind you 204
i'm running late 104
i'm rich 130
i'm running 56
i'm really sorry 2069
i'm right here 1310
i'm really good at it 17
i'm really sorry to hear that 26
i'm really tired 107
i'm right behind you 204