I'm saying it now tradutor Turco
249 parallel translation
But if we're going on together, as you said in Paris... I'm saying it now, we've got to beat it right back home where we belong.
Paris'te söylediğin gibi, eğer bu yola beraber devam edeceksek şimdi şana sunu söylüyorum, hemen buradan ayrılıp evimize, ait olduğumuz yere dönmemiz gerekiyor.
I'm saying it now.
Ama söylüyorum işte.
Now, I'm not saying it is a tie... but if it were a tie, there wouldn't be another one like it in the world.
Kravat olduğunu söylemiyorum ama kravat olsa bile dünyada onun gibi bir tane olmazdı.
Not the way I'm saying it to you now. Oh, now, look.
İIk defa şimdi sana söylüyorum.
I'm saying it now for all the years we'll have to wait.
Beklemek zorunda kalacağımız yıllar için şimdiden söylüyorum.
- So are we ¡ Now, you've heard us night after night saying, "I am an alcoholic." It's a big step forward.
- Hepimiz öyleyiz! İnsanları dinledin her gece birisi çıkıp "ben alkoliğim" diyor. Bu çok önemli bir adım.
Now I said it, and I'm saying it again.
Daha önce söyledim şimdi de söylüyorum.
Well, I'm saying it now.
Ama şimdi söylüyorum.
I'm saying it, now.
Şimdi ben ediyorum.
Now, gentlemen, I'm not saying that this will be the easiest party that we've ever attended, but I still wouldn't miss it for the world.
Şimdi, beyler, bunun giriştiğimiz en kolay iş olduğunu söylemiyorum, ama, dünya için bunun üstesinden gelmeliyiz
I'm saving you a lot of time and pain by saying it now.
Zaman ve emeğini boşa harcamaman için söylüyorum.
I'm sure they did. I mean, all right, now you're saying that people today wouldn't get it.
Şimdi diyorsun ki günümüzde insanlar bunu anlamazlar.
I mean, I can see it now, the actress saying to me, "Excuse me, but I think that's my knife in your back."
Şimdi aktristin bana "afedersiniz ama sanırım sırtınızdaki benim bıçağım" deyişi gözüme geliyor.
- I'm saying it now!
- Şimdi söylüyorum işte!
Now, what I'm saying... is that it came from your wig... and not from -
Bak, benim fikrimi sorarsan o saç senin peruğundan gelmiş olmalı. Peki senin şu- -
Now, I'm not saying it's bad to be a girl.
Kızları güçsüz yaptılar.
Why don't you say so? I'm saying it now...
- Niye başta söylemedin?
Now, he can sign a piece of paper saying I'm nuts, but it's only a piece of paper.
O benim deli olduğumu söyleyen bir kâğıt parçası imzalayabilir ama o yalnızca bir kâğıt parçası olarak kalır.
'Cause I'm younger, you know, and just like ABCB's Master was saying I'm afraid that maybe I can't possibly know how hard it is for you right now...
Şeyy... seni mutlu etmek için gözyaşları nedir bilmezdim yapabileceğim... başka bir şey var mı... diye merak ediyordum fakat yoğun biçimde yaşamak istiyorum. Senden küçük olduğum için, bir de ABCB'deki Usta demişti ya büyük ihtimalle senin nasıl bir dönemden...
So it'd be just like my life now except I'd have gold in both fists and I'd be saying, "Yippee, yippee."
Yani şu anki hayatım gibi olur....... tek farkla iki avucumda da altınla "yuppi-yuppi" diyor olurum.
And though completely in her and in what he was saying it was in completed sintonia with his character, I am convinced now of what the Mlle. Sainsbury Seale what we know, and the Mlle. Sainsbury Seale what went to you, M. Blunt...
Yaptığı ve söylediği her şey, karakterine uygun gözükse de artık eminim ki bizim tanıştığımız Matmazel Sainsbury Seale ve Mösyö Blunt'la karşılaşan Matmazel Sainsbury Seale...
Now I'm not saying that you must lose yours, but uh... just ponder it a bit, that's all.
Bekaretini kaybetmelisin demek istemiyorum. Ama bunu bir düşün sadece.
So it's really hard to say, you see what I'm saying now?
Anlatması gerçekten çok zor, ne söylemek istediğimi anlıyorsun.
I'm saying it now.
Şimdi söylüyorum.
- Now I'm saying it.
- Şimdi de ben söylüyorum.
And maybe the only reason I can do it right now... is because I know you don't understand a word I'm saying.
Şu anda kendimi ifade edebiliyorum, çünkü dediklerimin bir kelimesini bile anlamıyorsun.
Now, I'm not saying it's yours I just wanna know if I should change parking lots.
Şimdi, onun size ait olduğunu söylemiyorum sadece park yerimi değiştirmelimiyim diye sordum.
I'm only saying it's twice a week from now on.
Bundan sonra haftada iki kez diyorum, o kadar.
- I'm saying it's now.
- Şimdi evleneceğiz diyorum.
Dear Ilona, I now hear clearly what "Gloomy Sunday" is saying I won't wait for the last bucket of shit I will do as Andras did I never really learned to fight, and anyway, it's too late
"Sevgili Ilona,..." Hüzünlü Pazar "ın söylediği şeyi artık net olarak duyabiliyorum." "Son damlayı beklemeyeceğim. Andras'ın yaptığını yapacağım."
I'm saying it now.
Şimdi söylüyorum işte.
I'm just saying, you know, it's nice validation to know that they want me, but I don't wanna start a whole new job now that we're doing this baby deal.
Beni istediklerini bilmek güzel diyorum sadece. Ama bebek olayı varken de yeni bir işe başlamak istemiyorum.
Now, I'm not saying Jezebel's easy... but before she moved to Sodom it was known for its pottery.
Nasıl gidiyor? Jezebel kolay lokma demiyorum ama Sodom'a taşınmadan evvel orası çanak çömleğiyle biliniyordu.
Now, I'm not saying this is gonna happen in the next couple of years, but it will happen.
Bu önümüzdeki birkaç yıl içinde olacak demiyorum.
Ten years from now, 20 years from now... what I hear people saying, or I would want people to say, and it's simple... that if Michael Jordan was still playing the game of basketball,
Bundan on yıl sonra, 20 yıl sonra... insanların şöyle dediğini duyacağım, ya da şöyle demelerini isterim, bu çok basit... Eğer Michael Jordan hala basketbol oynuyor olsaydı, domine ederdi.
- Now I'm saying it.
- Şimdi söylüyorum.
"But I can't keep myself from saying it now"
"Ama ben şimdi bunu demekten alamadım."
Hey. I'm just saying, if it's really that important to you, I think I'll get half now.
Bu mesele senin için o kadar önemliyse yarısını şimdi alayım.
OK, I know it seems completely unlikely you understand a word I'm saying, but I've gone about as far as I can go at this particular pace, so, with your permission, I'm gonna fall down now.
Tamam, bu söyleyeceğim söz sizin anlayabileceğiniz birşey değil ama, bu olayda gidebileceğim kadar yol gittim ve izninizle, şimdi yere yıkılacağım.
I know what I'm saying might sound cruel but I think it's better if you don't go to your Ginny now.
Biliyorum, söylediğim acımasızca gelebilir ama bence Ginny'nize şimdi gitmeseniz daha iyi olur.
I'm not saying we shouldn't have, but we're not gonna do it now.
Yapmamamız gerektiğinden değil ama, şimdi zamanı değil.
I'm just saying you sprung this on me, and now all of a sudden, it's decided.
Söylemeye çalıştığın şey bu mu? - Sadece pat diye söyledin diyorum. Ve her şeye birden karar verilmiş oldu.
"Debra is outnumbered by the kids 3-to-1, so I've had to help out, so now it's even." So you're saying that you are worth two of me.
"Debra çocuklara karşı üçe bir mağluptu, ben yardım edince durum eşitlendi." Yani, iki tane ben ettiğini söylüyorsun.
And I guess she's doing it again now,'cause there's no way that I would be sitting here saying these things I can't believe are coming out of my mouth.
Ve sanırım bunu gene yapıyor, çünkü bunun başka bir yolu yok burda oturup bu şeyleri söylemememin ağzımdan çıkanlara inanamıyorum.
I'm just saying, it's been a week and a half now and all you've done is sit around the apartment.
Diyorum ki, bir buçuk hafta oldu... tek yaptığın evde oturmak. Bu iyi değil.
I'm just saying, until now, I had forgotten how much I hate it when plans go to hell on my watch.
Şimdiye kadar, ben iş başındayken sorun çıkmasından ne kadar nefret ettiğimi unutmuştum.
When I saw you, I thought, "She looks great," but I didn't say anything so I'm saying it now.
Ama hiçbir şey demedim. O yüzden şimdi söylüyorum.
Her father could have died in November, or Thanksgiving could have been really special for them, but I go with the birthday, and validate it now as if I knew by saying,
Babası Kasım ayında ölmüş olabilirdi veya şükran günü onlar için gerçekten çok önemli olabilirdi. Fakat doğum gününü duyunca bunu sanki biliyormuş gibi davrandım ve ona babasının "Mutlu Yıllar" dilediğini söyleyerek bunu onayladım.
Now, I'm not saying that I can't handle it, but obviously... things happen.
Bununla başa çıkamayacağımı söylemiyorum. Ama bir şeyler olduğu aşikar.
Yes, and thank you for saying it Now I don't have to
Evet, onu söylediğiniz için teşekkür ederim. Şimdi ben söylemek zorunda olmayacağım.
With some saying it was me and others saying not here I am, five years now, waiting for the judge to decide.
Kimi beni suçlayıp kimi de suçlamazken işte buradayım, beş yıldır hakimin karar vermesini bekliyorum.
i'm saying 521
i'm saying nothing 21
i'm saying no 19
i'm saying that 38
i'm saying it 35
i'm sure 2891
i'm sorry 82539
i'm so sorry 10867
i'm sorry to bother you 274
i'm sorry for your loss 289
i'm saying nothing 21
i'm saying no 19
i'm saying that 38
i'm saying it 35
i'm sure 2891
i'm sorry 82539
i'm so sorry 10867
i'm sorry to bother you 274
i'm sorry for your loss 289
i'm sorry i'm late 336
i'm sorry to hear that 634
i'm sorry to disturb you 87
i'm sorry you feel that way 75
i'm so proud of you 522
i'm sorry for you 57
i'm sorry about yesterday 47
i'm sorry about your dad 26
i'm sorry to disappoint you 60
i'm sorry about last night 90
i'm sorry to hear that 634
i'm sorry to disturb you 87
i'm sorry you feel that way 75
i'm so proud of you 522
i'm sorry for you 57
i'm sorry about yesterday 47
i'm sorry about your dad 26
i'm sorry to disappoint you 60
i'm sorry about last night 90