I'm so sorry to interrupt tradutor Turco
75 parallel translation
Yes, I know. I'm awfully sorry to interrupt this way... but it's so hard to get to see you the regular way, and... this will only take a minute, really.
Evet, farkındayım ve bu şekilde böldüğüm için son derece üzgünüm ama normal yollardan sizi görmek çok güç, ayrıca bu sadece bir dakikanızı alacak, gerçekten.
I'm so sorry to interrupt you while you're busy writing letters.
Meşgulsün, mektup yazmanı böldüğüm için üzgünüm.
I'm so sorry to interrupt you.
Rahatsız ettim, üzgünüm.
I'm sorry to interrupt your meal, but... how can you all be so jovial after our near miss?
Yemeğinizi böldüğüm için özür dilerim ama... Böyle bir olaydan sonra nasıl bu kadar dost canlısı oluyorsunuz?
I'm so sorry to interrupt you but I'm kind of looking for a fresh face next.
Özür dilerim. Lafını böldüğüm için üzgünüm ama yeni bir konuşmacı arıyordum.
Sorry to interrupt, but I have got a gun pointed at this officer's head, so I'm sure you're aware the procedure is to stay calm, don't inflame the situation and listen.
Böldüğüm için üzgünüm ama bu memurun başına bir silah doğrulttum,... o yüzden eminim hepiniz sakin kalmanız gerektiğini biliyorsunuzdur,... olayı alevlendirmeyin ve dinleyin.
I'm so sorry to interrupt your evening.
Özür dilerim, gecenizi böldüm.
- I'm so sorry to interrupt, David.
- Kestiğim için üzgünüm David.
I'm so sorry to interrupt. That scarf is just beautiful.
Rahatsız ettiğim için özür dilerim ama eşarbınız çok güzel.
I'm sorry to interrupt, Ms. Woods, but are you suggesting that because the number is so large, your client is entitled to more than was agreed upon in the prenup?
Kestiğim için üzgünüm, Bayan Woods, fakat rakam çok büyük olduğu ve müvekkilinize geçmişte kararlaştırılandan... daha fazlası verildiği için mi bunu teklif ediyorsunuz?
I'm so sorry, I don't mean to interrupt, but...
Çok üzgünüm. Sözünüzü kesmek istememiştim.
I'm sorry to interrupt your good time, sir, but your time is up, so you need to- -
Eğlencenizi yarıda kestiğim için üzgünüm ama zaman doldu, bu yüzden...
Sorry to interrupt y'all's recording session, but they had this interview with Skinny Black on TV and look like he had one of these in his studio where he uses, so I thought I'd go out and buy you one.
Kayıt seansınızı böldüğüm için kusura bakmayın. Televizyonda Skinny Black'in bir röportajını gördüm de... çalıştığı stüdyoda... böyle bir şeyi varmış galiba. Ben de gidip bir tane alayım dedim.
I'm so sorry to interrupt. Um.
Böldüğüm için kusura bakmayın.
I'm sorry to interrupt, but my dear friend's daughter is here, and I'm kinda busy with this, so I thought maybe Danny would be able to help you out.
Böldüğüm için üzgünüm ama yakın arkadaşımın kızı gelmiş ve ben meşgulüm bu yüzden Danny sana yardım edebilir.
I'm so sorry to interrupt your dinner.
Yemeğinizi böldüğüm için özür dilerim.
Morales, i'm so sorry to interrupt your sunday, but it's important to establish that mr.
Fakat Bay Kaplan'ın cinayete kurban gittiğini doğrulamak için oldukça önemli.
- I'm so sorry to interrupt.
- Böldüğüm için kusura bakmayın.
I'm sorry to interrupt your dinner, but this means so much to my two friends.
Yemeğinizi böldüğüm için özür dilerim ama bu iki arkadaşım için çok önemli.
Sorry to interrupt, I'm so sorry.
Rahatsız ettiğim için çok üzgünüm.
I'm so sorry to interrupt your pathetic attempt to maintain your youth, but we had plans this evening.
Bu dokunaklı sahneyi jkestiğim için üzgünüm, Ama, bu akşam planımız vardı.
I'm so sorry to interrupt.
Böldüğüm için çok üzgünüm.
- I'm so sorry to interrupt.
Böldüğüm için özür dilerim.
Uh--Out-Outside of- - Uncle trevor, i'm- - I'm so sorry to interrupt,
- Trevor amca, böldüğüm için üzgünüm ama annemin mutfakta hemen yardımına ihtiyacı varmış.
Hey, I'm so sorry to interrupt.
Hey, böldüğüm için üzgünüm.
I'm so sorry to interrupt.
Böldüğüm için çok özür dilerim.
So sorry to interrupt, but I think God wants me to tell you what's going on at that health spa across the way.
Böldüğüm için üzgünüm. Ama sanırım Tanrı, yolun karşısındaki sağlık spasında neler döndüğünü anlatmamı istiyor.
I'm so sorry to interrupt.
Böldüğüm için üzgünüm.
I'm so sorry to interrupt.
- Böldüğüm için üzgünüm.
I'm so sorry to interrupt, but it's very important to these guys that they get their drummer...
Böldüğümüz için üzgünüm ama bu çocukları için davulcularının geri dönmesi.
Hi. I'm so sorry to interrupt.
Böldüğüm için üzgünüm.
I'm so sorry to interrupt.
Kestiğim için çok üzgünüm.
Hi, I am so sorry to interrupt. But I've got to hand her off.
Rahatsız ettiğim için üzgünüm ama çocuğu sana bırakmam lazım.
I'm so sorry to interrupt. It's my dad calling. Do you mind?
Böldüğüm için çok üzgünüm.
I'm so sorry to interrupt, but... more airships are coming.
Böldüğüm için çok üzgünüm, ama... Daha fazla zeplin buraya doğru geliyor.
I'm sorry I had to interrupt, but could you please look at me when you're talking, so I could read your lips?
Özür dilerim bölmek zorundayım, ama benimle konuşurken bana bakabilir misiniz, böylece dudaklarınızı okuyabilirim?
I'm ever so sorry to interrupt, my Lord, but Mrs Bartlett has given a statement that'll clear him.
Böldüğüm için çok üzgünüm Lordum fakat Bayan Bartlett onu serbest bırakacak ifadeyi vermiş.
Oh, my gosh. I'm so sorry to interrupt.
Rahatsız ettiğim için özür dilerim.
I'm so sorry. I'm sorry to interrupt.
Rahatsız ettiğim için özür dilerim.
Daniel, Kara, I'm so sorry to interrupt.
Daniel, Kara, böldüğüm için çok üzgünüm.
I'm so sorry to interrupt, Cary.
Böldüğüm için özür dilerim, Cary.
Oh, I'm so sorry to interrupt, but your girlfriend...
Böldüğüm için üzgünüm, ama kız arkadaşın...
I'm so sorry to interrupt.
Böldüğüm için özür dilerim.
- I'm so sorry to interrupt, I...
- Böldüğüm için üzgünüm.
I'm so sorry to interrupt dinner, all of you looking so so presentable.
Yemeğinizi böldüğüm için çok üzgünüm, hepiniz çok şık görünümlüsünüz.
Sorry, I'm so sorry to interrupt.
Böldüğüm için çok özür dilerim.
Oh, I'm so sorry to interrupt.
Böldüğüm için özür dilerim.
I'm so sorry to interrupt.
Rahatsız ettiğim için üzgünüm.
I'm-I'm so sorry to interrupt.
Böldüğüm için özür dilerim.
I'm so sorry to interrupt, Detective, but we need Perry for an important lottery event.
Böldüğüm için üzgünüm dedektif ama Perry'e önemli bir etkinlikte ihtiyacımız var.
I'm so sorry to interrupt, but I've just heard that my father's been arrested.
Böldüğüm için çok üzgünüm ama duydum ki babam tutuklanmış.