English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Inglês → Turco / [ I ] / I'm sure it is

I'm sure it is tradutor Turco

1,720 parallel translation
I'm sure it is.
Kesin öyledir.
I'm not sure what their deal is, but Marco is doing it for his wife.
Anlaşmalarını bilmiyordum, ama Marco bunu karısı için yapıyordu.
Well, I'm sure it is, but we still need to talk about it.
Eminim yazarsın, fakat hâlâ bu konuda konuşacaklarımız var.
Well, I'm sure whatever it is, I'm all for it.
Her neyse. Dinliyorum.
Yes, I'm sure it is, crusoe.
Eminim öyledir Crusoe.
I'm sure that's not what it is.
Öyle olmadığına eminim.
I'm sure it is.
Eminim öyledir.
I'm assuming the stab injury must be related, and I'm not sure how it happened, but C.O.D. is acute cardiac failure due to freeze trauma.
Bıçaklamasının ölümüyle bir ilgisi olduğunu düşünüyorum fakat şu anda bunu açıklayamam. Asıl ölüm sebebi, aşırı soğukla ortaya çıkan şiddetli kalp krizi.
Well, you know, I'm sure that was lousy. Yeah, it is.
- Berbat bir şey olduğuna eminim.
I'm not sure what it is exactly, but this, this Mig is being followed by one of our - - jets, an F-16.
Tam olarak ne çesit oldugunu hatirlamiyorum ama bu uçak bizim f-16 jetlerinden biri tarafindan takip ediliyor.
I mean, if what you're saying is true, I'm sure it's just'cause they want to know that whoever they give the lead role to can handle the pressure and the responsibility.
Yani, söylediklerin doğruysa başrolde seni düşünmelerin sebebi rolü alacak kişinin o baskıya dayanacak ve sorumluluk alacak seviyede olduğunu düşünmeleridir.
I'm not even sure any of it is real.
Gerçek olduğuna bile emin değilim.
And I'm sure you realize, of course, what complicates things is it wasn't Iran or Iraq who attacked us.
Ve tabi sizde farkındasınız, tabi ki, işleri karıştıran şu bize saldıran İran ya da Irak değildi.
It was pre-planned, I'm pretty sure about that.
Önceden planlı bir iş bu, bundan eminim.
the woman is lying, i'm sure of it.
Eminim ki kadın yalan söylüyor.
The woman is lying, I'm sure of it.
Eminim ki kadın yalan söylüyor.
Now, I'm not sure what the current going rate for thug-for-hire work is, but I'm feeling pretty confident that it's a lot less than this.
Bu "kiralık katil" işinden ne kadar kazanıyorsunuz bilmem ama bu kadar olmayacağını tahmin edebiliyorum.
My life is a speeding train, And I'm not sure where it's headed.
Hayatım hızla akıp gidiyor ve ben nereye yol aldığımı bilmiyorum.
Pretty sure I got parasites from the sushi, but... it's the cost of doing business.
Suşiden parazit kaptığım kesin ama bu da iş yapmanın bir maliyeti.
It was only that I didn't see the simplest way to solve a problem is to be sure you have someone to help you.
Bir sorunu çözmenin en basit yolunun yardım edecek birine sahip olmak olduğunu göremeyişimdi.
Because I'm not sure if it is crooked.
Çünkü eğri olduğundan emin değilim.
So, I'm sure whatever your method is tonight, it's foolproof.
Yani, bu geceki metodun her neyse, hatasız görünüyor.
I'm not sure you understand, Just what is it we're all doing here?
Eminim ki anlamıştır, Tom. Burada tam olarak ne yapıyoruz?
i'm sure what it's gonna do is make it that much more spectacular.
Eminim ki bu, diziyi çok daha muhteşem yapar.
Well, I'm not quite sure that's going to work for the Anglo-Welsh GCSE Board, now, is it?
Bunun not çizergesinde pek işe yarayacağından emin değilim.
- Oh, I'm sure it is.
- Eminim odur.
Thing is, Doctor, no matter what's happening, and I'm sure it's bad, I get that. But Rose is coming back.
Asıl konu şu Doktor, olanların bir önemi yok kötü olduğundan eminim, bunu kabul ediyorum ama Rose geri geliyor.
If the source is a weapon, I'm gonna make sure you never use it.
O kaynak bir silahsa, kullanmana asla izin vermeyeceğim.
If something bad happened, I'm sure we would've... -... heard by now. - What is it?
Abby, kötü bir şey olsa, eminim haberimiz olurdu.
Look, it just, it just means that-that we need money right now and I'm not sure that selling your paintings is-is how we're going to get it.
Bak, sadece, bu paraya hemen şimdi ihtiyacımız var demek. Ve ben senin tablolarını satmanın bunu kazanmamızı sağlayacağını sanmıyorum.
I'm sure that penis is way more scared of you than you are of it.
Eminim o penis senden senin ondan korktuğundan daha çok korkmuştur.
I'm sure it is.
Eminim geleceğim.
I'm sure it is.
Eminim oradadır.
I'm not sure if it's the waves. And that way, I know that there is an object there.
Bu şekilde, önümde bir nesnenin olduğunu fark ediyorum.
Now, I'm not sure what it is.
Ama şimdilik ne olduğunu kestiremiyorum. Şunlar yelkenli mi?
I'm pretty sure the reason they call the justice system "adversarial" is that it is competitive.
Adalet sisteminde, "taraflar" denmesinin oldukça rekabetçi olduğuna eminim.
We don't know for sure, so I'm not gonna believe That this thing is a freaking angel of the lord Because it says so!
Emin olmadan sırf bu şey dedi diye onun tanrının bir meleği olduğuna inanamam!
I mean, I know I still got to go out there and get a job. But, I mean, it sure beats working at the car wash.
Halen gidip iş arayacağım, demek istediğim, bu iş, araba yıkamaktan daha iyi oldu.
And as you well know, I'm not even sure I believe in what it is you claim you're able to do.
Ayrıca bildiğiniz gibi, yaptığınızı söylediğiniz şeye inandığımdan emin değilim.
And when it comes to that, I'm sure that you will be well taken care of in this place.
Ve iş bu noktaya geldiğine göre, eminim sana burada iyi bakılacaktır.
The only thing I'm sure about now... is that from where I'm standing, it's not a bother anymore.
Şu an emin olduğum tek şey... durduğum yer, artık sıkıntı vermiyor.
I'm sure now that you see the situation for what it is, you'll know how to move through it.
Şimdim eminim ki durumun ne olduğunu gördünüz nasıl hareket edeceğinizi biliyorsunuz. Haklı mıyım?
No, I'm pretty sure it is.
Yoo, olduğuna gayet eminim.
At least, I'm pretty sure it is.
En azından, öyle zannediyorum.
This is all very interesting, I'm sure, but none of it explains how you've come to be a disembodied voice in our computer system.
Bunlar çok ilginç, eminim, ama hiçbiri nasıl oldu da bilgisayar sistemimizde bedensiz bir ses oldun, onu açıklamıyor.
WHAT IS IT? I'M NOT SURE.
Emin değilim.
I'm not sure. What night is it now?
Emin değilim.
Told you it wasn't my fault. Uh, Miss Pasternak, while I'm thrilled you're helping Jake with his schoolwork I'm not sure an exorcism is really called for. Uh...
Benim hatam olmadığını söylemiştim.
- And I'm not so sure who it is I'm talking to, who you turned into!
- Senden de emin değilim, kim yolladı seni?
Tommy, Elizabeth is going to be just fine. I'm sure of it.
Tommy, Elizabeth iyi olacak.
And if it's as dull asou say it is, I'm sure- - no, no, no, no, no.
Oldukça sönük birşey gibi bahsediyorsun- - Hayır hayır hayır.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]