English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Inglês → Turco / [ I ] / I'm sure you have

I'm sure you have tradutor Turco

2,675 parallel translation
I'm sure you'll have it figured out by tomorrow.
Yarına kadar cevabı bulacağına eminim.
And I'm sure your tests have come up negative, or you'd have shut me up already.
Ayrıca eminim testlerin de negatif çıkmıştır yoksa çoktan beni susturmuştun.
" - Ses" when it's plural. I'm sure you have several formidable enemies.
Eminim bir sürü düşmanın vardır.
And I'm sure you have plenty of contacts who can inform you of a prisoner being transferred to another prison.
Eminim, bir mahkümun bir hapishaneden bir diğerine transfer... edileceği bilgisini size verebilecek bir sürü tanıdığınız kişi vardır.
I'm sure it must have been horrible for you. I understand.
Eminim senin için çok korkunç olmuştur.
! I'm sure he would have loved to meet you, but he's got a lot going on.
Eminim seninle tanışmaktan hoşlanırdı gitmesi gerekiyordu.
I'm sure, but we can talk about that later because you have some dazzling to do.
Eminim, bunu daha sonra konuşabiliriz. Belli ki senin çıkarman gereken harika işler var.
You want her free, I have to make sure she stays that way.
Eğer onun serbest kalmasını istiyorsanız, düzgün gittiğine emin olmalıyım.
I'll take you into the house soon but first I have to be sure that you do as I say.
Seni birazdan evin içine götüreceğim. Ama önce söylediklerimi yaptığından emin olmalıyım.
When have I - - I'm sure you'd love it
Ne zaman öyle bir şey...?
A tech-savvy guy like yourself, I'm sure you still have it on your phone, right?
Eminim senin gibi birinin hala telefonunda duruyordur.
So anyway, um, I'm sure that you did things very differently in Syracuse, but here, we prefer to have a mental health professional present during interviews with small children.
Herneyse, Syracuse'da olaylara çok farklı yaklaştığınıza eminim. Ama burada küçük çocuklarla yapılan görüşmeler sırasında yanımızda bir ruh sağlığı uzmanı bulunmasını tercih ederiz.
All right, well, if we're gonna have to jack the lock, it's gonna take a minute, and I'm sure you want us out of here as swiftly as possible.
Pekala, kilidi kırmak zorunda kalacaksak eğer biraz zaman alacaktır ve sizin de mümkün olduğunca hızlı bir şekilde buradan gitmemizi istediğinize şüphem yok.
Uh, I-I need to say something to you, and I want to make sure that I'm clear, because I a-apparently have been unclear in the past.
Sana bir şey söylemem gerek ve net konuştuğumdan emin olmak zorundayım çünkü belli ki geçmişte net olamamışım.
You know, I'm not so sure I wouldn't have done exactly what your dad did on behalf of one of my own children.
Biliyor musun, konu benim çocuklarım olsaydı ben de aynı baban gibi davranabilirdim.
Sure, I just think maybe you should give Sarah the benefit of the doubt. I mean, any time the two of you have ever disagreed about anything, she's been right.
Anladım ama belki de bu defalık olsun Sarah'a şans vermelisin yani ne zaman bir konu hakkında anlaşmazlığa düşseniz her zaman o haklı oluyor.
I have no idea how it works, but I'm sure you do.
Nasıl çalıştığını bilmiyorum fakat eminim sen biliyorsundur.
I-I'm not sure. Alicia, if you know your client is attempting to flee the jurisdiction, you have a legal obligation to report that.
Alicia, müvekkilinin yargı alanından kaçmaya teşebbüs ettiğini öğrenirsen, yasal olarak bunu bildirme zorunluluğun var.
... but if you have any more seizures, make sure you let me know right away so I can adjust your carbamazepine.
... eğer bir kriz daha geçirirseniz beni hemen arayın ki karbamazepin düzeyinizi ayarlayım.
I'm sure you haven't planned dinner but rather than have that domino brand pizza pie, I thought we could have an Indian feast, huh?
Akşam yemeğini planlamadığına eminim. Pizza yemektense Hint ziyafeti çekeriz diye düşündüm, uyar mı?
You know, I'm sure you're a nice person, and you have no idea what you've gotten sucked into, but really, I'm not interested.
İyi biri olduğunda ama neye bulaştığının farkında olmadığına eminim ama gerçekten, ilgilenmiyorum.
I'm sure I have no idea what you're talking about.
Neden bahsettiğine dair hiçbir fikrim olmadığına eminim.
- Are you sure? Yeah, between the procedural mistakes the board investigator made, the documented burden suffered by your abandoned patients, yeah, I'm sure I have enough.
Dedektiflerin yaptığı bir araştırma hatası hastalarınla bağını kopardı.
They don't have men's size, but I'm sure the biggest size for boys would fit you perfectly.
Yetişkin ürünleri yok ama büyük boy çocuk ürünleri olur sana.
I'm sure you have the proper documentation for that.
Sizin olduğunu belirten evraklar vardır umarım elinizde.
Now if you'll pardon me, I'm sure you have other people you want to try intimidating, and I have work to do. Please.
Şimdi kusura bakmazsan eminim ki gözünü korkutmak istediğin başka insanlarda vardır..... ve benim yapacak işlerim var.
And I'm not sure you have anything in your box that's gonna do that.
Kutunda bunu sağlayacak bir şey var mı emin değilim.
I'm sure you have, uh, good reasons.
Önemli sebeplerin olduğuna eminim.
But I'm sure the guy you stole it from is happy to have it back.
Onu çaldığın adam da arabayı geri aldığı için mutlu olmuştur.
Frank, I'm not sure this is helping. Well, I have some words that I hope will have an influence on you.
Üzerinde etkisi olmasını umduğum bir kaç kelime de ben edeyim.
I have to make sure you can pay. Madam.
Ödeme yapabileceğinizden emin olmak zorundayım, Madam.
Hey, hang on. I just want to make sure you have all my numbers, okay?
Bütün numaralarımın sende olmasını istiyorum, tamam mı?
I just kind of throw it together on the fly, but sure I'll give you what I have.
Sadece hepsini aynı anda atıp, karıştırdım, ama........ ama yine de size tarifini vereceğim.
You should be aware. I'm not sure what kind of impression you have of me, but in this aspect, I'm not a pushover.
Benimle ilgili nasıl bir izlenimin var bilmiyorum ama bu konuda çok ciddiyimdir.
I'm sure you will have a big success.
Eminim çok başarılı olacaksınız.
I'm sure you will just have a lovely, lovely time.
Eminim çok ama çok güzel zaman geçirirsiniz.
I'm sure you have others, though.
Eminim daha vardır onlardan.
I have recently acquired Marlinspike Hall, and this ship, as I'm sure you're aware, was once part of the estate.
Geçenlerde Mulensar Şatosu'nu aldım. Bu gemi, siz de biliyorsunuzdur, evin bir parçasıydı.
I'm sure you'll have one too.
Senin de bebeğinin olacağına eminim.
I just have to make sure that you got home OK.
Odana sağ salim ulaştığından emin olmak zorundayım.
I'm sure you have a lot on your mind right now, but try not to worry.
Şu an kafanda çok şey olduğunu biliyorum ama takmamaya çalış.
But I'm sure enough that Seth paid you a visit, and we're gonna have to do something about this.
Seni severim Joe. Seth'in sana uğradığına adım gibi eminim ve bu hususta bir şeyler yapmamız gerekecek.
Cases like this don't come around very often. I'm sure I don't have to tell you that.
Siz daha iyi bilirsin ki böyle davalar zor bulunur.
Maybe you should have Señor Levy call the police in Mexico and ask - if they've heard anything... - I'm sure Goat Man's fine.
Belki de Meksika polisinden Sinyor Levy'i aramalısın herhangi bir şey duydularsa...
I left the phone in the office I'm sure you have already called.
Telefonum ofiste kalmış. Eminim aramışsınızdır.
I'm sure you all have something better to do than sit here and listen to some guy who thinks he's cool and educational.
Eminim hepiniz burada oturup havalı olduğunu ve eğitimci olduğunu düşünen bu adamdan daha iyisini yapabilirsiniz.
- I'm sure you have some questions?
- Eminim bazı soruların vardır?
I'm sure you'll have freed yourself by then.
O zamana kadar özgür olacağından eminim. "
we drilled down a whole lot further, hit an underwater lake we got enough water to last us till kingdom come you have no idea what youve done - oh sure i do i got us a nice fat profit
Bu gölün altı bile su dolu canım.. merak etme bitmez Yeterince suyumuz var - Ne yaptığının farkında değilsin
I'm sure you have no trouble attracting men.
Eminim erkekleri etkilemekte sıkıntı yaşamıyorsundur.
You'd have to sign up for the career internship program, which means leaving the school at 11 : 30 every day, which I'm sure has a silver lining, but look, you'd be sacrificing a huge part of your high school experience.
Staj programına kaydolman gerekecek, bu da her gün okuldan 11.30'da ayrılman demek, eminim iyi tarafları vardır, ama, lise tecrübelerinin büyük bir kısmını feda ediyor olacaksın.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]