English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Inglês → Turco / [ I ] / I'm the best man

I'm the best man tradutor Turco

392 parallel translation
One was my girlfriend, and the other was the man I'd thought was my best friend.
Biri kız arkadaşımdı, diğeri de en iyi arkadaşım olduğunu sandığım adamdı.
But we've got to get to this girl... and I'm gonna bring in the best man we ever had. No. Who's that?
Kimmiş o?
He's the best-informed man on angling I've ever met.
Bu konuda şimdiye kadar tanıştığım en bilgili adam.
I shall ever regard him as the best and wisest man. I have ever known.
Onu her zaman tanıdığım en iyi ve bilgili insan olarak sayacağım ve hatırlayacağım.
In a normal situation... I can see where a young man would rebel at the idea of killing his best friend... but this ain't a normal situation.
Normalde... genç bir adamın en iyi arkadaşını öldürmeye karşı çıkmasını anlarım.
Every time I go into the field, I'm the best-equipped man in the regiment.
Alaydaki en donanımlı insan hep benim.
Please believe me, I'm a tired, lonely and unhappy man, but I could be happy here helping the two people I like the best.
Lütfen inan bana, Ben yorgun, yalnız ve mutsuz bir adamım, Fakat burada, çok sevdiğim insanlara yardım ederek mutlu olabilirim.
- I'm the best man for the job.
- Ben işimde en iyiyim.
- Are you sure I'm the best man? - Quite sure.
Doğru seçimin ben olduğumdan emin misin?
He was the best man I ever knew in all my life.
O hayatımda tanıdığım en iyi adamdı.
- I'm the best man.
- Ben sağdıcım.
The best fighting man I know.
Tanıdığım en iyi savaşçı.
I'm a man from Inisfree, and the best man.
Ben Inisfree'li bir adamım. Hem de en iyilerindenim.
"I'm the best man in Inisfree". As if I didn't know that.
Inisfree'nin en iyi erkeği benim diyordu sanki ben bunu bilmiyormuşum gibi.
I suppose the best mainstay a man can have as he gets along in years is a daughter.
Sanırım bir erkeğin yıllar içinde başlıca dayanağı kızı oluyor.
Seeing as how I'm your best man and got the ring,
Niye en iyi adamın ben olduğunu görüyorsun.
I'm prepared to be the queen of Sheba for some lucky man... or at the very least, the best wife that any man could hope for.
Sheba'nın kraliçesi olmaya hazırım şanslı bir erkek için,.. ... veya en azından her erkeğin isteyeceği en iyi eş.
Your Honor, when I read that a poor old man was languishing in jail, my conscience got the best of me.
Sayın hakim, gazetede bu zavallı adamın suçsuz yere hapse girdiğini okuyunca, vicdanım beni rahat bırakmadı.
But we do the best we can and I think the man upstairs understands that.
Fakat elimizden gelenin en iyisini yaparız ve sanırım yukarıdaki de bunu anlar.
If you still Don't know who i am Then you're the du m best Man i've come up against.
Hâlâ kim olduğumu anlamadıysanız şu ana kadar gördüğüm en mankafa adamsınız demektir.
But that's not the point. I'm only saying that the best thing in the world is when a man comes home and his wife says she wants a baby.
Dünyadaki en güzel şey, bir erkek eve döndüğünde... karısının ona "Bizim bir çocuğumuz olmalı" demesidir.
He's the best man I know.
Tanıdığım en iyi adam.
Best man at the job I ever had.
En iyi adamım.
Darling, I'll be the best wife a man ever had.
Sevgilim, senin için dünyanın en iyi eşi olacağım.
He's the best man around, and as long as I'm open, he stays.
O, etraftaki en iyi adam ve açık kaldığım sürece burada kalacak.
Yes Ma'am, I'll prepare the best room for a man as famous as this. At once!
Tamam hanımefendi, değerli misafirimiz için en iyi odamızı hazırlayacağım.
I'm the witness, also the best man.
Ben hem tanığım, hem de sağdıç.
This man's really something He's different from the others I've tried my best, but still can't win over him
gerçekten yetenekli biri diğerlerinden çok farklı tüm gücümü kullanmama rağmen, mutlak zafer kazanamadım!
I called the commissioner of police and he said he'd send over his very best man.
Roger, ben polis müdürünü aradım. O da en iyi adamını yollayacağını söyledi.
He's the best man-trapper I ever seen.
Tanıdığım en iyi insan avcısı.
I propose a toast to the best man I know.
Tanıdığım en iyi adama kadeh kaldırıyorum.
The best man I've ever known
Tanıdığım en iyi erkeksin.
Well, as best man, I've got to see to the groom's sendoff preparations.
Şey, en iyi adam olarak, devriye hazırlıklarına bakmalıyım.
- I'm the best man.
- Ben sağdıcıyım.
I think Erica has the second-best man in the five boroughs.
Sanırım Erica bu civarın en iyi ikinci erkeğine sahip.
For androids patterned in man's image, I'm not so sure you didn't get the best end of the deal.
İnsanların kopyası androidler olarak bizden daha iyi olmadığınızdan emin değilim.
I'm doing the best I can, man.
Elimden geleni yapıyorum be adam.
The best I ever heard was from a character man called Berriton.
Berriton diye bir karakter oyuncusunun söylediği, duyduklarımın en iyisiydi.
Approximately the best man I ever met.
Büyük ihtimalle de tanıdığım en iyi adamdı.
I shall ever regard him as the best and wisest man I have ever known.
Onu her zaman tanıdığım en iyi ve bilgili insan olarak sayacağım ve hatırlayacağım.
Will you wait a minute? I did the best I could. That wasn't that man's fault.
Yapabildiğimin en iyisini yaptım.Bu, bu adamın yanlışı değildi.
So often, I was tempted to steal it from him myself, but some things are best done by a woman, a woman who betrays the man she loves.
Genellikle kendime itiraf etmekten korkarım ama bazı şeyleri bir kadın daha iyi becerir, erkeği aşkına inandıran bir kadın.
I'm the best man.
Ben iyi bir adamım.
Actually I was going to suggest Lord Flashheart as the best man myself.
Aslında, Lord Flashheart'ın benim sağdıcım olmasını isteyecektim.
I'M THE BEST MAN.
Ben sağdıcım.
I never walk down Baker Street where we shared rooms for so many eventful years without it reminding me only too keenly of the past and the loss of one I shall ever regard as the best and wisest man I have ever known.
Geçmişte çok badireler atlattığımız, Baker caddesindeki yaşadığımız yerden her geçişimde, sadece geçmişi hatırlamakla kalmaz aynı zamanda, tanıdığım en iyi ve en akıllı adamı ve onun acı kaybını daima ve saygıyla hatırlarım.
I want to get to the reception so I can get squiffy and seduce someone. Unfortunately, my best man has not arrived. - Get another one.
Aptallar gibi sırıtıyorum çünkü, seni ve kocanı, okkalı bir miras için kandırmayı başardığımı düşünüyorum.
Easy, I shall become best friends with the cleverest man in England.
Gayet kolay, İngiltere'nin en zeki adamının en yakın arkadaşı olacağım.
Oh, damn, I'm the best man.
Lanet olsun, sağdıcım ben.
- I'm the best man, Barf.
- Damadın sağdıcı, Barf.
Alright, even if I am wrong, and I hope I am, you're still the best man for the job.
Tamam, yanılıyorsam bile, ki umarım yanılıyorumdur, yine de bu iş için en iyi adam sensin.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]