English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Inglês → Turco / [ I ] / I'm the captain

I'm the captain tradutor Turco

1,852 parallel translation
I'm sorry you don't understand the complexities of our culture, Captain.
Kültürümüzün karmaşıklığını anlamadığınız için üzgünüm Kaptan.
I have to get to the Captain.
Kaptanı görmem lazım.
I'm sure the Captain will get us out as soon as he can.
Eminim ki Kaptan en kısa zamanda bizi buradan çıkaracaktır.
Captain, I'm the primary technician at this facility.
Kaptan, ben bu tesiste baş mühendisim.
I'm Captain Archer of the starship Enterprise.
Ben Yıldızgemisi Atılgan'dan Kaptan Archer.
Look, I'd do anything to help the Captain... but we've got bigger problems at the moment.
Bak, Kaptan'a yardım etmek için herşeyi yaparım... Fakat şu anda daha büyük sorunlarımız var.
PHLOX : I'm sorry, Captain, the chamber's been damaged.
Üzgünüm, Kaptan, bölme bozulmuş.
I'm the Captain.
Kaptan benim.
I'm the Captain here.
Burada Kaptan benim.
Captain Jenek here epitomizes the competence I demand.
Albay Jenek burada aradığım ehliyete örnek teşkil ediyor.
Remember in "The Godfather," Michael telling Sonny... how he was gonna kill Tattaglia and Captain McCluskey... in that Italian restaurant?
Baba'yı hatırlar mısın? Michael, Sonnie'ye Tattaglia ve Yüzbaşı McCluskey'i İtalyan restoranında nasıl öldüreceğini anlatıyordu Her şeyi büyük bir soğukkanlılıkla açıklıyordu.
You want somebody who can see through the wall, maybe you should call Captain Superman to help you out!
Görebilen birini istiyorsan, Kaptan Süpermen'i ara da sana o yardım etsin o zaman.
I always thought it was Captain Peacock, with the moustache.
Ben hep Mr Peacock sanırdım. Bıyıklı olan o sonuçta.
I'm recommending that you be elevated to captain, take over here... and run things the way they should be.
Seni yüzbaşının mevkiisine önerdim. Burayı devralıp işleri olması gerektiği gibi idare edeceksin.
I'm Aden Corso, captain of the Sebrus.
Ben Aden Corso, Sebrus'un kaptanı.
I am the captain of the Sebrus.
Sebrus'un kaptanıyım.
Oh! I put up the Captain and Tennille instead.
Onun yerine, Kaptan ve Tennille posterini astım.
I captain the debris recovery ship Toy Box.
Enkaz Toplama gemisi Toy Box'un kaptanıyım.
You are the most gentlemanly army captain I've ever met.
Karşılaştığım en kibar yüzbaşısınız.
- I'm the co-captain?
- Vay canına! Yardımcı kaptan ben miyim?
I am the co-captain.
Ben yardımcı kaptanım.
I mean, I want to make him the Captain of the Athletic Team
Demek istediğim onu takımın kaptanı yapacağım.
I'm captain of the cheerleading squad, and Dad can't come to one game.
Amigo kızların kaptanı oluyorum ama babam bir maça bile gelemiyor.
I'm the captain of this motherfuckin'ship.
Ben bu geminin kaptanıyım.
I'm the captain. Ladies and gentlemen, we have reached our cruising altitude of 33,000 feet,
Hedeflenen uçuş yüksekliğine ulaştık, 10000 metredeyiz.
You with NWA Airlines, I'm the captain.
Artık NWA'desin. Kaptan benim.
Yo, Captain. I got to go drain the monster.
Gidip benim canavarın içini boşaltmalıyım.
I think I'm in the captain's quarters.
Sanırım kaptan köşkündeyim.
Excuse me, ma'am, but I am the captain of this squad.
Özür dilerim efendim, ama bu takımın şefi benim.
I'm Captain Kip Kelly of the Royal Guard.
Ben Kraliyet muhafızları'ndan Yüzbaşı Kip Kelly.
I'm the captain.
Kaptanım.
Aye, sir, I'm the captain of this ship... and I'm responsible for the lives on board this ship.
Evet, efendim, bu geminin kaptanı benim... ve gemidekilerin hayatlarından ben sorumluyum.
I just punch the clock in the mornings, do my thing, then I go home- - which is what you'd better do before I call that captain of yours.
Ben kartımı basıyorum. Görevimi yapıp, akşam evime gidiyorum. Yüzbaşını çağırmadan önce sen de gitsen iyi olur.
- Yeah. - I'm Kevin Gnapoor, captain of the North Shore Mathletes.
Adım Kevin Gnapoor, matletlerin başkanıyım.
I'm the captain.
Ben yüzbaşıyım.
- I am a captain of the county.
- Ben valilikte bir yüzbaşıyım.
I'm not the Captain.
Ben reis değilim.
We've been away so long I'm almost fluent in Greek - or so the Captain says.
Ve bu ücrete çalışmıyorum. Hamper'da iplikçi olarak çalışsam dört şilin alabilirim.
- It's my Mom's new minivan, so I'm the captain, Kyle!
- Bu annemin yeni arabası ve kaptan benim, Kyle!
I could even be imprisoned, so said the captain.
Yüzbaşı bu kıyağımı unutma dedi. Yoksa direk hapse attırır oradan gönderirim dedi.
Captain, I've been watching the clock and if we won't get any help, we should move on.
Yüzbaşı, saate bakıyorum ve eğer bir yardım alamayacaksak harekete geçmeliyiz.
If you're saying... the law's out, then I'm not a captain, you're not a commander... and you are not the president.
Eğer sen kanun dışına çıkıyorsan, ben kaptan sen de kumandan değilsin ve başkan da değilsin.
I'm running for captain of the neighborhood watch.
Mahallenin nöbet şefiyim de.
Captain, I've already had this discussion with Commander Tucker... Lieutenant Reed and virtually every other officer on the ship.
Kaptan, bu tartışmayı Kumandan Tucker, Teğmen Reed ve... neredeyse bu gemideki geri kalan tüm subaylarla zaten yapmış durumdayım.
As captain of this ship I'm the one who's responsible for everyone aboard.
Bu geminin Kaptan'ı olarak güvertedeki herkesten sorumlu olan kişi benim..
I'm not sure that's how the Captain would see it.
Kaptanın böyle göreceğinden emin değilim.
- Captain, I'm not a rocket scientist, but I think I know whether or not there's a body in the room.
- Yüzbaşı, çok zeki değilim,... ama sanırım odada bir ceset olup olmadığını anlayabilirim.
Captain, I... I... I think I know why the paperboy was killed.
Komiser, sanırım gazeteci çocuğun neden öldürüldüğünü biliyorum.
I'm glad you're on the case, Captain.
Bu vakaya sizin bakmanıza memnun oldum, komiser.
Yeah, maybe I'll show up in Portland and fall for the chick dating the captain of the football team.
Belki de Portland'a gider ve takım kaptanıyla, çıktığı kız için kavga ederim.
The captain and I will set up in a surveillance van.
Başkomiserle minibüste olacağım.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]