I'm the one you want tradutor Turco
461 parallel translation
And there's one more message that I want you to relay to him. I'm working hard to find the necklace... so I hope that he's not the one to find it.
Artık ben araştırmaya başlayacağım için artık o araştırmaz umarım.
I'm the one you want.
Aradığınız kişi benim.
And I want you to know that I'm not the only one that's grateful.
Bilmenizi isterim ki, minnettar olan tek kişi ben değilim.
I'm going to ask you one card at a time... and I want you to say "no" to each card that I ask... including the chosen card.
Ben her seferinde sana bir kart soracağım ve senden sorduğum her karta seçtiğin de dahil olmak üzere "hayır" demeni istiyorum.
I think you should remember, Reva, that the one thing I don't want from you is advice.
Sanırım bir şeyi unutmamalısın, Reva, Senden nasihat istemiyorum.
I want to know if you, too, disapprove that I'm the one raising our child.
Çocuğumu benim yetiştirmemi sen de mi onaylamıyorsun?
I want you to know, in this one moment, if only for this one moment, that for the first time in a long time, I feel alive.
Şu an seni tanımak istiyorum,... bir anlığına bile olsa uzun zaman sonra ilk kez yaşadığımı hissediyorum.
I have asked one of the actors to come out after the show, for I want to congratulate him on a splendid performance, and I'm sure you do, too.
Gösteriden sonra oyunculardan birinin gelmesini rica ettim, çünkü muhteşem oyunundan ötürü onu kutlamak isterim, ve eminim siz de istersiniz.
Because, you see, this is one fish that isn't jumping into anybody's pond unless I'm paid $ 100,000 in cash as a token of your good faith. You want the syndicate to pay you?
Çünkü bu balık, sadakatinin bir göstergesi olarak karşısındakinden yüz bin dolar almadığı sürece, hiç kimsenin havuzuna atlamaz.
So now I'm the one you want to see dead.
Öyleyse şimdi benim ölümü çiğnemen gerekecek.
I'm thinking that's about all the excitement you'd want for one Fourth of July.
Çok heyecanlı, düşünüyorum da bunu her 4 Temmuz da yapmalıyız.
Come on, don't you want to be the first one to say you're glad I'm back?
Hadi, Geri döndüğümden memnun olduğunu söyleyen ilk sen olmak istemezmisin.
This is the last Colorado stronghold in the north and I want you to understand I will not tolerate one step backward.
Bu da sonuncusu. Kuzeydeki Colorado Kalesi, Sizden, bir adım bile geri çekilmeye hoşgörü göstermeyeceğimi bilmenizi istiyorum.
Every night, just like you'd want me to, I've put out the cat, made myself a rum toddy, and before I went to bed, said a little prayer thanking God that I was independent, that no one else's life was mixed up with mine.
Her gece, tam senin istediğin gibi, kediyi dışarı salarım, bir bardak rom alırım, ve yatmadan, bağımsızlığım için şükrederim.
The day I sign, I want you to eat one.
İmzaladığım gün, sizden bir tane yemenizi isteyeceğim.
Louise, you called me because... either you don't want to do it, and you want me to stop you... or you want to lay the guilt of it on me... and I'm not buying either one.
Louise, beni buraya ya yapmak istemediğinden seni durdurmam için ya da suçu üzerime yıkmak için çağırdın ama bunlara karnım tok.
- I'm not the one that you want.
- Ardığınız kişi ben değilim.
I want you to go to each one of them and tell them that I'll be at the Metropole at 11 A.M. On Monday the 29th, and don't tell any of them that you've told the others.
Metropol'de olacağımı söyle. Pazar saat 11 : 00 da 29. metropolde olacağımı söyle.
Up to now, I'm the only one dumb enough to want to take you further than your bed.
Şu ana kadar, seni yatağa atmaktan fazlasını isteyecek kadar aptal tek erkek ben oldum.
I'm the one you want.
Senin istediğin, benim.
Later I knew that he was the one who wanted to do so I don't want to let this rascal get away with it so easily I can only promise you that we will settle our grudges after we have eliminated Cao Feng
Sonradan anladım ki asıl güç delisi oymuş aslında Yaptıkları cezasız kalmamalı! ona ödetmek gerek!
No one is good or bad, but if you want, I'm the bad one.
Hiç kimse iyi ya da kötü değildir. Ama eğer istersen çok kötü olurum.
- I don't want you to pay for all the others who humiliated me who tortured me, please don't let you be the one.
Beni aşağılayıp, işkence çektirenlerin hıncını senden almayayım. Lütfen, o sen olma!
It's just that I'm working on getting you... into one of the biggest dance competitions... which can lead to incredible exposure... and you're telling me you want to be a street dancer.
Sen benden sizi en büyük dans yarışmalarından. birine sokarak iyi bir sokak dansçısı olmak istediğini mi söylüyorsun.
I just don't think I'm the one you want to talk to.
Konuşmak istediğinizin ben olduğunu sanmıyorum.
I'm the one you want, not her.
İstediğin kişi benim o değil.
And that is why I can move 28 people, have trust accounts in more countries than you have fingers and toes... and why I am able to come into your city when I want to, under the protection of one of your federal agencies, and you can't do a thing about it.
Ve işte bu yüzden 28 kişiyi nakledebiliyorum, senin el ve ayak parmaklarından daha fazla ülkede kredili hesabım var... istediğim zaman senin şehrine elimi kolumu sallaya sallaya gelebiliyorum, hem de sizin federal bürolarınızın birinin koruması altında, ve bu konuda yapabileceğin hiçbir şey de yok.
I'm the one who saw the movie, but if that's what you want, big black eyes.
Filmi gören benim, fakat istediğin buysa, iri siyah gözleri var.
You know, I would not want to see a fellow student, especially one as promising as yourself, be thrown out of school, out of the profession... on moral ground.
Senin gibi istikbali parlak bir öğrencinin ahlaki nedenlerden dolayı okuldan ve meslekten ihraç edildiğini görmek istemem tamam mı?
I'm the one you want, anyway.
İstediğin benim.
Well, lady, there's not a real big moth problem off the Pacific coast. But if you want one out of cedar, that's fine. I'll start all over.
Pasifik sahilinde büyük bir güve sorunumuz yok, ama sedir olsun derseniz baştan başlarım.
I believe this is the one you want.
Sanırım aradığın bu.
I was thinking of going to bed, already! I got the lead role... And the posters with my name on them have been printed up and I thought maybe you'd want one, so I brought one for you!
Başrolü aldım ve posterin üstüne adımı yazdılar ve belki izlemeye gelirsin diye senin için bir tanesini aldım!
I'm the one you want!
Senin istediğin benim!
I just figured since you were the one who got my pal in trouble, you might want to help get him out.
- Sizi de kandırmış ahbap. - Arkadaşımın başını... sen belaya soktuğun için, belki onu sen kurtarmak istersin dedim.
More like, "If you want his services, I'm the one you negotiate with."
Daha çok, "Onun hizmetini istiyorsan, pazarlık yapman gereken benim."
I'm the one you want.
İstediğiniz benim.
I want to introduce you to one of the brav... Well, no, no, quite the bravest chap I've ever come across,
Size dünyanın en cesur insanlarından biri...... yo benim tanıdığım en cesur insandan bahsetmek istiyorum.
If one of us doesn't make it, I want you to know that you're the best cop I've worked with.
İkimizden biri kurtulamazsa, bilmeni isterim ki çalıştığım en iyi polissin.
Kuang, I want you to tell everyone the rules of the North Wing just one more time.
Okan, kendi sağlığın için Kuzeyin kralı kimmiş söyle bakalım.
About how she came into the bar one night and said, "I'm yours if you want me."
Bara gelip "beni istiyorsan seninim" dediğini anlatmıştır.
Oh, I figured it was probably the one that lets you see what you want to see.
Ben onun, görmeni istediğin şeyleri gösteren vizör olduğunu sanmıştım.
I want you to practice for one hour and then we'll go back to the city.
Size 1 saatlik çalışma yaptıracağım ve kasabaya geri döneceğiz.
I'm the one you want.
İstediğin benim.
You want me to go to the graveyard with you because I'm the Chosen One and there are vampires?
Mezarlığa gelmemi istiyorsun çünkü "Seçilmiş" im ve vampirler var.
I want you to know, Jake, that I'm the only one who did this to myself and to you.
Bilmeni isterim ki Jake, bunu sırf kendim için değil, senin içinde yapıyorum.
Take this one last assignment, as a favor to me, and I'll set you up, on a real retirement with all the money and junk you could want.
Bana bir iyilik yap ve bunu son görev olarak al, ve sana, istediğin kadar para ve uyuşturucu ile gerçek bir emeklilik sağlayayım.
I'm not the one you want to talk to.
Konuşman gereken kişi ben değilim.
You want to kill me... because I'm the one responsible foryour resurrection.
Beni öldürmek istiyorsun. Çünkü canlanmandan sorumlu olan benim.
You want'er alive, right? I don't care about'er, you can have'er. But I get the other one.
Bunu canlı istiyorsunuz umurumda değil, alabilirsiniz, ama ben onun için geldim alacağım ve gideceğim.
Sorry, I want to ask you one more question about the photograph.
Doktor Nichols.Pardon size fotoğrafla ilgili bir soru daha soracaktım.