English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Inglês → Turco / [ I ] / I'm touched

I'm touched tradutor Turco

1,566 parallel translation
I hadn't touched her.
Ona dokunmamıştım.
Oh, Jasper, I'm so touched!
Ah, Jasper, çok duygulandım.
Well, the tide's been in and out a thousand times since, lt's never budged, I've been there, I touched it, I felt it, ln your dreams, lass!
Akıntı binlerce kez gelip gitti ama o sopa hiç kımıldamadı. Oradaydım. Ona dokundum, onu hissettim.
I made that special for you, and you haven't even touched it.
Bilhassa senin için yaptım ve sen dokunmadın bile.
I never touched it.
Onlara dokunmadım bile.
I was deeply... touched.
Çok duygulandım.
I'm touched.
Etkilendim.
I know they couldn't hold me on the weight...'cause I never touched shit... but attempted murder on parole with two priors...
Uyuşturucudan yırtacağımı biliyordum, ellerim hep temizdir. Ya cinayete teşebbüs ve evvelki iki mahkumiyetten şartlı tahliye?
I'm very... touched.
Teşekkür ederim. Ben çok... etkilendim.
I never touched you.
Sana asla dokunmadım.
Wow, I'm touched.
Wow, etkilendim.
What a reception. So concerned. I'm really touched.
Bu ne güzel karşılama töreni böyle, resmen gözlerim doldu.
I was surprised that she would care, but I chose to be touched rather than alarmed.
Benle ilgilenmesine şaşırmıştım, fakat, uyarılmaktan çok dokunulmayı tercih ediyordum.
Everything I've seen, touched, and perceived
Gördüğüm herşeyi anladım ve minnettarım.
I didnt think that I could be... touched very deeply.
Düşünmemiştim ki bu kadar derinden müteessir olayım.
I was touched
Çok duygulandım.
Alaska's really touched my heart in an amazing way, and it's influenced me so much that, yeah, I'm gonna come back.
Alaska beni inanılmaz şekilde etkiledi. Üstümdeki etkisi o kadar fazla ki, buraya yine geleceğim.
I'm touched by your deep sense of self-interest.
Derin bencillik anlayışınız gözlerimi yaşarttı.
I've never touched such a delicate 7 Dots, just like OK2.
Daha önce senin ki kadar narin 7 Nokta'ya hiç dokunmamıştım.
He put me to bed, fixed my covers, touched my hair, and told me a story till I fell asleep.
Beni yatağa soktu, sonra üstümü örttü ve saçlarımı okşamaya başladı ve uykuya dalana kadar masal anlattı.
I never touched him, the poor kid.
Ben ona hiç dokunmadım. Zavallı çocuk.
I never even touched the kid.
Bu çocuğa ben hiç dokunmadım.
I touched her... she panicked.
50 milyon ona şimdi neler yapacağım paramı almak için
I cannot help it, I am so touched.
Ne yapayım kız, duygulandım ben. Aa, yapma ama.
I'm touched
Çok dokunaklı!
I haven't touched a ball in ages.
Yıllardır elime top almadım.
I'm touched.
Çok etkilendim.
I haven't touched her personal things, of course.
Kişisel eşyalarına dokunmadım tabii.
When I touched lily's pregnant belly and was hit with that pain I realized I'd been judged and found wanting.
Lily'nin hamile karnına dokunup o acıyla karşılaştığımda yargılandığımı ve istediğimi elde ettiğimi farkettim.
As for Sara Holt, I barely touched her.
Sara Holt'a gelince ; ona dokunmadım bile.
I'm touched. Thank you, man.
Teşekkürler, dostum.
I've never fired a gun. I've never even touched a gun.
Ben asla bir silah kullanmadım, asla bir silaha dokunmadım.
I never touched her.
Ona dokunmadım bile.
Because I'm thinking that someone in here may have touched this file.
Bu dosyaya buradan birinin dokunmuş olabileceğini düşünüyorum.
I must have touched something.
Bir şeye dokunmuş olmalıyım.
Oh, my feet haven't touched the ground since I clocked in.
Sabahtan beri nefes alamadım.
I never touched her.
Ona asla dokunmadım.
gee, i'm touched by your outpouring of compassion.
Merhametini gösterme tarzın beni çok etkiledi.
No. I haven't touched anything.
Hayır, hiçbir şeye dokunmadım.
I'm touched.
Çok duygulandım.
I never picked up an illegal allen at Home Depot... to take home and choke me, while I touched myself.
Evin deposunda hiç yasadışı birşey yapmadım... Kendi kendime dokunurken ağzımı da kapatmadım.
Oh, jeez, Sookie, I'm touched.
Tanrım, Sookie, çok etkilendim.
I barely touched her.
Ona dokunmadım.
- Oh, yeah. Definitely. I gotta say, my favorite part was at the end there when we were all hugging... and my sister screamed and told everyone that I touched her vagina.
Ama itiraf etmeliyim en çok hoşuma giden kısım sonunda herkesin birbirine sarılması ve kız kardeşimin çığlık atıp herkese vajinasına dokunduğumu söylemesiydi.
I touched him, I shook his hand.
Ona dokundum, Elini sıktım.
The second I met him, the second I touched his hand, honey, his health is not good.
Onunla bir dakika karşılaştım. Bir dakika eline dokundum. Tatlım, Onun sağlığı iyi değil.
Aw, I'm touched.
Çok duygulandım.
I never touched it. So my fingerprints won't be on it.
Ben ona hiç dokunmadım, yani benim parmak izlerim çıkmayacaktır.
Well, even if it is family stuff, I don't want to know about all the infidelities and heartache, and if Uncle Lance was touched up by the vicar, and that's why he's such a tit at Christmas, I'm sorry.
Ailevi bir şey olsa bile, sadakatsizlikleri, aşk acılarını rahibin Lance amcayı ellediğini bu yüzden Noel'de o kadar aptalca davrandığını duymak istemiyorum. Üzgünüm ama duymak istemiyorum.
She hasn't touched her credit cards, and I doubt she will for a good, long time... since she got $ 500,000 for the house.
Kredi kartlarına dokunmamış ve sanırım uzun süre dokunmayacaktır, evden 500.000 $ aldığı için.
Now, I meant no disrespect, and had I known the gold was from the treasury, I'd not have touched it.
Saygısızlık etmek istemedim ve altınların hazineden olduğunu bilseydim onlara asla dokunmazdım.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]