I'm trying to quit tradutor Turco
90 parallel translation
I'm trying to quit.
İçkiyi bırakmaya çalışıyorum.
I'm trying to quit, but it isn't easy.
Bırakmaya çalışıyorum ama hiç kolay değil.
- I've quit trying to know about it.
Öğrenmeye çalışmayı bıraktım.
- No, no, no! I'm trying to quit.
Bırakmaya çalışıyorum.
I'm trying to quit.
Bırakmaya çalışıyorum.
- No, I'm trying to quit.
- Bırakmaya çalışıyorum.
I'm trying to quit.
Yeterince gördüm.
i'm trying to help lucky quit smoking.
- Lucky'nin sigara içme problemini çözmeye çalışıyordum.
God, I even quit when I'm trying to quit.
Tanrım, işi bırakmak istediğimde ben bile boşluyorum.
- I'm trying to quit.
- Bırakmaya çalışıyorum.
- Well, I'm trying to quit.
- Bırakmayı deniyorum.
- I'm trying to quit, anyway.
- Zaten bırakmaya çalışıyorum.
No, I'm... I'm trying to quit.
Hayır, ben... bırakmaya çalışıyorum da.
- I'm trying to quit.
Ben bırakmaya çalışıyorum.
I ´ m trying to quit.
- Dinle- - Bir tane ister misin?
I'm trying to quit.
Ben bırakmaya çalışıyorum.
I'm trying to quit anyway.
Zaten bırakmaya çalışıyorum.
Because my friend Donna, she was trying to quit smoking, and she found that the gum was soothing to the nerves, so I started chewing it, then I got hooked on the gum, and then I got TMJ from the chewing,
Çünkü arkadaşım Dona da sigarayı bırakmaya çalışıyordu Ve sakızın sinirlere de iyi geldiğini söyledi. Sonra ben sakız çiğnemeye başladım ve şimdi de devamlı çiğner oldum.
But I'm trying to quit.
Sigarayı bırakmaya çalışıyorum.
One of the doctors was always trying to paw me, that's why I quit.
Doktorlardan biri sürekli beni mıncıklamaya çalışırdı, bu yüzden işi bıraktım.
Oh, yeah, I'm always trying to quit, buy my weight just balloons up.
Oh, evet, devamlı bırakmaya çalışıyorum, ama hemen kilo alıyorum.
- - I'm trying to quit. -
Bırakmaya çalışıyorum.
No, I'm just trying to quit.
Hayır, bırakmaya çalışıyorum.
I'm trying to quit.
Bırakmaya çalışıyorum
- I'm trying to quit.
- Ben bırakmaya çalışıyorum.
I'm trying to quit smoking.
Sigarayı bırakmaya çalışıyorum.
I know it's not very FBI of me, but I'm really trying to quit.
Bir FBI ajanına yakışmıyor belki ama bırakmaya çalışıyorum.
- You trying to quit? - I'm not saying that.
- Çıkmak mı istiyorsun?
Don't you know what I'm going through trying to quit that shit?
O zımbırtıyı bırakmak için canım burnuma geliyor.
I'm trying to quit.
Bırakmaya çalışıyorum!
No, thanks. I'm trying to quit.
Hayır sağ ol. Bırakmaya çalışıyorum.
I'm kind of trying to quit.
Bırakmaya çalışıyorum tam da.
Well, I just kind of quit trying so hard and... the idea just came to me.
Sadece çok fazla zorlamayı bıraktım ama ve fikir birden aklıma geliverdi.
I just wish everybody would back up off me and quit trying to run my life. I'm grown!
Sadece herkes hayatımı yönetmekten vazgeçsin.
Give me a break, I'm trying to quit.
Bana öyle bakma, bırakmaya çalışıyorum.
I told him, I said, "I'm trying to quit." I'm begging him, "Show me some love."
Ona söyledim, dedim ki, "bırakmaya çalışıyorum." Rica ettim, "Biraz anlayışlı ol."
I'm trying to quit...
Bırakmaya çalışıyorum.
No, I quit trying to get payments out of Joe.
Joe'dan haraç almayı bırakmıştım.
But I just wanted you to know that I'm not gonna quit trying.
Ama şunu unutma, çabalamaktan asla vazgeçmeyeceğim. Anlaşıldı mı?
Look, I'll admit I have no idea what I'm doing, and obviously I've got to quit this job and figure it out, but I'm trying, and it feels good.
Dinle, ben burada ne yaptığımı bilmiyorum. Sanırım işi bırakıp bir çare bulmalıyım ama en azından uğraşıyorum bu da bana iyi geliyor.
- I'm trying to quit.
Bırakmaya çalışıyorum.
No, I'm just trying to get him to quit my group.
Hayır, ben sadece ona grubumu bıraktırmaya çalışıyorum.
But I'm not the one trying to quit anything.
Fakat ben bir şeyi bırakmak isteyenlerden değilim.
I think he's trying to make me quit.
Sanırım bırakmamı sağlamaya çalışıyor.
I'm trying to quit smoking, and my mom's not here.
Sigarayı bırakmaya çalışıyorum ve annem burada değil.
I quit trying to make sense of people like that a long time ago.
Bunun gibi insanların mantığını anlamaya çalışmayı uzun yıllar önce bıraktım.
Well, I'm a two-pack-a-dayer trying to quit smoking, that's how it's going.
Günde iki paket içerken sigarayı bırakmaya çalışıyorum. Öyle gidiyor.
Mr. Sweeny, it's like I was trying to tell you on the telephone, my physical therapy job just got phased out and Rex here, well, he hurt his knee so bad that he had to quit his construction job and get surgery.
Bay Sweeny, telefonda da söylemeye çalıştığım gibi fizyoterapi işim bitmeye yüz tuttu ve Rex, dizinden öyle kötü sakatlandı ki inşaat işinden ayrılıp ameliyat olmak zorunda kaldı.
I lost my business, and I'm sitting here trying to remember why I quit drinking.
İşimi kaybettim. Oturduğum yerde içkiyi niye bıraktığımı anımsamaya çalışıyorum.
I've been trying to remember, but I c- - - I can't remember anything after I quit work yesterday.
Hatırlamaya çalışıyorum ; ama dün işten çıktıktan sonra ne yaptığımı hatırlayamıyorum.
I'm trying to quit
Bırakmaya çalışıyorum.
i'm trying my best 22
i'm trying to sleep 45
i'm trying to study 20
i'm trying to work 25
i'm trying to be nice 16
i'm trying to figure it out 16
i'm trying to talk to you 26
i'm trying to concentrate 31
i'm trying 1425
i'm trying to help you 292
i'm trying to sleep 45
i'm trying to study 20
i'm trying to work 25
i'm trying to be nice 16
i'm trying to figure it out 16
i'm trying to talk to you 26
i'm trying to concentrate 31
i'm trying 1425
i'm trying to help you 292