English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Inglês → Turco / [ I ] / I'm well aware

I'm well aware tradutor Turco

665 parallel translation
I'm well aware of it.
Bunun pek ala farkındayım.
I am well aware that nothing short of a miracle could add luster... to this already dazzling display.
Bir mucize dışında başka hiç bir şeyin bu göz kamaştırıcı sergiye... ihtişam katamayacağının farkındayım.
I happen to be well aware that you've been awaiting for orders and you'll continue to wait until every competent officer has been assigned to active duty.
Atama beklediğinin de farkındayım ama bekleyeceksin ta ki diğer bütün subayların ataması yapılana kadar.
I'm well aware that we're all bundles of inhibitions.
Hepimizin belli bir miktar çekingen olduğunun farkındayım.
Sergeant Dickerman, for your private information, I'm well aware of what the rocket is designed for.
Dickerman, bilginiz olsun diye söylüyorum roketlerin neden üretildiklerini biliyorum.
I was well aware they all ridiculed me for the way I fussed and worried.
Titizliğimle ve endişeli hallerimle dalga geçtiklerinin pekala farkındaydım.
Information I'm already well aware of.
Bunu zaten çok iyi biliyorum Bayan Kelly.
I'm well aware of Captain Wallace's capabilities
Ben Yüzbaşı Wallace'ın yeteneklerinin farkındayım.
My lord priest, I'm well aware of your hostility and enmity.
Baş rahibim, husumetinizin ve kininizin fazlasıyla farkındayım.
I'm well aware of your evaluation.
Sizin düşüncenizi gayet iyi biliyorum.
If that's a subtle way of throwing Sylvia Lester in my teeth, I'm already well aware of her function in your life.
Eğer bu Sylvia Lester'i dişlerimin arasına fırlatmanın ince bir yolu ise, ben çoktan onun senin yaşamındaki işlevinden pekala haberdarım.
Well, there's an old service maxim, sir that I'm sure you're well aware of.
Sanırım sizin de bildiğiniz bir ordu kuralı vardır.
I am certain that by now this court is well aware of the peculiar involvement of Lieutenant Cantrell in this case. So I trust that I shall not again be charged with employing cheap, legal tricks when I call as my next witness, Defense Counsel himself.
- Şimdiye kadar dinlediklerimizden oldukça eminimki mahkememiz, Teğmen Cantrell'in bu olayın içinde tuhaf bir şekilde yer aldığının farkındadır ve bu nedenle, ucuz ve yasal hileri kullanmakla suçlanmayacağıma güveniyorum ve sonraki tanığım olarak savunma makamının temsil eden,..
- I'm well aware of that, Mr. Fryer.
- Bunun farkındayım, Mr. Fryer.
I am well aware of the many pleasures of that noble institution, marriage, and I will gladly call upon the young lady at any time she will receive me.
Evlilik denen yüce müessesenin nimetlerinin gayet bilincindeyim ve bu genç hanımla istediği zaman buluşmaya hazırım.
Yes, I'm well aware of that, sir.
Evet, o şiiri gayet iyi biliyorum efendim.
I'm well aware they're just children, Winifred.
Bunun farkındayım Winifred.
I am quite well aware of that, Barbara.
Onun farkındayım, Barbara.
I'm well aware of that.
Çok iyi anladım.
I'm taking a bath. I am well aware that you're taking a bath.
Başka zaman konuşmamızın sakıncası varmı, Albay?
I'm well aware of the duties of a guide.
- Sıra sizde.
I'm well aware of that, Mr. Harper, but please don't bother suggesting that we bring in the police.
Bunu gayet iyi biliyorum, Bay Harper, ama lütfen polise başvurmamız tavsiyesinde bulunmayın.
I'm well aware of that, Mr. Scott.
- Farkındayım.
I accepted an invitation to dinner one night, well aware that this outing, though justified from a business viewpoint, sounded the death knell for my prior noble resolutions.
Bir akşam bir yemek davetine katıldım. İş gereği dışarı çıkmış olsam da önceki soylu kararlılığımın ölüm çanlarını çalmış gibi hissettim.
I'm well aware of that, but even so, I wish to decline the honor.
Bunun gayet farkındayım, ama yine de, bu onuru geri çevirmek zorundayım.
I'm well aware of a freighter's maximum speed, Mr. Sulu.
Yük gemilerimizin maksimum hızını gayet iyi biliyorum, Bay Sulu.
I'm very well aware of that, lieutenant. Try it.
Bunun ben de farkındayım, Teğmen.
I'm well aware of that, Quince.
Bunun gayet iyi farkındayım Quince.
I am well aware... that that is the period of the film. 1878.
Filmin o dönemde geçtiğinin gayet tabii farkındayım.
I'm well aware of that, Scott. Get two tractor beams on that shuttlecraft.
O mekiğe iki çekici ışın yolla.
I'm well aware of what really happened.
Gerçekte neler olduğunun farkındayım.
- I'm well aware of your talents, 007.
- Yeteneklerinin farkındayım 007.
Well, I'm not aware of...
Ben pek farkında değilim...
You may not be aware, Miss Cresta Lee,... but I'm a professional soldier, and I happen to be well experienced in this part of the country
Endişelenmeyin Bayan Cresta Lee. ... ben profesyonel bir askerim ve ülkenin...
- I'm well aware of that
- Bunun farkındayım.
Officer, I'm well aware I'm being a pest, but you said a homicide detective is on his way?
Aşağı çalışma odasına indi, kasayı kurcalayan birini gördü. Şimdi, biraz deneyimi olan bir adam bu eski moda şeyi açabilir.
Now, all the time I was watching this I was beginning to get very aware of, like, not feeling all that well.
Sabah akşam bunu izledikçe pek de iyi hissetmediğimi farketmeye başlamıştım.
This is real. I'm well aware of the difference, my dear Milo, but I'm also aware of my own not inconsiderable capabilities.
Farklılığın bilincindeyim sevgili Milo aynı zamanda kayda değer yeteneklerimin de bilincindeyim.
I must have behaved extremely badly, I'm well aware of it.
Oldukça kötü davranmış olmalıyım. Bunun farkındaydım.
Dawn Davenport, you are a habitual liar... and I'm quite well-aware of it.
Dawn Davenport, sen kronik bir yalancısın... ve ben bunun farkındayım.
I assume the present assembly is well aware of who it is uses prostitutes : the bourgeoisie and the police.
Sanırım şu anki meclis fahişeliği asıl kullananın kim olduğunu gayet iyi biliyor :
I'm sure the doctor was well aware of that.
Eminim doktorun bundan pekala haberi vardı.
But I'm well aware any effort will be of little use... unless our entire community is behind it.
Ancak ne fikir ortaya atarsak atalım herkes tarafından kabul görmedikçe bir işe yaramayacak.
I'm well aware of that, Dr. Hubbard.
Bunun farkındayım Dr. Hubbard.
- PARDON ME? NEVER MIND. WELL, AS I'M SURE YOU'RE WELL AWARE,
Hepiniz farkındasınız ki bu domates problemi...
I'm aware that I'm not particularly well-liked.
Çok fazla sevilmediğimin ben de farkındayım.
I'm well aware of that, General Merchenson.
Tabi bundan haberim var, Merchenson paşam.
I'm well aware of that, Mr. Havisham. My husband's father has never shown the slightest concern for me or his grandson.
Bunun farkındayım Mr. Habişon.Kocamın babası torununa veya bana asla ilgi göstermedi
Yes, I'm well aware of how pleasant the weather is in Rome at the present time.
Evet şu anda Roma'da çok daha sıcak ve güzel bir havanın olduğunun farkındayım.
Now, I'm well aware, messieur Poirot... that in your world, when a murder takes place everyone automatically comes up with a watertight alibi.
Şunun da farkındayım ki Mösyö Poirot, sizin dünyanızda bir... cinayet gerçekleştiğinde, herkes otomatikman... şüphe götürmez bir tanıkla ortaya çıkar.
I'm well aware of that!
Bunun gayet farkındayım.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]