I'm working on that tradutor Turco
905 parallel translation
I'm working on that angle.
- İşte bunu istiyorum. - Şu anda bunun üzerinde çalışıyorum.
- I'm working on that now.
Şu anda bunun üzerinde çalışıyorum.
- I'm working on that.
- Ben de bunu düşünüyorum.
I beg your pardon, Lieutenant Grogan, you see I'm so accustomed to working quite alone at my lodgings on Baker Street that I sometimes forget the more modern scientific methods so particularly effective here in America.
Özür dilerim, Teğmen Grogan, anlıyorsunuzdur, Baker Street'teki konutumda tek başıma çalışmaya öylesine alışmışım ki, bazan burada Amerika'da daha modern bilimsel yöntemlerin özellikle uygulandığını unutuyorum.
I was on my way to the jewelry store to buy the ring. And then suddenly that little man in here started working on me.
Tam yüzüğü almak için kuyumcuya giderken küçük adamım beni uyardı.
I'd been working on that advertising campaign with Laura.
Laura'yla şu reklam kampanyası üzerinde çalışmıştım.
I used to spend my spare time down on those islands working truck gardens so my outfit could have fresh tomatoes and green corn and all that.
O adalardaki bahçelerde çok vakit geçirirdim böylece birliğim taze domates ve mısır yiyebildi.
I'm working on that.
Uğraşıyorum.
You spent World War II in Greenland working on something so top secret that even I couldn't find out about it.
Dünya Savaşı'nda Grönland'da bulunmuşsnuz o kadar gizli bir şey üzerinde çalışmışsınız ki ne olduğunu ben bile bulamadım.
If my old man Was getting knocked around like that, I'd help him. - l been Working on it.
Düşündüm de benim babamı o şekilde itip kaksalardı elimden geldiğince yardım etmeye çalışırdım.
Vittorio, if you aren't up to working, I'm ready to go on the street again, if that's better.
Vittorio çalışmak sana zor geliyorsa istiyorsan ben yeniden sokağa çıkmaya hazırım.
I'm sorry, sir, nothing yet, but we're working on that cot.
Özür dilerim efendim, henüz yok. Ama portatif yatak bulmak için uğraşıyoruz.
I'm still working on that book.
Hâlâ o kitap üzerinde çalışıyorum.
I've been working on that, but I can't find out.
Ben de anlamaya çalışıyordum ama bulamadım.
That's how I started out, working on sports cars.
Böyle başladım, spor arabalarda çalışarak.
Now, because of that, a project that I was working on for six years was canceled by my government.
Bu nedenle 6 yıldır üstünde çalıştığım proje hükümetim tarafından iptal edildi.
Yes, of course I was hoping you might help us with a case that we're working on
Üzerinde çalıştığımız bir soruşturmada bize yardım edebileceğinizi umuyorum.
I'm working on masterpieces that are at risk.
"Tehlikedeki Eserlerimiz" adlı programı hazırlıyorum.
I can promise you that I only accept one case at a time... and I'll keep working on it until I have solved it.
Size söz verebileceğim tek şey, aynı anda yalnız bir işle uğraşırım. O işi çözünceye kadar sadece onun üzerinde didinip dururum.
I'm glad that's all, because I'm as tired of your mouth as I am working on this goddamn job!
Bu kadar olmasına sevindim, çünkü şu lanet iş kadar senin kahrolası çenenden de bıktım!
You pick up that phone, you say, "Honey, I'm gonna be working late at the office tonight." Come on.
Telefonu kaldır,'Tatlım, bu gece büroda geç saatlere kadar çalışacağım'de. Haydi.
I would take every person that's tired of working jobs like on the auto lines and have worked for years for nothing and never getting ahead
Otoyol kenarlarından yıllarca bir hiç uğruna ve hiç ilerlemeden çalışmaktan bıkmış her insanı kurtarırdım
That long goody'll keep on working as long as I'm able to handle it, and you know it too, you old dog, you.
O uzun şekerleme çubuğu ben başa çıkabildiğim sürece çalışmaya devam edecek, bunu biliyorsun yaşlı köpek.
Ivan Vassilyevich, if you knew what an important invention I'm working on, you wouldn't have said that.
Ivan Vassilyevich, ne kadar mühim bir icat üzerine çalıştığımı bilseydin böyle konuşmazdın.
I think that the most interesting investigation... is always the one that you're working on at the moment.
Sanırım, en ilginç soruşturma o anda üzerinde çalıştığınız soruşturmadır, her zaman.
C-2 is working on the second one, and I would hope that they will have identified him by the time you arrive in Zurich.
C-2 ikincisinin peşinde. Umarım sen Zürih'e varana dek onu da tespit etmiş olurlar.
I'm working on that - you'll be home soon.
Bununla ilgilenirim. Çok yakında evinize dönersiniz.
Occasionally, there's a loss of spontaneity. I'm working on that.
Bazen bir doğaçlama kaybı oluyor ama o konuyla ilgileniyorum.
I'm now working for them on a follow-up to that TV show
Artık şu TV programını tamamlayana kadar onlar için çalışacağım.
You'll take care of business here, and I'll go back to the ship and start working on that regulator.
Buradaki işleri halledeceksiniz, ve bende gemiye dönüp, düzüenleyici üzerinde çalışmaya başlayacağım.
I'll explain... that you're working on your Peter.
Durumu açıklarım.
When I look at it objectively... I mean, when I'm not actually working on it. I almost get the feeling that I wasn't the one who made it.
Buna bakınca, yansızca... yani aslında bunun üzerine çalışmadığımda nerdeyse bunu yapanın ben olmadığını hissediyorum.
I'm working on that now.
Ben de onunla meşgulüm.
Or if we were outside, say, with a group, that the flag could be the thing we lay on at night... and that somehow, between working on this flag and lying on this flag... this flag flying over us... that the flag would pick up vibrations of a kind... that would still be in the flag when I brought it home.
Diyelim ki bir grupla beraber dışarıdayız, gece yatarken altımıza bu bayrağı sereceğiz ve her nasılsa, çalışırken bayrakla, uyurken bayrakla bayrak yanımızda dalgalanacak bayrak bu heyecanı toplayacak ve eve döndüğümde de halen bunları taşıyor olacaktı.
I suppose he's still working on that... That girl's murder? - The virgin something-or-other, was it?
Şu anda "Bakire bilmem ne" nin cinayeti ile ilgileniyor sanırım.
I'm still working on that one.
Şu an bunun üzerinde halen çalışmaktayım.
Now let me show you that experiment I've been working on.
Simdi size üzerinde çalıştığım deneyi göstereyim.
It's just that I'm working on getting you... into one of the biggest dance competitions... which can lead to incredible exposure... and you're telling me you want to be a street dancer.
Sen benden sizi en büyük dans yarışmalarından. birine sokarak iyi bir sokak dansçısı olmak istediğini mi söylüyorsun.
That lady and I were working on a 3-picture deal.
o hanım ve ben üç resim anlaşmasına varıyorduk.
I'm working on that. I haven't finished that.
Henüz aleti bitirmedim.
It might be that I'm working on getting you kicked out of this country too.
Aslında, Dave, ben de kendi kıçımın bu ülkeden atılması için uğraşıyor olabilirim.
J.B. will call me at 2 in the morning and ask if you can trace fingerprints on Jell-O stuff like that. Actually, I'm working on a little story of my own right now.
Ve ayrıca şunu da biliyoruz ki, eşinizle olan evliliğiniz karşılıklı güven temellerine oturmamış çünkü kötü adamlar bizmişiz gibi şunu hala bize doğru tutuyorsunuz ki, yanlış yapıyorsunuz.
I'M STILL WORKING ON THAT ONE.
Aslında hala bununla uğraşıyorum.
I'm working on that, guys.
Bunun üstünde çalışıyorum, beyler.
I'm working on that
Üzerlerinde çalışıyorum.
Fritz, I can't go out there now and say that I'm working on the Ferber dog chow account.
Puan tutan yok. Gidip de Ferber Dog Chow'u aldığımı söyleyemem Fritz.
Then the new dog chewed up this entire report that I'd been working on.
Sonra da yeni köpek, üzerinde çalıştığım raporu paraladı.
Tell them that I'm upstairs working really hard on my report.
Onlara, yukarıda ödevime çok çalıştığımı söyle.
featuring Morticia, Gomez, and Thing, but I've been working really hard on this, so let's say that if I get an A, can I get my own car?
Marticia, Gomez ve Thing hakkında olacak. Bu ödeve gerçekten çok iyi hazırlandım eğer A alırsam, bana araba alır mısınız?
Since then I've been working on an approach that combines cybernetics and regeneration.
O günden beri ben, sibernetik ve... yenilenmeyi birleştiren bir yaklaşım üzerine çalışıyorum.
I'm working on that, but I'm here now.
Bunun üstünde çalışıyorum, buradayım.
i'm working right now 17
i'm working 521
i'm working here 57
i'm working on it 576
i'm working on something 28
i'm working as fast as i can 22
on that 88
on that note 90
on that night 19
on that side 16
i'm working 521
i'm working here 57
i'm working on it 576
i'm working on something 28
i'm working as fast as i can 22
on that 88
on that note 90
on that night 19
on that side 16
on that day 78
i'm watching you 97
i'm waiting for you 98
i'm watching 80
i'm with 29
i'm worried about you 332
i'm way ahead of you 64
i'm with a friend 20
i'm walking 73
i'm with you now 22
i'm watching you 97
i'm waiting for you 98
i'm watching 80
i'm with 29
i'm worried about you 332
i'm way ahead of you 64
i'm with a friend 20
i'm walking 73
i'm with you now 22
i'm with you there 18
i'm warning you 559
i'm wondering 72
i'm waiting 335
i'm waiting for someone 45
i'm writing 37
i'm with you 610
i'm walking away 18
i'm with a patient 20
i'm wide awake 33
i'm warning you 559
i'm wondering 72
i'm waiting 335
i'm waiting for someone 45
i'm writing 37
i'm with you 610
i'm walking away 18
i'm with a patient 20
i'm wide awake 33
i'm worried 402
i'm well aware 59
i'm well 147
i'm worn out 32
i'm with them 16
i'm winning 52
i'm with him 72
i'm with her 59
i'm well aware 59
i'm well 147
i'm worn out 32
i'm with them 16
i'm winning 52
i'm with him 72
i'm with her 59